12. Hukuk Dairesi 2018/7626 E. , 2019/7826 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu vekilinin, 07.09.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6745 Sayılı Yasanın 35. maddesi ile Kamulaştıma Kanununa eklenen geçici 12. madde uyarınca imar uygulamalarından doğan idarenin taraf olduğu, her türlü alacak ve bedel artırım davaları ile icra takipleri için 2942 sayılı Yasanın geçici 6. maddesinin 3,7,8 ve 11. fıkraları hükümlerinin uygulanması ve devam eden takiplerin ise bu madde hükümlerine göre sonuçlandırılması gerektiğini belirtilerek icra dosyasındaki hacizlerin kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, ilk derece mahkemesince şikayetin kabulü ile İstanbul Anadolu 18. İcra Müdürlüğü"nün 2016/13554 Esas sayılı icra dosyasından borçlu idarenin banka hesaplarına konulmuş hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği, alacaklı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi"nin 21.03.2017 tarih ve 2017/74 E. - 2017/450 K. sayılı kararı ile hacizlerin 6745 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 07.09.2016 tarihinden tarihinden önce olduğu gerekçesi ile alacaklı vekilinin istinaf talebinin HMK 353/1-b-3 maddesi gereğince kabulü ile İstanbul Anadolu 7. İcra Hukuk Mahkemesi"nin 2016/832 Esas-2016/810 Karar sayılı ilamının ortadan kaldırılmasına, davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
07.09.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6745 sayılı Yasa"nın 33. maddesi ile 2942 sayılı Yasa"ya eklenen Ek 1. madde de ""Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her halde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır. Bu süre içerisinde belirtilen işlemlerin yapılmaması halinde taşınmazların malikleri tarafından, bu Kanunun geçici 6. maddesindeki uzlaşma sürecini ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemleri tamamlandıktan sonra taşınmazın kamulaştırmasından sorumlu idare aleyhine idari yargıda dava açılabilir....
Bu madde kapsamında kalan taşınmazlar hakkında açılacak dava ve takiplerde, bu Kanun’un Geçici 6. maddesinin üçüncü, yedinci, sekizinci ve on birinci fıkra hükümleri, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılan ancak henüz karara bağlanmayan veya kararı kesinleşmeyen davalara bu madde hükümleri, kesinleşen ancak henüz ödemesi yapılmayan kararlar hakkında ise Geçici 6.maddenin üçüncü, sekizinci ve on birinci fıkra hükümleri uygulanır......."" düzenlemesi yer almaktadır.
2942 sayılı Yasa"nın Geçici 6. maddesi 3. fıkrası,"" uzlaşma..... "" 8. fıkrası, "kesinleşen mahkeme kararlarına istinaden bu madde uyarınca ödemelerde kullanılacak....., "" usullere ilişkindir.
2942 sayılı Yasa"nın Geçici 6. maddesi 7. fıkrası ""Bu madde kapsamında açılan davalarda mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretleri bedel tespiti davalarında öngörülen şekilde maktu olarak belirlenir."" hükmünü 11. fıkrası ise; ""Bu madde uyarınca ödenecek olan bedelin tahsili sebebiyle idarelerin mal, hak ve alacakları haczedilemez."" hükmünü içermektedir.
Yasa’nın yürürlüğe girdiği 07.09.2016 tarihinden sonra bu madde kapsamında kalan taşınmazlar hakkında açılacak dava ve takiplerde vekalet ücretinin Geçici 6. maddenin 7. fıkrası gereği maktu alınacağı ve 11. fıkra hükmü gereğince haciz yasağının bulunduğu, 07.09.2016 tarihinden önce başlatılan takiplerde ise yine haciz yasağının bulunduğu ancak vekalet ücretinin nispi olduğunun kabulü gerekir.
Ayrıca 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa’nın 21. maddesi ile değişik 2942 sayılı Yasa’nın Geçici 6. maddesinin 12. fıkrasında; "" 24/2/1984 tarihli ve 2981 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan imar uygulamalarından doğan ve ipotekle teminat altına alınanlar da dâhil olmak üzere her türlü alacak ve bedeller, borçlu idarelerce, ipotek veya uygulama tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunda belirtilen kanuni faiz oranı uygulanmak suretiyle güncellenerek ilgililerine ödenir. Bu hüküm devam eden davalarda da uygulanır. Bu fıkra uyarınca yapılacak ödemeler hakkında da bu madde hükümleri uygulanır.” düzenlemesi mevcuttur.
Ancak 6487 sayılı Yasa"yla değişen, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu"nun Geçici 6. maddesinin 12. fıkrası, Anayasa Mahkemesi’nin 13.11.2014 tarih ve 2013/95 Esas, 2014/176 Karar sayılı kararı ile iptal edilmiştir.
Yukarıda açıklanan Anayasa Mahkemesi’nin 13.11.2014 tarih ve 2013/95 Esas, 2014/176 Karar sayılı iptal kararından önceki yasal düzenlemeler kapsamında imar uygulaması nedeniyle bedele dönüştürülen pay karşılığının artırılmasından kaynaklanan tazminatlara ilişkin ilamların icra takibine konu edilmesi halinde, ilam tarihi 11.06.2013 tarihinden önce ise; 5999 sayılı Yasa"nın 1.maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu"na eklenen Geçici 6. maddesi ve 6111 sayılı Yasa’nın geçici 2. maddesindeki düzenlemelerde yalnızca kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat alacakları haciz yasağı kapsamında bulunduğundan İdarenin mal, hak ve alacaklarının haczedilebileceği, harç ve vekalet ücretinin nispi olduğu ilam tarihi 11.06.2013 tarihinden sonra ise; 6487 sayılı Yasa’nın 21. maddesi ile yapılan değişiklik gereği İdarenin mal, hak ve alacaklarının haczedilemeyeceği harç ve vekalet ücretinin maktu olduğu kabul edilmekteydi.
Somut olayda; takibe dayanak ilam imar uygulaması nedeniyle bedele dönüştürülen pay karşılığının artırılmasına ilişkin olup 07.09.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6745 sayılı Kanun kapsamında değildir. Ayrıca 6487 sayılı Yasa"yla değişen, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu"nun Geçici 6. maddesinin 12. fıkrası da 13.11.2014 tarihinde Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğinden uygulama imkanı kalmamıştır.
O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, şikayetin bu gerekçe reddi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi doğru değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden, sonucu itibariyle doğru olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması gerekmiştir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK"nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK"nun 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, alınması gereken 44,40 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, 13/05/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.