7. Hukuk Dairesi 2015/6355 E. , 2016/7566 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı vekili, davacının 13.06.2006 tarihinde davalı işyerinde tır şoförü olarak çalışmaya başladığını, günde ortalama 20 saate varan çalışmalarda bulunduğunu, başka illere gidip geldiğinde dinlenme hakkı dahi verilmediğini, zaman zaman 2-3 saatlik dinlenme ve uykuyla yola devam ettiğini, hafta tatilleri ile resmi ve dini bayramlarda çalıştırıldığını, yıllık ücretli izin kullandırıldığına dair belge imzalatılmasına karşın her yıl ortalama 4 gün izin kullandığını, 27.06.2011 tarihinde muayene olduğu tıp merkezinde kendisine bel fıtığı teşhisi konulduğunu, istirahatli olması gerektiğine dair rapor verildiğini, rapor süresinin bitiminde iş başı yaptığında işyeri yetkililerince yükleme yapmasının istendiğini, bel fıtığı olması nedeniyle ağır yük kaldıramayacağını belirten davacı işçiye "ya yükleme yaparsın ya da çıkışını alır gidersin" denildiğini, yükleme işini yapması mümkün olmayan davacının istifaya zorlandığını, istifa dilekçesi vermek hususunda baskı yapıldığını, bunun üzerine davacının istifa dilekçesi vermek zorunda kaldığını belirterek kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ve ulusal bayram genel tatil ücretinin tahsilini talep etmiş, birleşen davada ise kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti ve fazla çalışma ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının istifa ederek işten ayrıldığını ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, asıl davanın ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
İş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünde kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir. Dairemiz, 270 saatle sınırlı olarak söz konusu hükümlerin geçerli olduğunu kabul etmektedir.
Günlük çalışma süresinin onbir saati aşamayacağı Kanunda emredici şekilde düzenlendiğine göre, bu süreyi aşan çalışmaların denkleştirmeye tabi tutulamayacağı, zamlı ücret ödemesi veya serbest zaman kullanımının söz konusu olacağı kabul edilmelidir.
Yine işçilerin gece çalışmaları günde yedibuçuk saati geçemez (İş Kanunu, Md. 69/3). Bu durum günlük çalışmanın, dolayısıyla fazla çalışmanın sınırını oluşturur. Gece çalışmaları yönünden, haftalık kırkbeş saat olan yasal çalışma sınırı aşılmamış olsa da günde yedibuçuk saati aşan çalışmalar için fazla çalışma ücreti ödenmelidir. Dairemizin kararları da bu yöndedir
Fazla çalışma yönünden diğer bir yasal sınırlama da, İş Kanununun 41 inci maddesindeki, fazla çalışma süresinin toplamının bir yılda ikiyüzyetmiş saatten fazla olamayacağı şeklindeki hükümdür. Ancak bu sınırlamaya rağmen işçinin daha fazla çalıştırılması halinde, bu çalışmalarının karşılığı olan fazla mesai ücretinin de ödenmesi gerektiği açıktır. Yasadaki sınırlama esasen işçiyi korumaya yöneliktir .
Fazla çalışmanın belirlenmesinde, 4857 sayılı Yasanın 68 inci maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin de dikkate alınması gerekir.
Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca takdiri indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır .Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. Yapılacak indirim, işçinin çalışma şekline ve işin düzenlenmesine ve hesaplanan fazla çalışma miktarına göre taktir edilmelidir. Hakkın özünü ortadan kaldıracak oranda bir indirime gidilmemelidir.
Somut olayda, davacı fazla çalışma yaptığını iddia ederek fazla çalışma ücretinin tahsilini talep etmiştir. Davalı ise, davacının fazla çalışma ücretlerinin ödendiğini savunmuştur. Davacı tanığı ...., sabah saat 07:00-07:30 saatlerinde çalışmaya başladıklarını, mesai bitiş saatinin belli olmadığını, dağıtım yaptıktan sonra eve geliş saatinin 22:00-23:00 saatlerini bulduğunu beyan etmiş, diğer davacı tanığı Şahin ise sabah saat 06:30"dan akşam işleri bitene kadar çalıştıklarını beyan etmiştir. Mahkemece, fazla çalışma hesabının takometre kayıtları ve tanık beyanları ile tespit edilebileceği, davacının davalı işyerinde çalıştığı süre boyunca takometreden ceza almaması nedeniyle fazla çalışma alacağının bulunmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar mahkemece, davacı işçinin fazla çalışma yaptığını ispat edemediğinden bahisle fazla çalışma ücreti talebinin reddine karar verilmiş ise de, karar eksik incelemeye dayalıdır. Davacı tanıklarının beyanlarından davacının davalı işyerindeki günlük veya haftalık çalışma süresinin tam olarak belirlenemediği, davacının davalı işyerinde haftalık 45 saatin üzerinde çalışıp çalışmadığının tespitine yönelik yeterli araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu kapsamda mahkemece, davalı şirketin araç sayısı ve istihdam ettiği şoför sayısı, araçların 1 ay içinde şehir dışı olarak nerelere gittiği, şehir dışı olarak gidilen yerlerin mesafeleri, şehir dışına giden araçları hangi şoförlerin kullandığı, şehir dışı seferlerinin kaç saat sürdüğü hususlarının tespitine yönelik olarak işyeri belgeleri üzerinde inceleme yapılmak üzere keşif yapılmalı veya işyeri belgeleri üzerinde bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verilmeli, bundan sonra davacının günlük ve haftalık çalışma saatleri ile fazla çalışma sürelerine ilişkin ayrıntılı bilirkişi raporu hazırlattırılmalı ve tanık beyanları ile dosya içerisindeki tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra davacının fazla çalışma alacağı bulunup bulunmadığı tespit edilerek çıkacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Eksik araştırma ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Ayrıca, davacı asıl, dava dilekçesinde ....."i de davalı olarak göstermiş olup ..... hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmemesi de hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 30/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.