3. Hukuk Dairesi 2020/9591 E. , 2020/8264 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; kendisine ait 657 parsel sayılı korunga ekili ve 484 parsel sayılı nadas otu bulunan tarlalarına 20.07.2012 tarihinde davalılara ait 100 adet büyükbaş hayvan tarafından otlanmak suretiyle zarar verildiğini, müracaatı üzerine Çiftçi Malları Koruma Başkanlığı tarafından zararın tespit edildiğini, zararının tahsilini teminen başlattığı icra takibine davalıların itiraz ettiğini ileri sürerek; itirazın iptaline, alacağın %40"dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar; iddiaların doğru olmadığını, hayvanlarının davacının arazisinde otlamadığını, Çiftçi Malları Koruma Başkanlığı tarafından düzenlenen tutanağın gerçeği yansıtmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının tarlasına giren hayvanların kime ait olduğu tereddüte yer bırakmayacak şekilde açık olmadığı, Çifçi Malları Koruma Başkanlığı tarafından tutulan tutanağın görgüye değil duyuma dayalı olduğu, başka vatandaşların hayvanlarının da tarlaya zarar verme ihtimali bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine dair verilen kararın davacı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 22.11.2018 tarihli ve 2017/2486 E., 2018/11980 K. sayılı ilamı ile özetle; dinlenen tanık beyanlarına göre davalılara ait hayvanların davacıya ait taşınmaza zarar verdiği, zarar veren hayvanlar arasında davalıların hayvanlarının da olduğu belirlendiğinden, davacının talep edebileceği zarar miktarınca davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne, 12.528 TL yönünden itirazın iptali ile takibin devamına, davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dava, hayvan bulunduranın sorumluluğuna dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Kural olarak, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. (TMK m.6) Gerek doktrinde, gerek Yargıtay İçtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir.
Türk Borçlar Kanununun 50. maddesine göre; “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.
Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.
Aynı yasanın 51. maddesinde ise; “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükümleri yer almaktadır.
Somut olayda, davacı tanığı ...,..., ... ve ..."ın hayvanı vardı yaklaşık 120-130 tane hayvan vardı.." beyanında bulunmuştur.
Davalı ... 15.04.2019 havale tarihli dilekçesinde; diğer davalı ile birlikte kendi hayvanlarının da olayın içinde olsa dahi, toplam 6 kişinin hayvanı olduğundan 1/6 oranında sorumlu olması gerektiğini belirtmiş, 12.03.2019 tarihli duruşmada ise; başkasının zararından sorumlu olamayacağını, sürüde ..., ..., ..."ın da hayvanlarının olduğu beyanında bulunmuştur.
Dava değerinin dava dilekçesinde 15.660 TL olarak belirtildiği görülmüş olup, davacı vekili 12.03.2019 tarihli duruşmada, taşınmaza zarar veren hayvanların 4/5"inin davalılara ait olduğunu, taleplerini 4/5 oranında düşürerek 12.528 TL üzerinden itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ettiklerini beyan etmiş, 18.04.2019 tarihli duruşmada ise icra inkar tazminatı talebinden vazgeçtiğini bildirmiştir.
Mahkemece, davalıların zarardan sorumluluklarının oranı bakımından, davacı tarafın beyanı esas alınarak hüküm kurulmuş ise de, davacının taşınmazlarına zarar veren hayvanlardan kaçının davalılara ait olduğu tüm dosya kapsamına göre tereddüte yer vermeyecek şekilde tespit edilemediği ve davacının sorumluluk oranı yönünden iddiasını ispatlayamadığından, davalının 1/6 oranında sorumlu olduğu yönündeki kabulü ve bu beyanının kendisini bağlayacağı da gözetilerek hüküm kurulması gerekmektedir.
Hal böyle olunca mahkemece; davacıya ait taşınmaza zarar veren hayvanlar arasında davalıların hayvanlarının da olduğu, ancak hayvanlardan kaçının davalılara ait olduğu tespit edilemediğinden, davacının talep edebileceği zarar miktarından 1/6 oranında davalı ..."ın sorumlu olduğu gözetilerek hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2) Kabule göre de, davacı vekili dava dilekçesinde 15.660 TL olarak belirttiği talebini, 4/5 oranında düşürerek 12.528 TL üzerinden itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir. Eldeki davada davacının talebi, maddi hukuka taalluk eden kısmi feragattir. Doktrinde buna talep sonucunun daraltılması (azaltılması) da denilmektedir. Tam veya kısmi feragat için karşı tarafın iznine ve ayrıca bunun için ıslah yoluna başvurulmasına gerek yoktur. (Baki Kuru - Hukuk Muhakemeleri Usulü - altıncı baskı cilt IV sayfa 4048-4049)
Hal böyle olunca mahkemece, davacı tarafın talep sonucunu daraltmasının davadan kısmi feragat olarak kabul edilerek hüküm tesis edilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalı ... yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 24/12/2020 oy birliği ile karar verildi.