16. Hukuk Dairesi 2013/7149 E. , 2013/8311 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle Tozköy Köyü çalışma alanında bulunan 239 ada 4 parsel sayılı 2.851,84 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz davalı ... adına; 239 ada 6 parsel sayılı 2.776,67 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz davalı ... adına; 239 ada 21 ve 23 parsel sayılı 5.913,80; 2.355,15 parsel sayılı taşınmazlar davalı ... ... adına; 239 ada 22 parsel sayılı 3.088,96 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz davalı ... adına; 221 ada 1 ve 13 parsel sayılı 7.659,61; 6.629,86 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar davalı ... ... adına, 221 ada 2 parsel sayılı 8.662,71 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz davalı ... adına; 221 ada 12 parsel sayılı 8.451,18 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz davalı ... ... adına, 216 ada 4 parsel sayılı 604,36 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz davalı ... adına, 216 ada 5 parsel sayılı 996,32 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz davalı ... ... adına, 216 ada 6 parsel sayılı 1.082,24 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz davalı ... adına ve 217 ada 7 ve 207 ada 1 parsel sayılı 649,21; 1.049,77 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar davalı ... ... adına tespit edilmiştir. Davacı ... ve ..., tapu kaydı ve irsen intikale dayanarak, dava konusu taşınmazların tespitlerinin iptali ile tapu kayıt malikleri... varisleri adına payları oranında tescili istemiyle dava açmışlardır. Davacı ..., dava konusu 221 ada 1 ve 13 parsel sayılı taşınmazların tespit maliki ve miras bırakanı olan ..."nun tespit tutanaklarında ... olarak yanlış yazılan soyadının Karasu olarak düzeltilmesi istemiyle dava açmıştır. Davacı ..., miras hakkına dayanarak dava konusu 221 ada 1, 2, 12 ve 13 parsel sayılı taşınmazların tespitlerinin iptali ile adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda, gider avansının verilen kesin süre içerisinde yatırılmadığından bahisle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece belirlenen gider avansının verilen kesin süre içerisinde yatırılmadığı gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; verilen karar usul ve yasa hükümlerine uygun bulunmamaktadır. Yargılama sırasında 19/04/2012 tarihli oturumda davacı tarafa 6100 sayılı HMK"nın 120/2 ve 115/2. maddeleri ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 4. ve 6. maddeleri gereğince kalemler halinde ayrı ayrı (bilirkişi, tanık, araç gideri vs.) belirlenen gider avansını yatırmak üzere iki haftalık kesin süre verilmiş, iki haftalık sürede yatırılmadığı takdirde dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verileceği ihtar edilmiştir. Eldeki dava Hukuk Muhakemeleri Kanununun yürürlük gününden evvel 16/03/2007 tarihinde açılmış olup gider avansına tabi değildir. Davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda gider avansı alınmasına yönelik bir düzenleme mevcut değildir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 114/g maddesinde ise, gider avansı dava şartı olarak düzenlenmiştir. 1086 sayılı HUMK döneminde 16/03/2007 tarihinde açılan davada, 6100 sayılı HMK"nın yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihi itibari ile davanın ilk aşaması olan dilekçeler aşamasının uzun süre önce tamamlandığı ve “ gider avansının yatırılması için kesin süre verilmesine” ilişkin ara kararının verildiği 19/04/2012 tarihi itibari ile tahkikat aşamasına geçildiği, ancak; bir kısım dahili davalılara tebligat yapılmaya çalışıldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. 6100 sayılı Kanun"un 120. maddesine göre; davacı, yargılama harçları ile Adalet Bakanlığınca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 12/12/2012 tarih ve 2012/9-1170 Esas, 2012/1172 Karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi; gerek 6100 sayılı HMK"nın 120 maddesi, gerekse; Hukuk Muhakemeleri Kanunu Uygulama Yönetmeliği"nin 45. maddesindeki düzenlemelere göre; tarifede sayılan gider avanslarının dava dilekçesi ile davanın açılması sırasında mahkeme veznesine yatırılması gereken gider olması nedeni ile, dilekçeler aşamasının tamamlanmış bulunması ve HMK"nın 448 maddesinin açık hükmü karşısında davacı yönünden HMK"nın 120. maddesinin uygulanması mümkün değildir. Öte yandan, 19/04/2012 tarihli gider avansının verilen sürede yatırılmasına dair ara kararı ile duruşma 26/07/2012 gününe ertelenmiştir. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu"nun 15/6/2012 tarih ve 347 sayılı kararı ile adliyelerin yeniden yapılandırılması kapsamında İkizdere Adliyesi ile Kalkandere Adliyesiyle birleştirildiğinden daha önce davacılara tebliğ edilen duruşma günü olan 26/07/2012 tarihinde, Kalkandere Kadastro Mahkemesinde 2012/122 esas sayılı dosya numarası ile duruşma yapılarak, davacı ve birleşen dosya davacılarının verilen kesin sürede gider avansını yatırmadıklarından bahisle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar vermiştir. Kalkandere Kadastro Mahkemesince duruşma, daha önce davacıya İkizdere Kadastro Mahkemesince tebliğ edilen günde yapılmış ise de; yargılama yapılan adliyenin ve dava dosya numarasının değişmesine rağmen mahkemece taraflara yeniden duruşma gün ve saati tebliğ edilmemiştir. 6100 sayılı HMK"nınn 144/1. maddesi gereğince davacı usulüne uygun şekilde birleşen adliyedeki duruşmaya davet edilmediğinden davacıların yokluğunda duruşma yapılarak eldeki dosyada uygulama imkanı bulunmayan HMK"nın 115/2. maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi doğru değildir. O halde, taraflara usulüne uygun olarak taraflar duruşmaya davet edilip, delilleri belirlenip, 1086 sayılı HUMK"nın yürürlükte olduğu 01.10.2011 tarihinden önceki dönemde açılan bu dava için yapılacak masraflar nedeniyle istenilecek giderlerin delil avansı kabul edilerek HMK’nun 324. maddesi uygulanmak suretiyle sonuca gidilmesi gerekir. Açıklanan nedenlerle, davacılar Nevzat ve Tayfun"un temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, talep halinde peşin alınan temyiz karar harcının temyiz edenlere iadesine, 17.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.