Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1989
Karar No: 2019/3491

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/1989 Esas 2019/3491 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2018/1989 E.  ,  2019/3491 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ


    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada Denizli Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 06/10/2016 tarih ve 2014/1202 E. - 2016/722 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan kabulüne dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nce verilen 13/03/2018 tarih ve 2017/940-2018/358 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davalı ..."ın müvekkili şirketin bünyesinde makina mühendisi olarak bir süre çalıştığını, yapılan işin ve davalının pozisyonu gereği müvekkiline ait üretim bilgilerine ve yazılımsal modellere davalının erişebildiğini, ancak iş yerinden ayrılırken uzun yıllar boyunca birikim ve çalışma sonucunda oluşturulmuş bu üretim bilgilerini ve modelleri davalının kendisine ait bilgisayara aktardığını ve bilahare kendi açmış olduğu iş yerinde aynı bilgileri hiçbir zahmete, araştırma ve geliştirme faaliyetine girmeden üretip satmaya başladığını, davalının ayrıca müvekkilinin müşteri portföyünü hedef aldığı için davacının gelirinde önemli bir düşüş meydana geldiğini, tüm bu hususların Denizli (kapatılan) 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/150 D.iş sayılı dosyası üzerinden davalının üretim yaptığı ofiste yapılan tespitte saptandığını, müvekkiline ait üretim model dosyalarının davalının iş yerindeki bilgisayardan çıktığını, davalı taraf delil tespiti sırasında da söz konusu üretim modellerine ait dosyaları iş yerinden ayrılırken kendisine ait bilgisayara yüklendiğini ve iş yeri açtıktan sonra bu modellerden yararlandığını ikrar ettiğini, müvekkilinin uğramış olduğu maddi zararın tespit edilmesinin şu an için mümkün bulunmadığı, ancak yapılacak incelemeler neticesinde hesap edilebileceğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla ve belirsiz alacak olarak 1.000,00 TL zararın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, müvekkilinin davacı firmada makine mühendisi olarak 2004 yılında işe başladığını, ayrılmadan önce son iki yılında fabrika müdürü olarak görev yaptığını, çalıştığı süre içinde ürün tasarımlarının teknik resimlerinin çizilmesi, yurt içi ve yurt dışı satışların yapılması, yurt dışı satışlarında gümrük evraklarının hazırlanması, üretim kademelerinin bilgisayar programlarına işlenmesi, ham madde ve yarı mamül siparişlerin verilmesi görevini yaptığını, dava konusu çizimlerin sadece müvekkilinin yaptığını ve kendisinden başka da bu çizimleri yapabilen
    kimsenin bulunmadığını, bu nedenle söz konusu çizimlerin bilgisayarında bulunmasının gayet doğal olduğunu, söz konusu çizimlerin davacı firmaya değil müvekkiline ait olduğunu, kaldı ki söz konusu çizimlerin çok karmaşık veya patentli çizimler olmadığını, herhangi bir teknik elemanın ürünü gördüğünde kalıbını çizebileceğini ve bu ürünlerin birçok firma tarafından üretildiğini, müvekkilinin yaklaşık 128 adet farklı ürün ürettiğini, davacının ürün şekli, kalıp, hammadde tedariki ile müşteri portföyü arasında farklılıklar bulunduğunu, benzer mahiyette ürünler olabileceğini ancak bunlarında tüm dünyada kullanılan standart ölçülerde üretilenler olduğunu, tarafların ürettiği ürünlerin aynı mahiyette olmadığını, bu durumun bilirkişi incelemesi ile tespit edilebileceğini, yine müvekkilinin pazar payının yaklaşık % 75"ini yurt dışı pazarı oluşturduğunu, yurt içi pazarında toplam cironun % 2 sinin davacının müşterisi ile çakışabileceğini, davacının amacının müvekkilinin gelecekte önünü kesmek ve müvekkilinin portföyüne ulaşmak olduğunu, davacının zarar ettiği iddiasının asılsız olduğunu, çünkü kendisinin çalıştığı dönemde 29 işçisi varken halen 45 işçisinin bulunduğunu, zarar eden bir iş yerinin işçi sayısının artmasının beyanların asılsız olduğunu gösterdiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının uzun yıllar davacı iş yerinde makina mühendisi ve üretimden sorumlu kişi olarak çalışmış olduğu, davaya ve haksız rekabete konu ürün çizimlerinin davalı tarafından yapılmış olduğu, her zaman için söz konusu çizimlerin davalı tarafından tekrar çizilebileceği, kaldı ki söz konusu çizimlerin aynı iş kolunda çalışan birçok firma tarafından kullanıldığı, her iki tarafın üretmiş olduğu ürünlerin benzer mahiyette olduğu ancak davalının müşteri portföyünün daha çok yurt dışı firmalarının oluşturduğu, yurt içinde satış yapılan müşterilerden elde edilen hasılatın ise davacının satış hasılatında çok küçük bir miktara tekabül ettiği, bu durumda davacı şirketin brüt satış karındaki düşüklüğün sebebinin davalının ticari faaliyetinden kaynaklanmadığı takdir ve kanaatiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Antalya Bölge Adliye Mahkemesince alınan ek bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının davacı şirkette uzun bir süre makine mühendisi olarak çalıştığı, taraflar arasında görülen Denizli 3. İş Mahkemesinin 2014/486 Esas sayılı dosyasında dinlenen tanık beyanlarına göre üretimi yapılan ekipmanların tasarımlarının davacı şirket temsilcisi... tarafından çizimlerin ise davalı ... tarafından yapıldığı, davalının ürünlerin tasarım ve çizimlerini tek başına yaptığı şeklindeki savunmasının doğru olmadığı, davalının davacı şirkette yaptığı bu iş karşılığı ücret aldığı ve bu işlemleri davacı şirket adına yaptığı, çalıştığı süre zarfında yapılan üretim bilgi ve modellerini bilgisayarına yüklediği ve işten ayrılırken yanında götürdüğü, davalının davacı şirketten ayrıldıktan sonra üretimi yapılan ürünlerin teknik resimlerinin hazırlanması için hiç bir emek ve çaba sarf etmeden her hangi bir katkı sağlamadan, yeni bir iş yeri açarak davacıya ait tasarım ve üretimlerini direk kullanarak üretim ve akabinde satış yapması eyleminin 6102 sayılı TTK"nın 54 ve 55/1-c maddesi gereğince haksız rekabet oluşturduğu, davalının dönem içi hasılatın 2.052.932,80 TL, dönem kar/zararın 354.983,38 TL ve elde ettiği hasılatın 81.531,46 TL olduğu, davalının net karının ise 14.098,03 TL olduğu, 6100 sayılı HMK"nın 357/1 maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairelerinde davanın ıslahının istenemeyeceği belirtilmiş olmasına rağmen davanın 6100 sayılı HMK"nın 107 maddesi gereğince belirsiz alacak davası olarak açılması nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesinde 6100 sayılı HMK"nın 107/2 maddesi gereğince talep arttırma dilekçesinin sunulabileceği, dolayısıyla davacı vekilinin sunduğu 08/03/2018 tarihli dilekçesinin 6100 sayılı HMK"nın 107/2 maddesi gereğince talep arttırma dilekçesi olarak kabul edilebileceği gerekçesi ile davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan kabulüne, Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 06/10/2016 tarih ve 2014/1202 Esas, 2016/722 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabul kısmen reddine, 14.098,03 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 15/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı ve katılma yolu ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-HMK"nın 6763 sayılı Kanunun 42. maddesi ile değişik 362/1-a maddesi hükmüne göre, Bölge Adliye Mahkemelerinin miktar veya değeri 40.000,00 TL"yi geçmeyen davalara ilişkin verdiği kararlar aleyhine temyiz yoluna başvurulamaz. Bu miktar, HMK"nın Ek 1. maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm tarihi itibarile 41.530 TL"dir. Davada davalı aleyhine hükmedilen tazminat tutarı 14.098,03 TL olup yukarıda anılan madde hükmüne göre temyiz sınırının altında kaldığı anlaşılmaktadır. HMK"nın 366. maddesi delaletiyle kıyasen uygulanması gereken aynı kanunun 346/2. maddesi hükmü uyarınca, kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında Bölge Adliye Mahkemesince bir karar verilmesi gerekmekle birlikte, Yargıtay tarafından da bu yolda karar verilebileceğinden, davacı vekilinin kesin olan karara yönelik temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
    2-İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak davacı tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda (1) no"lu bentte açıklanan nedenlerle davalının Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükme yönelik TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE, (2) no.lu açıklanan nedenlerle davacının temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 07/05/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi