Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/4145
Karar No: 2021/10209
Karar Tarihi: 14.09.2021

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/4145 Esas 2021/10209 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2021/4145 E.  ,  2021/10209 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
    Mahkemesi : ... 3. İş Mahkemesi

    İş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; İlk Derece Mahkemesince ilâmda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karar karşı davacılar ve davalı ... vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacılar ile davalılardan ... avukatları tarafından temyiz edilmesi ve davalı ... vekilince de duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 22/09/2020 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü duruşmalı temyiz eden davalı ... adına Av. ... ile davacılar adına Av. ... geldiler. Diğer davalı adına gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak, hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek bırakılan günde Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    A.Manevi Tazminat İstemleri Yönünden;
    Mülga 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 20.07.2016 tarihinden itibaren uygulanan 8. maddesinin 3. fıkrasına göre, “Bölge Adliye Mahkemesinin para ile değerlendirilemeyen dava ve işler hakkındaki kararları ile miktar veya değeri beşbin lirayı geçen davalar hakkındaki nihaî kararlara karşı tebliğ tarihinden başlayarak sekiz gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.” Bu fıkradaki “beşbin” ibaresi 6763 sayılı Kanunun 5. maddesi ile “kırk bin Türk Lirası” şeklinde değiştirilmiştir.
    Mülga 5521 sayılı Kanun’un, 6763 sayılı Kanun 5. maddesi ile değişik beşinci fıkrasına göre parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere Maliye Bakanlığı’nca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı öngörülmüştür.
    25.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 8. maddesinde “temyiz edilemeyen kararlar” sayılmış ancak miktar itibariyle kesinliğe bu maddede yer verilmemiş, 7/3. maddede, 6100 sayılı HMK’nın kanun yollarına ilişkin hükümlerinin, iş mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanacağı belirtilmiştir.
    6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca, bölge adliye mahkemelerinin miktar veya değeri kırk bin Türk Lirası’nı (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararların temyiz yoluna başvurulamayacağı hükme bağlanmıştır. HMK Ek madde 1 hükmüne göre de, 362. maddedeki parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı belirtilmiştir.
    HMK 362/2. maddesine göre “Birinci fıkranın (a) bendindeki kararlarda alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda, kırk bin Türk Liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması hâlinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü kırk bin Türk Lirasını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Ancak, karşı taraf temyiz yoluna başvurduğu takdirde, diğer taraf da düzenleyeceği cevap dilekçesiyle kararı temyiz edebilir”
    HMK 366. maddenin yollaması ile temyiz yolunda da uygulanan 346. madde uyarınca, temyiz dilekçesi kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme temyiz dilekçesinin reddine karar verir. Ancak temyiz edilen karar kesin olduğu halde bu konuda inceleme yapılıp karar verilmeksizin dosya Yargıtay’a gönderilmiş ise, 01.06.1990 tarih, 1989/3 E.-1990/4 K. sayılı içtihadı birleştirme kararı gereğince dosyanın mahalline çevrilmesine gerek olmaksızın Yargıtay tarafından temyiz talebinin reddine karar verebilecektir.
    Yukarıda belirtildiği şekilde, iş mahkemelerinin kararlarının istinaf incelenmesi sonucu Bölge adliye mahkemelerince verilen kararlarda karar tarihine göre kesinlik sınırı: 20.07.2016-01.12.2016 tarihleri arasında 5.000,00 TL; 02.12.2016 tarihi sonrası için 40.000,00 TL; 01.01.2017 sonrası için 41.530,00 TL ve 01.01.2018 tarihi sonrası için 47.530,00 TL, 01.01.2019 tarihi sonrası için 58.800,00 TL, 01.01.2020 tarihi sonrası için 72.070,00 TL, 01.01.2021 tarihi sonrası için ise 78.630,00 TL‘dir.
    Somut olay incelendiğinde, davacıların manevi tazminat istemleri hakkındaki hükümlerin miktar yönünden yukarıda değinilen temyiz (kesinlik) sınırının altında bulunduğu anlaşılmakla, tarafların anılan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının kesinlik nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
    B.Davacı Kazalı Adem’in Maddi Tazminat İstemine İlişkin Hüküm Yönünden;
    I-İSTEM
    Davacı kazalı tarafından açılan asıl dava dosyasında 436.152,44 TL maddi, 40.000,00 TL manevi tazminatın, kazalının eşi ve çocuğu tarafından aynı davalılara karşı açılan birleşen dava dosyasında ise eş için 40.000,00 TL, çocuk için 20.000,00 TL manevi tazminat davalılardan tahsili talep edilmiştir.
    II-CEVAP
    Davalılar davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    İlk derece mahkemesince davalı ... yönünden kusuru bulunmadığı bu nedenle adı geçen davalıya husumet yöneltilemeyeceğinden bahisle asıl ve birleşen davanın reddine, diğer davalı ... yönünden asıl dava dosyasında davacı kazalının maddi tazminat isteminin kabulüne, davacı lehine 38.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine, birleşen dava dosyasında ise davacı eş lehine 8.000,00 TL, çocuk lehine 5.000,00 TL manevi tazminat ödenmesinme karar verilmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    İlk derece mahkemesi kararına karşı davacılar ve davalı ... tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine bölge adliye mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle, davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu,
    Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; kendileri yönünden husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı kazalının sürekli iş göremezlik oranının hatalı tespit edildiğini, hesaba esas teşkil eden ücretin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, kök ve ek hesap raporları arasında çelişki bulunduğunu, mahkemenin hangi rapora neden itibar ettiğini gerekçelendirmediğini, hesaplanan zarar tutarından tenzil edilen rücuya tabi Kurum ödemelerinin hatalı belirlendiğini, davacının kalıpçı ustası olduğu kabul edilerek bir yılın tamamında çalıştığı varsayımından hareket edilerek hesaplama yapılmasının doğru olmadığını, inşaat yapım sözleşmesinin 4. maddesinde iş yerinde olabilecek kazalardan dolayı tüm sorumluluğun davalı ..."e ait olduğunun kararlaştırıldığını, bu nedenle kendilerine kusur izafe edilmesinin isabetsiz olduğunu, manevi tazminatların fazla olduğunu ileri sürmüştür.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre; davacıların tüm, davalı ..."nın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
    Dosya kapsamından, davacının Kurum tarafından tespit edilen sürekli iş göremezlik oranının %46,00 olduğu, iş kazasının meydana gelişinde davacı sigortalının %20, davalı ..."nın %80 oranında kusurlu oldukları, davalı ...’in ise kusursuz olduğu, kazalı yönünden hüküm altına alınan maddi tazminatın hesaplanmasına esas olan ücretin davacı tarafın iddia ettiği ücret sendikanın emsal olarak bildirdiği ücretin altında kaldığından bahisle davacı iddiası gibi asgari ücretin 2,9481 katına karşılık gelen ücret olduğu, 14/07/2015 havale tarihli Kurum cevabi yazısına göre 24/01/2014 tarihinde gelire giren davacı sigortalının 01/05/2014 tarihinde yaşlılık aylığı almaya hak kazandığı, bu tarihten itibaren 5510 sayılı Yasanın 54. maddesi gereği bağlanan gelirin yarıya düşürüldüğü, yarıya düşen gelirin tüm peşin sermaye değerinin bildirildiği, hükme esas hesap raporunda yarıya düşen gelirin ilk peşin sermaye değerinin bilirkişi tarafından hesaplandığı anlaşılmaktadır.
    Sürekli iş göremezlik ve malullük halinin belirlenmesinde izlenecek yol; 5510 sayılı Kanunun 95. maddesinde (506 sayılı Kanunun 109. maddesinde) hükme bağlanmıştır. Buna göre, Kurum sağlık tesisleri tarafından raporlara dayanılarak verilen kararlara karşı ilgililerin S.S. Yüksek Sağlık Kurulu"na itiraz hakları mevcuttur. Söz konusu kurulun raporlarının Kurumu bağlayacağı, diğer ilgililer yönünden bağlayıcı olmayıp, Adli Tıp Başkanlığı veya Tıp Fakültelerinin ilgili ana bilim dalı konseylerinden Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü çerçevesinde inceleme ve araştırma yapılmasını isteyebilecekleri 28.06.1976 tarih ve 6/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararının gereğidir. Öte yandan; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 17.02.2010 gün ve 2010/21-60 Esas, 2010/90 Karar sayılı ilamı ile 06.10.2010 gün ve 2010/10-390 Esas, 2010/448 Karar sayılı ilamların da belirtildiği üzere Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nın ilgili ihtisas kurulu ile üniversitelerin tıp fakülteleri ilgili bilim dalı Başkanlıklarınca ya da S.S. Yüksek Sağlık Kurulu"nca düzenlenen raporlar arasında çelişkinin mevcut olması halinde, çelişkinin 6754 sayılı Yasayla değişik 2659 sayılı Adlî Tıp Kurumu Kanunu"nun 26. maddesi gereği Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2.Üst Kurulu tarafından giderilerek, sigortalının sürekli iş göremezlik oranı ve başlangıç tarihi kesin olarak karara bağlanması da zorunludur.
    Öte yandan, iş kazasına maruz kalan sigortalının veya ölümü halinde desteği altında bulunanların maddi zararlarının hesabında gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Gerçek ücretin ise işçinin imzasının bulunduğu ücret tediye bordrolarından saptanacağı, işçinin imzasının bulunmadığı iş yeri ve sigorta kayıtlarının nazara alınamayacağı, işçinin imzasının bulunduğu ücret tediye bordrolarının bulunmaması durumunda işçinin yaşı, kıdemi, mesleki durumu dikkate alınarak, emsal işi yapan işçilerin aldığı ücret göz önünde tutularak belirlenmesi gerektiği, Dairemizin giderek Yargıtay"ın yerleşmiş görüşlerindendir.
    Ayrıca, sigortalıya bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değeri, sigortalının yaşı, gelirin kesilme olasılığı ve iskonto oranı gözetilerek belirlenen tutarı ifade etmektedir. 5510 sayılı Yasa"nın 54. maddesi ise, "malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile iş kazalarıyla meslek hastalıkları sigortasından hak kazanılan aylık ve gelirler birleşirse, sigortalıya veya hak sahibine bu aylık ve gelirlerden yüksek olanın tümü, eksik olanın da yarısı bağlanır. Bu aylık ve gelirler eşitse, iş kazalarıyla meslek hastalıkları sigortasından bağlanan gelirin tümü, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından bağlanan aylığın da yarısı verilir." düzenlemesini içermektedir.
    Somut olayda, davacı sigortalının sürekli iş göremezlik oranının yukarıda açıklanan prosedür gözetilerek belirlenip kesinleştirilmemesi, iş yerinde uygulanmakta olan bir toplu iş sözleşmesi bulunmadığı, davacı sigortalının sendikalı olmadığı gözden kaçırılıp davacı yanın ücret iddiasının sendikanın bildirdiği ücretin altında kaldığından bahisle davacı iddiasına üstünlük tanınarak ücretin belirlenmesi hatalı olduğu gibi 17/10/2012 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu kazalı sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri, 01/05/2014 tarihinden itibaren ise yaşlılık aylığı bağlandığı, bu nedenle iş göremezlik gelirinin yarıya düşürüldüğü anlaşıldığına göre yarıya düşürülen gelirin ilk peşin sermaye değeri ve fiili ödemeler Kurum’dan sorulmadan sonuca gidilmesi isabetsizdir.
    Mahkemece yapılacak iş, davacı tarafın mahkeme kararını sürekli iş göremezlik oranı ve ücret yönünden temyiz etmediği dikkate alındığında davalı ... lehine bu noktalardan oluşan usuli kazanılmış hakları gözeterek 5510 sayılı Kanun’un 95. maddesinde belirtilen prosedür işletilerek davacı sigortalının sürekli iş göremezlik oranını belirleyip kesinleştirmek, sürekli iş göremezlik oranının kesinleştirilmesinden sonra Kurum’dan davacı sigortalıya gelirin başladığı tarih itibariyle 5510 sayılı Yasa’nın 54. maddesi uyarınca indirilmiş hali üzerinden hesaplanan gelirin ilk peşin sermaye değerini, indirme tarihine kadar yapılan fark fiili ödeme miktarlarını sormak, davacı sigortalının yaşı, işi, mesleki kıdemi ve işyerindeki kıdemi belirtilmek suretiyle meslek odalarından ve TÜİK’den sigortalının bilinen dönemde alabileceği ücretleri araştırmak, elde edilecek sonuçları dosyadaki diğer verilerle birlikte değerlendirip sigortalının gerçek ücretini tereddütsüz olarak belirlemek, yeni bir hesap raporu alınması yoluna gidilmesi durumunda bilinen/iskontosuz, bilinmeyen/iskontolu dönem başlangıç ve bitiş tarihlerini 25/05/2017 tarihli bilirkişi hesap raporundaki verilere göre belirlenmesi gerektiğini dikkate almak, hesaplanacak maddi zarar tutarından tenzil edilmesi gereken ilk peşin sermaye değerini gelirin başladığı tarih itibariyle 5510 sayılı Yasa’nın 54. maddesi uyarınca indirilmiş hâli üzerinden hesaplanan ilk peşin sermaye değerli gelir miktarına, indirme tarihine kadar yapılan fiili ödeme miktarının yarısı da eklenmesi suretiyle elde edilecek miktar ile gerçek zarar karşılaştırılması yapılarak, düşük olan tutarın kusur karşılığı olan miktarı olduğunu gözeterek belirlemek ve oluşacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.
    Bu maddi ve hukuki esaslar göz önünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı ..."nın bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi‘nin istinaf başvurularının esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz olunan ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddesi uyarınca kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davalı ... avukatı yararına takdir edilen 3.050,00 TL duruşma Avukatlık parasının davacılara yükletilmesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davacılardan alınmasına, temyiz harcının istek halinde davalı ..."ya iadesine, 14/09/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi