7. Hukuk Dairesi 2015/6357 E. , 2016/7567 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
I-Davacı vekili, davacının Haziran-Temmuz-Ağustos aylarına ait maaşı ödenmeyince işten ayrıldığını, ödenmeyen maaş alacakları ile kıdem tazminatının ödenmesi için .... 3. Noterliği aracığıyla 11.08.2009 tarih ve 14587 yevmiye nolu ihtarnameyi gönderdiğini, buna rağmen alacaklarının ödenmediğini, davacının son aylık ücretinin 1.500,00 TL olduğunu ileri sürerek kıdem tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının işe gelmeyerek iş akdini tek taraflı olarak feshettiğini, buna dair tutanak tutulduğunu, ayrıca davacının ödenmemiş hak ve alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Anayasanın 141"nci maddesi uyarınca, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297nci maddesinde de hüküm altına alınmıştır. Anılan anayasal ve yasal düzenlemeler gereğince yargıcın, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır. Kararın gerekçesi ile hüküm fıkrasının birbirine aykırı olmaması gerekir.
Somut olayda, mahkemenin gerekçesinde davacının ....."da çalıştığı sürede haftalık 6,5 saat ve ...."da çalıştığı sürede haftalık 10 saat fazla çalışma yaptığını belirtmesine rağmen 2008 yılından önce haftada 15 saat fazla çalıştığının kabulüyle hesaplama yapan bilirkişi raporuna itibarla hüküm kurduğu görülmüştür. Mahkemece, hüküm fıkrası ile kararın gerekçesi arasında çelişki yaratılmış olup bu durum bozma nedenidir.
II-Kabule göre de;
1-Somut olayda, davacı aylık 1.500,00 TL ücret aldığını iddia etmiştir. Mahkeme davacının 2009 yılı Temmuz ayı bordrosuna göre son aylık net ücretinin 1.230,70 TL olduğu ve net ücretin brüt ücrete çevrilmesiyle de 1.560,67 TL brüt ücretle çalıştığı kabulüyle yapılan kıdem tazminatı hesaplamasına ve zamanaşımı savunması da dikkate alınarak 1.230,70 TL net ücret üzerinden yapılan fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ve ulusal bayram genel tatil ücreti hesaplamasına itibarla hüküm kurmuştur. 2009 yılı Temmuz ayı bordrosunun incelenmesinde, davacıya 693,00 TL çıplak brüt ücret, 106,72 TL fazla çalışma ücreti, 34,75 TL yemek yardımı, 69,30 TL aile yardımı, 27,72 TL çocuk yardımı ve 390,00 TL diğer sosyal yardım tahakkuk ettirildiği görülmektedir. Bilirkişinin hesaplamalarına esas aldığı net ücret içinde fazla çalışma ücreti, yemek yardımı, aile yardımı, çocuk yardımı ve diğer sosyal yardımı tahakkuku da bulunmaktadır. Bu nedenle net ücretin brüt ücrete çevrilmesiyle çıplak brüt ücrete ulaşmak mümkün değildir. Yapılacak iş, davacının kıdem tazminatı hesabının 2009 yılı Temmuz ayı bordrosundaki fazla çalışma tahakkuku dışındaki 1.214,77 TL giydirilmiş brüt ücret üzerinden, diğer alacak hesaplarının ise bordroda gösterilen 693,00 TL çıplak brüt ücret üzerinden yaptırarak sonuca gitmektir. Yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
2-Davacının .... 3. Noterliği"nin 11.08.2009 tarih ve 14577 yevmiye no"lu istifaname başlıklı belgede, gördüğü lüzum üzerine istifa ettiğini bildirdiği, davacının ödenmemiş fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarının bulunduğu, bu nedenle de işçi feshinin haklı nedene dayandığı anlaşılmasına rağmen mahkemece emekliliği hak eden davacı işçinin kıdem tazminatı alarak işten ayrılabilme imkanı varken bundan vazgeçerek kayıtsız şartsız istifa etmeyeceği yönündeki hatalı gerekçe ile kıdem tazminatının kabul edilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 30.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.