16. Hukuk Dairesi 2013/9249 E. , 2013/8307 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ..., kadastro sırasında adına tespit ve tescil edilen Elmalı Çiftliği Köyü çalışma alanında bulunan 118 ada 1 parsel sayılı 156,53 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın kuzeyinde yer alan ve köy boşluğu olarak tespit harici bırakılan bölümün babasından kaldığını ileri sürerek bu bölümün adına tescilini talep etmiş, keşif sırasında tapu kaydına da dayanmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, fen bilirkişisi rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 99,82 metrekare yüzölçümündeki arsa niteliğindeki taşınmazın davacıya ait 118 ada 1 parsel sayılı taşınmaza eklenerek davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın davacının dayanağı olan tapu kaydı kapsamında kaldığı kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Davacı tarafça, Nisan 1328 tarih ve 26 sıra numaralı tapu kaydına dayanılmıştır. Bu kaydın malikleri ile davacı arasındaki ırsi ilişki, veraset ilamı veya nüfus kayıtları getirtilerek kanıtlanmadığı gibi keşif sırasında da tapu kaydı, varsa revizyon gördüğü parseller ile birlikte uygulanarak kapsamı belirlenmemiştir. Ayrıca dava dilekçesinde iddia edildiği şekilde davacının miras bırakanının terekesinin paylaşılıp paylaşılmadığı, buna göre de davacının tek başına dava açabilme hakkının bulunup bulunmadığı tartışılmamış ve yine hukuk hakimini bağlayıcı nitelikte bulunmayan Sulh Ceza Mahkemesinin beraat kararı esas alınmak suretiyle karar verilmiştir. Bu tür eksik ve yetersiz soruşturmaya dayanılarak karar verilemez. Sağlıklı sonuca varılabilmesi için öncelikle davacı tarafın dayanağı olan Nisan 1328 tarih ve 26 sıra numaralı tapu kaydının, dosyaya son olarak Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Arşiv Dairesi Başkanlığından getirtilen kayıtları esas alınarak tüm tedavüllerini gösterir şekilde ayrıntılı kayıtları ile varsa kroki ve haritaları mahalli tapu müdürlüğünden getirtilmeli, aynı tapu kaydının kadastro sırasında revizyon görüp görmediği mercilerinden sorularak revizyon gördüyse revizyon gördüğü taşınmazlara ait kesinleşme durumunu gösterir şekilde onaylı kadastro tutanak örnekleri ve tutanakları kesinleşmiş ise tapu kayıtları getirtilmeli, tapu kayıt malikleri ile davacı arasındaki ırsi ilişkiyi kanıtlayacak nitelikteki veraset ilamı veya nüfus kayıtları getirtilmeli, mahallinde yerel bilirkişi, taraf tanıkları ve uzman bilirkişiler huzuruyla yeniden keşif icra edilmelidir.
Taşınmazların başında icra edilecek keşif sırasında öncelikle, uzman teknik bilirkişi eliyle davacı dayanağı tapu kaydının varsa haritası zemine uygulanarak tapu kaydının kapsamı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20/A maddesi uyarınca haritasına göre belirlenmeli, tapu kaydının haritasının uygulanamaması durumunda ise, davacının dayandığı tapu kaydı ihdasından itibaren tüm tedavülleriyle birlikte okunup, bilirkişilerden sınırlarının zeminde tek tek gösterilmesi istenilmeli, bilirkişilerin gösteremediği sınırlar için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, teknik bilirkişiye yerel bilirkişi ve tanıkların gösterdiği sınırlar haritasında işaret ettirilmeli, tapu kayıt malikleri ile davalılar arasında irsi ilişki olup olmadığı ilgililerin nüfus kayıtları ya da veraset ilamlarından denetlenmeli, dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan davaya konu edilen taşınmazların niteliği, intikali ve tasarrufu ile davacının miras bırakanının terekesinin paylaşılıp paylaşılmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, fen bilirkişisine uygulanan tapu kayıtlarının kapsadığı alanı gösterir ve keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, bilirkişi ve tanıkların, davacının miras bırakanının terekesinin paylaşılıp paylaşılmadığı hususunda verecekleri bilgiler doğrultusunda davacının tek başına dava açabilme hakkının bulunup bulunmadığı tartışılmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 17.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.