22. Hukuk Dairesi 2017/21954 E. , 2019/10679 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin ... köyünde 28.04.2012-30.03.2014 tarihleri arasında genel hizmet işçisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin haklı bir sebep olmaksızın feshedildiğini, 6360 sayılı Kanun ile ... köyünün tüzel kişiliğinin kalktığını ve mahalle olarak Aliağa Belediyesine katıldığını belirterek, kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin, fazla çalışma, genel tatil ücreti alacaklarının ve ilave tediye alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, yasal süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Mahkeme kararında yazılacak hususlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Maddeye göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Öte yandan, kanunun aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararın hüküm fıkralarının, açık, anlaşılır, çelişkisiz ve uygulanabilir olması gerekmekle birlikte, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi sebeplere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak, kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi sebeple haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi sebeple o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
Kısa karar ile gerekçeli karar çelişkisi, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 10.04.1992 tarihli ve 1991/7 esas, 1992/4 karar sayılı ilamı gereğince bozma sebebidir.
Somut uyuşmazlıkta Mahkemece kısa kararda genel tatil ücreti talebi yönünden, “70,00 TL brüt genel tatil çalışması alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek bankaların mevduata uyguladığı en yüksek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” şeklinde hüküm kurulmasına rağmen gerekçeli kararın hüküm fıkrasında “100,00 TL brüt genel tatil çalışması alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek bankaların mevduata uyguladığı en yüksek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” şeklinde karar verilerek kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulduğu anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklanan ilke ve esaslara uyulmadan, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılarak karar verilmesi bozma sebebidir.
3-Davacı işçinin ilave tediye alacağının olup olmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
İlave tediye alacağının kapsamı yararlanacaklar, yararlanma şartları, miktarı ve ödeme zamanı 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması Hakkındaki Kanun ile düzenlenmiştir. Kanun"un 1. maddesinde Devlet ve ona bağlı kurumların hangileri olduğu, ayrıca yararlanacak kişiler açıkça belirtilmiştir.
Buna göre;
İşveren kapsamı yönünden devlete ve ona bağlı olmak üzere,
a-Genel, Katma ve Özel bütçeli daireler,
b-Sermayesi değişen kurumlar,
c-Sermayesinin yarısından fazlası devlete ait olan şirket ve kurumlar ve bunlara bağlı kuruluşlar,
ç-Belediyeler ve belediyelere bağlı kuruluşlar,
d-3460 ve 3659 sayılı kanun kapsamına giren, sermayesinin tamamı devlete ait olan veya bu sermeye ile kurulan iktisadi devlet kuruluşları,
e-Yukarda belirtilenlerden olmayan diğer kurum, banka ve ortaklıklar olarak kanunda açıkça belirtilmiştir.
Somut olayda, davacının 28.04.2012-30.03.2014 tarihleri arasında ... köyü muhtarlığı bünyesinde köy hizmetlisi olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Yukarıda 6772 sayılı Kanunun kapsamı ayrıntılı olarak belirtilmiş olup köy tüzel kişiliği bünyesinde işçi statüsünde çalışanların 6772 sayılı Kanun kapsamında olmadığı açıktır. Buna göre davacının ilave tediye isteminin reddedilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 15.05.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.