16. Hukuk Dairesi 2013/7617 E. , 2013/8282 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında Ayvadere Köyü çalışma alanında bulunan 102 ada 7, 95 ve 103 ada 2 parsel sayılı 2403.54, 2318.98 ve 2548.32 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, paylı tapu kayıtları nedeniyle davacı ... ile davalı ... ve arkadaşları adına tespit edilmiştir. Davacı ..., tespitte uygulanan tapu kayıtlarından biri ile taksim, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine ve çekişmeli taşınmazların tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacının dayandığı 20.11.1998 tarih ve 6 sıra numaralı tapu kaydının, kadastro tespitinde uygulanan paylı tapu kayıtlarından olup, buradaki pay nispetinde adına tespit yapıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Davacı, dava dilekçesinde, çekişmeli taşınmazların, tapu malikleri arasında yapılan paylaşma sonucu, kendisine bu yerleri satan ..."e kaldığını, taşınmazlarda başkasının hakkının bulunmadığını ileri sürmüştür. Taksim iddiasının bu olguya dayanan tarafından ispatlanması gerekir. Ne var ki davacıya bu hususta imkan tanınmamıştır. Ayrıca tapu müdürlüğünce, tespitte uygulanan ve davacının dayandığı tapu kaydının 102 ada 5 ve 10 parsel ile 103 ada 1 ve 3 parsel sayılı taşınmazlara da uygulandığı belirtilmiş olduğuna göre kadastro sırasında belgesiz zilyetlik yoluyla tespiti yapılan bu taşınmazların malikinin tapu kayıt malikleriyle ilgisi olup olmadığı da araştırılmamıştır. Bu tür eksik ve yetersiz soruşturmaya dayanılarak karar verilemez. Sağlıklı sonuca varılabilmesi için öncelikle davacıya taksim iddiasına ilişkin delilleri sorulmalı, delil göstermesi halinde bunlar getirtilmeli, ayrıca çekişmeli taşınmazlara komşu tüm taşınmazların kesinleşme durumlarını gösterir şekilde kadastro tespit tutanaklarının onaylı örnekleri, varsa tespit dayanağı belgeleri (tüm tesis ve tedavülleri ile birlikte), tutanaklar kesinleşmiş ise kadastro sonucu oluşan tapu kayıtlarının onaylı örnekleri getirtilerek dosya keşfe hazır hale getirilmeli, usulünce belirlenecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarıyla birlikte kadastro tutanaklarında adları yazılı tespit bilirkişileri ve uzman bilirkişiler huzuruyla mahallinde yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında öncelikle, tespitte uygulanan ve davacının dayandığı tapu kaydının 102 ada 5 ve 10 parsel ile 103 ada 1 ve 3 parsel sayılı taşınmazlara da uyup uymadığı ve kadastro sırasında belgesiz zilyetlik yoluyla tespiti yapılan bu taşınmazların malikinin tapu kayıt malikleriyle ilgisi olup olmadığı hususları araştırılmalı, uzman teknik bilirkişi eliyle davacı tarafın dayanağı tapu kaydının varsa haritası zemine uygulanarak tapu kayıtlarının kapsamı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20/A maddesi uyarınca haritasına göre belirlenmeli, tapu kaydının haritasının uygulanamaması durumunda ise, davacı tarafın dayandığı tapu kayıtlarının ihdasından itibaren tüm tedavülleriyle birlikte okunup sınırlarının bilirkişilerce zeminde tek tek gösterilmesi istenilmeli, bilirkişilerin gösteremediği sınırların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, teknik bilirkişiye yerel bilirkişi ve tanıkların gösterdiği sınırlar haritasında işaret ettirilmeli, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, davacı tarafın, çekişmeli taşınmazların, tapu malikleri arasında yapılan paylaşma sonucu, kendisine bu yerleri satan ..."e kaldığı ve taşınmazlarda başkasının hakkının bulunmadığına yönelik iddiası göz önünde bulundurularak, çekişmeli taşınmazlara öncesinde kimin zilyet olduğu, bunların kimden kime ve ne şekilde intikal ettiği hususları tereddütsüz olarak saptanmalı, tespite aykırı sonuca varılması halinde çelişkinin giderilmesi için tespit bilirkişileri dinlenmeli, fen bilirkişisine keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, toplanan ve toplanacak tüm deliller değerlendirilip sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece yetersiz araştırma ve uygulama ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 17.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.