12. Hukuk Dairesi 2015/33916 E. , 2016/12739 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Borçlunun, kira alacağı ve tahliye istemli takipte örnek 13 numaralı ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu ileri sürerek, tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 21.08.2015 olarak düzeltilmesine karar verilmesi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, istemin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun "Bilinen Adreste Tebligat" başlıklı 10/1. maddesinde; ""Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir"" hükmü yer almaktadır. 11.01.2011 tarihinde 6099 sayılı Kanunun 3.maddesiyle eklenen 10/2. maddesine göre ise; ""Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır"" düzenlemesine yer verilmiştir. Aynı Yasa"nın "Tebliğ İmkansızlığı Ve Tebellüğden İmtina" başlıklı 21. maddesine 6099 sayılı Kanunun 5. maddesiyle eklenen 21/2. maddesinde de; "Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır"" hükmüne yer verilmiştir.
Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesine göre de; ""Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. 79. maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebligat zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir."" Aynı Yönetmeliğin 31/1-c maddesinde de; ""Tebliğ memuru, ek-1"de yer alan (2) numaralı örneğe uygun olarak düzenlenen ihbarnameyi gösterilen adresteki kapıya yapıştırır"" düzenlemesine yer verilmiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere, Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesine göre; 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 2l/2.maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran mercice, "Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda tebligatın TK"nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması"na dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunlu olup, tebligatı çıkaran mercii tarafından belirtilen şekilde şerh verilmeden, salt "mernis adresi" ibaresine dayanılarak, tebliğ memuru tarafından 21/2. maddeye göre tebliğ işlemi yapılamaz.
Somut olayda; şikayetçi borçlunun ilk önce bilinen adresine tebligat çıkartıldığı, bu tebligatın iade edilmesi sebebiyle bu kez mernis adresine T.K."nun 21/2. maddesine göre tebligat çıkartıldığı, tebliğ evrakı üzerinde sadece ""mernis adresi"" ibaresinin yer aldığı, tebliğ memuru tarafından "Adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup tebliğ imkansızlığı nedeni ile Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesi gereğince mahalle muhtarı imzasına tebliğ edilip 2 no"lu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırıldı” şerhi verilerek tebliğ işleminin tamamlandığı anlaşılmış olup, söz konusu tebligat, Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesine uygun olarak çıkartılmadığından usulsüzdür.
O halde mahkemece; borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayetinin kabulü ile Tebligat Kanunu"nun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihinin, öğrenme tarihine göre düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, tebligatın usulüne uygun olduğu gerekçesiyle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.