Esas No: 2022/369
Karar No: 2022/2017
Karar Tarihi: 09.03.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/369 Esas 2022/2017 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2022/369 E. , 2022/2017 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, alacak ve manevi tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ... ile imzaladığı sözleşme gereği tüm edimlerini yerine getirdiğini ancak davalı kooperatifin sözleşme hükümlerine aykırı davranarak taşınmazı diğer davalıya tapuda sattığını, iyi niyetli olduğunu ileri sürerek; 11 no'lu bağımsız bölümün tapusunun iptali ile adına tescilini ya da kendisinin iyi niyetli olması ve davalıların kötü niyetli olması nedeniyle zararının tespit edilerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla, 150.000 TL tazminatın ve 20.000 TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini istemiş, 21/05/2021 tarihinde dava değerini 594.303,76 TL’ye artırmıştır.
Davalılar davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece; davacının davalılar ... ve ... aleyhine ve davalı ....... ... Kooperatifi aleyhine açtığı tapu iptal ve tescil davası ile manevi tazminat davasının reddine, davacının davalı ....... ... Kooperatifine açtığı sebepsiz zenginleşmeye dayalı davanın kısmen kabulü ile davacının şekil eksikliği nedeniyle geçersiz sözleşmeye güvenerek ödediği 12.200 TL, 4.500 TL ve 105.600 TL olmak üzere toplam 122.300 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ....... ... Kooperatifinden alınarak davacıya verilmesine dair verilen karar, davacı ve davalı kooperatifin temyizi üzerine; Dairece verilen 05/12/2014 tarihli ve 2014/9198 E. 2014/15941 K. sayılı kararla; davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazları reddedildikten sonra; ... davacının arsa üzerinde inşa ettiği villa davalı ... tarafından benimsenerek, arsa payı ile birlikte diğer davalıya satıldığı, davacının malvarlığının bu değer oranında azaldığı ve davalı kooperatifin de malvarlığının o nispette arttığı, buna göre; davacı iyi niyetli zilyedin davalı kooperatiften isteyebileceği bedelin, taşınmazın elinden alındığı gündeki villanın kaim değer olduğu, ...uzman bilirkişi ya da bilirkişi kurulu aracılığı ile taşınmazın davacının elinden alındığı tarih itibariyle kaim değeri(rayiç değeri) belirlenerek, sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma kararına uyan mahkemece; hükme esas alınan 08/02/2021 tarihli bilirkişi raporuna göre, 594.303,76-TL alacağın dava tarihi olan 15/01/2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... Sorumlu ... ... Kooperatifinden tahsiline, davalı ... hakkında açılan davanın feragat nedeniyle reddine, davalı ... hakkında açılan davanın reddine, davalı ... Sorumlu ... ... Kooperatifine karşı açılan tapu iptal tescil davası ile manevi tazminat davasının reddine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Uyuşmazlık, davacının ıslahla artırdığı miktar yönünden zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediği ve açılan davanın belirsiz alacak davası mı, ya da kısmi dava olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davacının aynı hukuki ilişkiden kaynaklanan alacağının ve hakkının tümünü değil, belirli bir kısmını talep ederek, açtığı davaya kısmi dava denir. Bir kimsenin kısmi dava açıp açmadığı ancak dava dilekçesinden, davacının talep sonucundan anlaşılır.
Davacı vekili dava dilekçesinde; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla taşınmazın değeri yönünden 150.000 TL alacağını istemiştir. Yargılama aşamasında (bilirkişi raporu doğrultusunda) ıslahla netice-i talep artırılmış; mahkemece, ıslahla artırılan kısım da gözetilerek istemin kabulüne karar verilmiştir.
Dava dilekçesi ve bu dilekçenin verildiği 06/04/2007 tarihi dikkate alındığında; davacı tarafından kısmi dava açıldığı anlaşılmaktadır. Kısmi dava açılması halinde davaya konu edilmeyen kısmın ayrı bir dava ile talep edilmesi veya aynı davada ıslah yoluyla dava konusuna dahil edilmesi mümkündür. Bir davanın açılması halinde zamanaşımı kesilir. Ancak, kesilen zamanaşımı kesilme tarihinden başlayarak yeniden başlar.
Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; saklı tutulan fazla kısım için, davacı taraf, bilirkişi raporu doğrultusunda davasını 21/05/2021 tarihinde ıslah etmiş, davalı taraf 26/05/2021 tarihli ıslaha karşı cevap dilekçesinde, ıslah tarihi itibariyle davacının hesaplanan alacağının zamanaşımına uğradığını ileri sürerek, ıslah dilekçesine karşı zamanaşımı def'inde bulunmuş, ne var ki mahkemece davalının zamanaşımı def'i hakkında herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır.
Buna göre mahkemece; davalı tarafın ıslaha ilişkin zamanaşımı def'i ile ilgili bir değerlendirme yapılarak bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi ve ulaşılacak sonuca göre uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.