20. Hukuk Dairesi 2011/15376 E. , 2012/2312 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki orman kadastrosuna ve kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 09.12.2010 tarih 2010/12746 - 15534 sayılı bozma kararında özetle: " 1) İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazın dayanak tapu kaydının miktar fazlası olarak kapsamı dışında kaldığı, eski tarihli memleket haritasında ve eylemli biçimde orman olduğu anlaşıldığına göre, davacı gerçek kişinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2) Davalılar Orman Yönetimi ve Hazinenin 101 ada 1 nolu parselin fen bilirkişi krokisinde (A2) ile gösterilen bölüme yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Çekişmeli taşınmazın mahkemece adına tescil kararı verilen davacı tarafın dayanağını oluşturan tapu kaydının miktar fazlası olarak kapsamı dışında kaldığı, memleket haritasına göre üzerinde kapalılık teşkil etmeyen palamut meşe ağaçları bulunduğu ve ziraat bilirkişi raporuna göre de kısmen taşlık, kısmen çalılık ve bir kısım yeri boş olan, uzun yıllardır tarımsal amaçlı olarak kullanılmayan ve tarım arazisi niteliğinde olmadığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki, 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 20/B maddesi hükmüne göre, tapu sınırları içerisinde kalsa dahi hak sahipleri tarafından kullanılmayan taşınmazların tapu maliklerine ait olduğunun düşünülemeyeceği, bu durumda, 3402 Sayılı Yasanın 20/B maddesi gereğince kaydın yüzölçümü değil, sınırlarının esas alınarak kapsamının belirlenmesi gerekeceğinden, davacı tarafından kullanılmayan ve eski tarihli memleket haritasında üzerinde palamut meşe ağaçları bulunan ve kısmen taşlık ve çalılık olan ve eylemli olarak orman sayılan yerlerden olduğu belirlenen (A2) bölümü yönünden davacı gerçek kişinin davasının reddine karar verilmesi gerekirken aykırı gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
3) 226 ada 1, 226 ada 17 ve 226 ada 16 nolu parsellere yönelik temyiz itirazlarına gelince; davacı gerçek kişi kadastro sırasında orman olarak tespiti yapılan 101 ada 1 nolu orman parseli içinde tapulu yeri kaldığı iddiasıyla dava açmış daha sonra davacı yanın dayandığı 1992 tarih 2 sıra nolu tapu kaydının 226 ada 1, 226 ada 17 ve 226 ada 16 nolu parselleri de kapsadığı gerekçesiyle belirtilen parseller de davalı hale getirtilmiştir.
Anlatılan şu duruma göre, davacının 2008/48 sayılı dosyada dava konusu ettiği yer, 101 ada 1 nolu orman parseli içinde 1992 tarih 2 sıra nolu tapu kaydı kapsamında kalan yerdir. davacı tarafından yada Orman idaresi tarafından 226 ada 1, 226 ada 17 ve 226 ada 16 nolu parsellere karşı açılmış bir dava bulunmamaktadır. Bu durumda, malikleri ve yüzölçümleri belirlenen 226 ada 1, 226 ada 17 ve 226 ada 16 nolu parsellerin davalı hale getirtilmesi doğru
değildir. 226 ada 1, 226 ada 17 ve 226 ada 16 sayılı parsellerin kadastro tutanak asıllarının kadastro müdürlüğüne gönderilerek gerekli ilanlar yapılarak itiraz edilmez ve dava açılmazsa olağan usule göre kesinleştirilmesinin istenmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece, davanın reddi ile dava konusu 101 ada 1 nolu parselin tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava orman kadastrosuna ve kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Yasanın 5304 sayılı Yasa ile değişik 4. maddesine göre yapılmış, taşınmaz orman sınırları içinde bırakılmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 20.02.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.