16. Hukuk Dairesi 2013/8190 E. , 2013/8354 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacılar ... ile ..., irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, 1955 yılında yapılan kadastro sonucunda taşlık ve kayalık olarak tescil harici bırakılan taşınmaz bölümünün müştereken adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, fen bilirkişinin 09.03.2011 tarihli rapor ve krokisinde gösterilen 1.866,50 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bölümünün eşit hisseyle davacılar ... ve ... adlarına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın ev yapmak ve bahçe olarak kullanmak suretiyle davacılar lehine zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleştiği gerekçesiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmaz, Kadastro Müdürlüğünden gönderilen cevaba göre devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşlık-kayalık yerlerden olması sebebiyle tespit dışı bırakılmıştır. Davacılar, kazandırıcı zamanaşımı ile zilyetlik hukuki nedenine dayanarak tescil isteğinde bulunmuşlardır. Dava, 12.10.2010 tarihinde açıldığına göre, böyle bir yerin emek ve masraf sarfı suretiyle imar-ihya işlemlerinin tamamlanarak tarıma elverişli hale getirilmesine müteakip, dava tarihine kadar kazanmayı sağlayacak 20 yıllık zilyetlik süresinin geçmesi suretiyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14 ve 17. maddeleri hükümlerine göre kazanılması mümkündür. Bir arazinin kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi ise uydu ve hava fotoğraflarıdır. Hava fotoğraflarının dava tarihinden 20-25 yıl öncesine ait en az iki ayrı zamana ilişkin olması gerekir. Uyuşmazlığın çözüme kavuşturulabilmesi için gerekli bulunan dava tarihinden öncesine ait uydu ve hava fotoğraflarından yararlanılmamıştır. Hal böyle olunca, taşınmazın bulunduğu yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız, yerel bilirkişi ve taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu, jeodezi veya fotogrametri uzmanı harita mühendisinden oluşacak bilirkişi heyeti aracılığıyla yapılacak keşifte, yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın öncesinin devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşlık-kayalık yerlerden olduğu belirtildiğine göre taşınmaz üzerindeki imar ve ihyanın hangi tarihte başladığı, ne zaman bitirildiği, hangi tarihten beri kim tarafından kullanıldığı ve zilyetliğin ne şekilde sürdürüldüğü hususları maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, taşınmazın niteliği ve kullanım durumu hakkında uydu ve hava fotoğrafları bilimsel yöntemlerle uzman bilirkişilerce incelenmeli, bu yerin önceki ve şimdiki niteliğinin, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, taşınmazın sadece kepçe ile toprağının düzeltilmesi ve üzerine ev yapılmış olmasının tek başına imar-ihya olduğunu göstermeyeceği dikkate alınmalı, keşif sırasında taşınmazın genel görümünü gösteren fotoğrafları çekilerek zirai bilirkişi raporuna eklenmeli, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporuyla denetlenmeli, daha sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 17.09.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.