14. Hukuk Dairesi 2020/1673 E. , 2020/4739 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 20.11.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21.09.2017 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı, dava konusu 232 ada 308 parsel ile ilgili 19.10.1987 tarih 4/5 tahsil no"lu tapu tahsis belgesine istinaden söz konusu parseldeki ahşap kargir ev yerinin tapu kaydının iptali ile adına tescilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın husumetten reddini savunmuştur.
Mahkemece, taşınmazın bulunduğu yerde 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca imar planı veya 3290 sayılı Yasa ile değişik 2981 sayılı Yasa uyarınca ıslah ve imar planının yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili temyizi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 11.12.2015 tarihli, 2014/15191 E. 2015/11498 K. sayılı ilamıyla “... ... Belediye Başkanlığının 29.05.2013 tarihli yazısında taşınmazın 3194 sayılı Kanunun 18. maddesi uyarınca imar planı veya 3290 sayılı Kanun ile değişik 2981 sayılı Kanun uyarınca ıslah ve imar planı yapılmadığı belirtilmiş ancak aynı kurumun 26.02.2014 tarihli yazısında taşınmazın imar planı içerisinde ve konut alanında kaldığı bildirilmiş olmakla taşınmazın imar planı içinde kalıp kalmadığına ilişkin ilgili kurumun yazılarında çelişki mevcuttur. Bu durumda mahkemece, tahsise konu taşınmazın imar planı kapsamında kalıp kalmadığı hususundaki çelişkinin giderilmesi, taşınmazın imar planı kapsamında kalması durumunda ise (DOP) kesintisi yapılıp yapılmadığının araştırılması gerekmektedir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir. ...” bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile, dava konusu 232 ada 308 parsel sayılı taşınmazın ... adına kayıtlı tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.12.1996 tarihli ve 1996/14-763-864 sayılı kararında da belirtildiği gibi, tapu tahsis belgesi bir mülkiyet belgesi olmayıp yalnızca fiili kullanmayı belirleyen ve ilgilisine kişisel hak sağlayan bir zilyetlik belgesidir. Tapu tahsis belgesinin varlığı tahsis edilen yerin adına tahsis yapılan kişi veya mirasçıları adına tescili için yeterli değildir.
Tahsis kapsamındaki yerin hak sahibi adına tescil edilebilmesi için;
-Hukuki yönden geçerliliğini koruyan bir tapu tahsis belgesinin bulunması,
-Tahsise konu yerde 3194 sayılı Yasanın 18.maddesi uyarınca imar planı veya 3290 sayılı yasa ile değişik 2981 sayılı yasa uyarınca ıslah-imar planlarının yapılmış olması,
-İlgilisine, tapu tahsis belgesi gereğince bir başka yerden tahsis yapılmamış olması,
-Tahsise konu yerin kamu hizmetine ayrılmamış ve imar planına göre konut alanında kalmış olması,
-Tahsise konu yer ile tescili istenilen taşınmazın aynı yer olup olmadığı ve taşınmazın niteliklerinin belirlenmesi amacıyla mahallinde uzman bilirkişiler aracılığı ile keşif yapılması,
-Tahsise konu arsa bedelinin ödenmiş olması, ödenmemiş ise taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerinin uzman bilirkişiler aracılığı ile saptanarak hükümden önce mahkeme veznesine veya belirlenecek tevdi mahalline depo edilmiş olması.
-İmar parsellerinin oluşturulması sırasında, şuyulandırmaya tabi tutulan parselden 3290 sayılı yasa ile değişik 2981 sayılı yasanın 18/b-c maddesi uyarınca düzenleme ortaklık payı kesilip kesilmediğinin, kesilmiş ise uygulanan oranın saptanması gerekir,
-Mahkemece, yukarıda belirtilen koşullar doğrultusunda yapılacak inceleme sonucunda, tescil isteğinin kabulü için yasal koşulların oluştuğu kabul edildiği takdirde, 3290 sayılı Yasa ile değişik 2981 sayılı Yasanın 10/C-2 maddesi gereğince tahsise konu yerde uygulanan düzenleme ortaklık payının davacıyı da bağlayıcı nitelikte olduğu dikkate alınarak tahsis miktarından bu oranda yapılacak indirimden sonra kalan miktarın tesciline karar verilmelidir.
Mahkemece bir kısım davacıların, tapu tahsis belgesine dayanan tapu iptali ve tescil istemlerine ilişkin dava konusu 3673 ada 1 ve 3680 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın kabulüne karar verilmiş ise de, dava tarihi itibariyle tahsise konu yerde imar uygulaması yapılmadığı ve imar parsellerinin oluşturulmadığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklandığı üzere, tahsis kapsamındaki yerin hak sahibi adına tescil edilebilmesi için tahsise konu taşınmazların 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca imar planı veya 3290 sayılı Yasa ile değişik 2981 sayılı yasa uyarınca ıslah-imar planlarının yapılmış olması gerekmektedir.
Bu ilkeler ışığında somut olay incelendiğinde; ... Belediye Başkanlığı"ndan getirtilerek dosya içerisine alınan evraklar incelendiğinde dava konusu 232 ada 308 parsel sayılı taşınmazın imar planı içerisinde olduğu ancak herhangi bir imar uygulamasının yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın imar planı içerisinde olmasına rağmen imar uygulamasının yapılmamış olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.09.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.