3. Hukuk Dairesi 2020/1395 E. , 2020/8248 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı kurum ile sağlık hizmeti satın alma sözleşmesi imzaladığını, sözleşmeye uygun olarak verdiği hizmetin bedelini davalıya fatura ettiğini, davalının süresinde incelemeleri yapamaması nedeniyle fatura bedellerini avans olarak ödediğini, daha sonra yapılan incelemelerde yersiz bulunan ödemeler düşülerek avans adı altında yapılan ödemelerin avans fazlası olarak nitelendirilmek suretiyle faiziyle hakedişlerinden mahsup edildiğini, 21/05/2015 tarihli (2675927 evrak kayıt nolu) ihtarnameyle haksız kesilen faizin iadesi talep edilmesine rağmen başvuruya müspet cevap verilmediğini, avans ve avans fazlası ödemeler için faiz talep edilmesinin haksız olduğunu ileri sürerek; 2006 Mayıs ayından itibaren haksız yapılan faiz kesintileri için şimdilik 1.000 TL’nin kesinti tarihlerinden itibaren uygulanacak avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 06/01/2017 tarihinde HMK’nın 107. maddesi gereğince dava değerini 121.621,34 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı; Özel Sağlık Hizmeti Sunucularından Sağlık Hizmeti Satın Alma Sözleşmesi 4.6. maddesi ve ilgili yasal mevzuata göre yersiz ödemelerin faiziyle birlikte avans artığı kesintisi yapıldığını, yapılan kesintilerin sözleşme hükümlerine uygun olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince; hükme esas alınan 20/03/2017 tarihli bilirkişi kurulu ek raporu doğrultusunda davanın kabulüne, 121.621,34 TL"nin kesinti tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizleriyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karara karşı, davalı vekili istinaf buşvurusunda bulunmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; davalının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Dava; davacı sağlık tesisinin davalı kurum nezdinde doğan alacağından davalıya fatura edilen meblağın avans olarak davacıya ödenmesinden sonra taraflar arasında varılan mutabakat gereği tespit edilen alacak sonucunda avans artığına davalı tarafından işletilen faiz kesintisinin iadesi istemine ilişkindir.
Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukuki duruma göre karara bağlanır. Bir başka ifadeyle hüküm, uyuşmazlığın başlangıcından dava açılan güne kadar gerçekleşmiş olayları kapsar. Aksinin kabulü tarafların dayandığı olguların, dolayısıyla elde etmek istediği nihai talebin dışına çıkılması sonucunu doğuracağı gibi; temyiz ve karar düzeltme süreçleri de dâhil, yargılamanın son aşamasına kadar gerçekleşecek hukuki ve fiili olguların nazara alınması gerektiği sorununu ortaya çıkaracaktır. Nitekim 28/11/1956 tarihli ve 15/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında, “her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesine yer verilerek, davanın açılmasına kadar gerçekleşen hukuki ve maddi vakıalara göre sonuçlandırılması gerektiği benimsenmiştir.
Somut olayda, dava, 26/10/2015 tarihinde açılmış olup, hükme esas alınan 20/03/2017 tarihli 2. ek bilirkişi raporunda; 01/12/2010 ila 27/05/2016 tarihleri arasında 121.621,34 TL mutabakat faiz kesintisi yapıldığı, bu miktarın 8.205,08 TL’lik kısmının dava tarihinden sonraki döneme ait faiz kesintisi olduğu ve talep edilebilecek faiz kesintisinin 113.371,26 TL olduğu belirtilmiştir. Davalının sorumluluğu; davanın açıldığı tarihe kadar, faiz tahakkuk edilen dönem ile sınırlıdır.
Hal böyle olunca ilk derece mahkemesince; davanın açıldığı tarih gözetilmek suretiyle hesaplanan 113.371,26 TL avans artığı mutabakat faiz kesintisi bedelinin iadesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın açıldığı tarihten sonraki (16/12/2015 ila 27/05/2016) dönemi de kapsar şekilde hatalı hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK"nın 373/1 maddesi uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 23/12/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.