16. Hukuk Dairesi 2013/7790 E. , 2013/8297 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ..., Alibeyuşağı Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adına tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile 09.11.2010 tarihli bilirkişi raporunda (A) ve (B) harfleri ile gösterilen toplam 1227,32 metrekarelik bölümün davacı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, imar - ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, fen bilirkişi raporunda (A) ve (B) harfleri ile gösterilen tescil harici bölümler üzerinde davacı lehine tescil şartlarının gerçekleştiği gerekçe gösterilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Tescil harici bırakılmış olan yer taşlık, kayalık ve benzeri nitelikte ise böyle bir yerin, emek ve masraf sarfı suretiyle imar-ihya işlemleri tamamlanarak tarıma elverişli hale getirilmesini ya da ekonomik amaca uygun kullanılmaya başlanılmasını müteakip, kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçmesi suretiyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14 ve 17. maddeleri hükümlerine göre kazanılması mümkündür. Bir taşınmazın öncesindeki niteliğini, imar - ihyaya konu olup olmadığını veya imar ihyanın tamamlanıp tamamlanmadığını belirlemek için en iyi yol hava fotoğraflarıdır. Fen ve orman bilirkişilerince müştereken hazırlanan 08.04.2012 tarihli bilirkişi raporunda, 1999 tarihli hava fotoğrafına göre çekişmeli taşınmazın tarımsal faaliyette bulunulmayan ham toprak niteliğindeki yer olduğu belirtilmiş, mahalli bilirkişi ve tanıklar ise 20 yılı aşkın süredir davacının zilyet olduğunu söylemişler, davacı vekili de dava konusu taşınmazın taşlar temizlenmek suretiyle imar- ihya edilen yer olduğunu beyan etmiştir. İmar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığı, bu tarihten itibaren dava tarihine kadar davacı tarafın 20 yıla ulaşan zilyetliğinin bulunup bulunmadığı konusu yeterince aydınlanmamıştır. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için dava tarihinden geriye doğru 20-30 yıl öncesine ait (1990 yılı öncesine) 1/20000 veya 1/25000 ölçekli hava fotoğraflarının dosyada yer almış olması ve bu fotoğrafların stereoskop aletiyle incelenmesi gerekir. Ayrıca, çift hava fotoğrafı, bir stereoskop altında incelendiğinde arazinin üç boyutlu görülmesi, taşınmazın sınırlarının belirlenebilmesi ve bu amaçla ekilemeyen bakir alanların net bir biçimde tespitinin yapılabilmesi mümkündür. O halde mahkemece doğru sonuca varılabilmesi için, dava tarihine göre 20-30 yıl öncesine ait (1990 yılı öncesine) iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığı"ndan tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosya arasına konulmalıdır. Bundan sonra, fotogrametri uzmanı harita mühendisi ya da jeodezi mühendisi bilirkişi aracılığıyla belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda inceleme yaptırılarak; çekişme konusu taşınmazın sırası ile değişik tarihlerdeki hava fotoğraflarına göre niteliği gösterilmeli, bu yerde imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi ya da benzer (üzerinde ev vs. gibi muhtesat yapılması gibi) niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, çekişmeli taşınmazın kadastro paftasındaki konumu bilgisayar programı aracılığıyla hava fotoğraflarına aktarılmalı, ayrıca harita mühendisi bilirkişiden çekişmeli taşınmaza en yakın kadastro parselleri ile irtibatını gösterecek şekilde rapor aldırılmalı, mahallinde yapılacak keşifte 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulu aracılığı ile taşınmazın niteliği, imar-ihya durumu ve zilyetliği araştırılmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli ve oluşacak çelişkiler giderilmeye çalışılmalı, daha sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece, bu hususlar göz ardı edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup davalı ... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 17.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.