Esas No: 2020/419
Karar No: 2021/1615
Karar Tarihi: 16.12.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/419 Esas 2021/1615 Karar Sayılı İlamı
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/419
KARAR NO : 2021/1615
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/12/2019
NUMARASI : 2019/20 E. - 2019/550 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10/12/2019 tarih ve 2019/20 E. - 2019/550 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkili Şirketin 2005/04704 sayılı "..." ibareli tanınmış markanın sahibi olduğunu, davalı Şirketin ise bu marka ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki "....... ibaresinin marka olarak tescili için diğer davalı Kuruma başvurduğunu, 2017/99412 kod numarasını alan başvuruya müvekkilince yapılan itirazın, önce Markalar Dairesi Başkanlığı, sonrasında ise YİDK tarafından reddedildiğini, alınan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, zira markalar arasında karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu, marka kapsamlarında yer alan mallar arasında da benzerlik olduğunu, buna göre 6769 sayılı SMK'nın 6/1 maddesi koşullarının oluştuğunu, ayrıca davalı Şirketin başvurusunun kötü niyetli olarak yapıldığını ileri sürerek, YİDK'in 2018-M-10050 sayılı kararının iptaline, dava konusu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet marka arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunnadığını savunarak, davanoın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkili başvurusu ile davacının itirazına mesnet marka arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik olmadığını, başvurunun müvekkilinin seri markası niteliğinde olduğunu, davacının itiraz gerekçesi olarak ileri sürdüğü markasını Türkiye’de ciddi biçimde kullandığını ispat etmesinin gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu başvuru kapsamında yer alan 03. sınıftaki malların hitap ettiği tüketici kesiminin dikkat ve algı seviyesi ile birlikte değerlendirildiğinde, gerek bir bütün olarak ve gerekse anlamsal, görsel ve telaffuz anlamında, davaya konu marka başvurusu ile itiraza mesnet marka arasında 6769 sayılı SMK'nın 6/1 maddesi anlamında, ilişkilendirme ihtimali de dahil karıştırılmaya neden olacak derecede bir benzerlik bulunmadığı, davacının kötü niyet iddialarının ispatlanamadığı, davacının, itiraza mesnet markasını 03. sınıfın ilgili alt sınıfındaki emtiada kullandığını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, davaya konu markalar arasında görsel, işitsel, anlamsal ve sınıfsal olarak aynı/ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğunu, ilk derece mahkemesinin karıştırılma tehlikesi ve kötüniyet hususunda yaptığı değerlendirmelerin usul ve yasaya aykırı olduğunu, zira markalar arasında karıştırılma tehlikesi olduğu gibi başvurunun da kötü niyetli yapıldığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, iptali istenen dava konusu YİDK karar tarihi itibariyle davanın iki aylık hak düşürücü süre içinde açıldığı, tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları gözetilerek münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin dikkate alınarak belirleneceği, buna göre "..." ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet ..." ibareli marka arasında 6769 sayılı SMK'nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı, başvuruya yeterli ayırt ediciliğin sağlandığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 4,90 TL'nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 16/12/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/01/2022
Başkan
...
Üye
...
Üye
...
Katip
...
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.