15. Hukuk Dairesi 2016/1982 E. , 2017/4316 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Vek. Av. ...
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, ayıp giderim bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine dair verilen karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir.
Davacı yüklenici, dava dışı ... ile 06.07.2007 tarihinde imzalanan götürü bedel sözleşme ile ... Mahallesi Pazaryeri ve Düğün Salonu Yapım İşini üstlendiğini, bu iş kapsamında yapılması gereken pazaryeri inşaatının uzay kafes çatı işinin yapımı konusunda davalı taşeron ile 16.10.2007 tarihinde sözleşme imzaladığını, 05.06.2009 tarihinde idare ile işin kesin kabulünün yapıldığını, Şubat 2012 tarihinde aşık dikme çubuklarını sisteme bağlayan civataların kırılması, dikmelerin eğilmesi, panellerin aşağıya sarkması sonucunda çatının çöktüğü ve kullanılamaz hale geldiğini, bu durumun davalı taşerona bildirilmesine rağmen taşeron tarafından ayıpları giderilmediğini, bunun üzerine söz konusu ayıpların tarafınca giderilerek dava dışı Belediyeye teslim edildiğini belirterek ayıp giderim bedelini talep etmiş; davalı taşeron ise işi projesine uygun olarak yapıp teslim ettiğini, taraflarına atfedilecek bir kusur olmadığını belirterek davanın reddini savunmuş; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporu doğrultusunda, davacı yüklenicinin dava dışı idareden aldığı işin yapılmasına ilişkinin projenin farklı zamanlarda, farklı mühendis grupları tarafından birbirinden bağımsız olarak oluşturulan birimlerce yapıldığını, bunlar arasındaki uyumu sağlama görevinin davacı yükleniciye ait olduğu, olası uyumsuzlukların giderilmesi için davacının zamanında girişimde bulunması gerekirken bu yönde girişimde bulunmadığı, işin yapılması sırasında gerekli kontrol ve denetimlerde bulunmama sorumluluğunun davacıya ait olduğu, bu nedenle gizli ayıp iddiasında bulunmasının yerinde olmadığı, davacının eseri kabullendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık, işin tesliminden sonra gerçekleşen ayıp nedeniyle uğranılan zarardan hangi tarafın sorumlu olduğuna ilişkindir. Dava açılmadan önce yaptırılan tespitler sonucu alınan bilirkişi raporlarında, çatı kaplama malzemesinin montajında hatalar olduğu, çatının yağmur derelerinin ve yağmur boru sisteminin hatalı projelendirildiği, aşık dikmelerin düşey yerine çatı düzlemine dik olarak tasarlanması ve stabilite bağlantısı olmadan yaklaşık 40 cm yüksekliğinde yapılmasının doğru olmadığı gibi nedenlerle ayıpların oluştuğu belirtilmiştir. Tespit raporlarında belirtilen bu ve diğer hususların hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda değerlendirilmediği gibi, sözleşme tarihinde yürürlükte olan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu 357. maddesinde, eser meydana getirilirken iş sahibinin sağladığı malzemenin veya eserin yapılması için gösterdiği yerin ayıplı olduğu anlaşılır veya eserin gereği gibi yapılmasını tehlikeye düşürecek başka bir durumun ortaya çıkması durumunda yüklenicinin bu durumu derhal iş sahibine bildirmek zorunda olduğu, aksi takdirde çıkan zararlı sonuçtan yüklenicinin sorumlu olacağına dair yer alan düzenleme bakımından da bilirkişilerce bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda tespit raporları ile hükme esas alınan bilirkişi raporu arasında kusur değerlendirmesi bakımından çelişki olduğu, bilirkişilerin davalı taşeronun yaptığı çelik kafes uzay çatı sistemi konusunda uzman olmadığı kanaatine varılmıştır.
Bu nedenlerle mahkemece yapılacak iş; dosyada raporu bulunmayan, akademik kariyer sahibi, çelik kafes uzay çatı sistemi konusunda uzman büyük merkezlerin üniversitelerinden seçilecek inşaat, makine fakültesi mekanik anabilim dalı ve mimar öğretim üyelerinden oluşturulacak bilirkişi heyetine dosyanın tevdi edilerek davalı taşeronun imalâtında proje, imalât kusurunun olup olmadığı, varsa kusurun niteliği, davacı yüklenicinin de ortak kusuru olup olmadığı konusunda rapor alınıp, rapora itirazlar karşılanarak sonucuna uygun karar vermekten ibaret olmalıdır.
Eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak verilen karar doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 07.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.