16. Hukuk Dairesi 2013/7810 E. , 2013/8233 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Doğan Köyü sınırları dahilinde bulunan dava konusu taşınmaz, 1980 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında yol boşluğu olarak tespit harici bırakılmıştır. Davacı ..., tespit tarihinden sonraki irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği sebeplerine dayanarak yaklaşık 200 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bölümünün adına tescili istemi ile dava açmıştır. Yargılama sırasında aynı sebeplere dayanarak ...ve ... davaya katılmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, fen bilirkişisi tarafından düzenlenen rapora ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 100.25 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın arsa vasfı ile davacı ..., (B) harfi ile gösterilen 130.46 ve (E) harfi ile gösterilen 28.88 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın bahçe ve arsa vasfı ile davacı ..., (C) harfi ile gösterilen 25.91 ve (D) harfi ile gösterilen 15.68 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın arsa vasfı ile davacı ... adına tesciline, karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, tescili talep edilen taşınmaz bölümlerinin davacı ve müdahillerin evlerinin bahçesi ve müştemilatı niteliğinde olduğu, fiilen yol olarak kullanılmadığı, nitelik itibariyle kazanmaya elverişli yerlerden olduğu ve davacılar lehine TMK"nın 713. maddesinde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı ile taşınmaz iktisabı koşullarının oluştuğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Ziraat bilirkişi raporunda (A), (B), (C) ve (D) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümlerinin tamamen kayalık zeminden oluşmakta olup, arsa niteliğinde oldukları beyan edilmiş olduğu halde imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığı, öyle ise imar-ihyasının tamamlanıp, tamamlanmadığı, tamamlanmış ise bu tarihten itibaren taşınmazlar üzerinde dava tarihine dek 20 yılı aşkın zamandır ekonomik amaca uygun zirai faaliyete konu olup olmadığı açıklığa kavuşturulmamıştır. Bu konudaki tanık ve yerel bilirkişi sözleri yetersiz olduğu gibi, davacı taraf tanıkları ile ... haricindeki yerel bilirkişiler, taşınmazları önceleri davacı ve müdahillerin babaları..."in kontrolünde olduğunu, sonra davacı ve müdahillere intikal ettiğini, ev ve ev müştemilatı olarak 30 yılı aşkın zamandır davacı ve müdahillerin kullandıklarını beyan etmelerine karşın, yerel bilirkişi ..., davacı ve müdahiller taşınmaz üzerindeki zilyetliklerinin son birkaç yıla dayandığı ve öncesinde babaları..."in kullanımının olmadığına ilişkin beyanları arasındaki çelişki de gerekçesi açıklanarak giderilememiştir. Öte yandan hangi taşınmaz bölümünde hangi faaliyetin iktisaba elverişli zilyetlik oluşturduğu da gereği gibi araştırılıp ortaya konulmamıştır. Yetersiz inceleme ile hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için, tespitin yapıldığı 1980 yılı ile dava tarihi olan 2010 yılları arasına ait iki farklı tarihe ilişkin stereoskopik hava fotoğrafları dosya arasına konulmalı, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişi, aynı yönteme göre tesbit edilecek taraf tanıkları, jeodezi veya fotogrametri uzmanı harita mühendisi, inşaat ve 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu huzuruyla keşif icra edilmeli, yapılacak keşifte, belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak; çekişme konusu taşınmazlar hava fotoğraflarında ve uydu fotoğraflarında gösterilmeli, taşınmazları tüm sınırları ile birlikte gösterir fotoğrafları da çektirilerek dosya arasına konulmalı, bu suretle bu yerin önceki ve şimdiki niteliğinin, imar-ihyaya konu olup olmadığının olmuş ise ne zaman tamamlandığı ve arazinin ekonomik amacına uygun olarak zilyetliğine ne zaman başlanıldığının, zilyetliğin ne şekilde sürdürüldüğünün ve kimden kime aktarıldığının belirlenmesine çalışılmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporuyla denetlenmeli, beyanlar arasındaki çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan taşınmazların niteliği konusunda, inşaat bilirkişisinden taşınmazlar üzerinde bulunan ev, ahır ve duvarların ne zaman yapıldığı konusunda ayrıntılı rapor alınmalı, bu şekilde çekişmeli taşınmazlardaki tasarruf durumu kesin olarak belirlenmeye çalışılmalı, bundan sonra, iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine temsilcisinin temyiz istemi bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 16.09.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.