14. Hukuk Dairesi 2013/4630 E. , 2013/8413 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 06.04.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18.12.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, önalım hakkı nedeniyle payın iptali ve tescili istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkili ..." ın dava konusu 33022 ada 1 parsel sayılı taşınmazda 585/862 pay sahibi olduğunu, 277/862 pay sahibi ... " ın payını davalının maliki olduğu 46473 ada 1 parsel sayılı taşınmazda bulunan 21 ve 22 nolu bağımsız bölümler karşılığı trampa ettiğini, devir işleminin gerçekte satış olmasına rağmen önalım hakkının kullanılmasını önlemek amacı ile muvazaalı olarak trampa gibi gösterildiğini ileri sürerek davalı payının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirkete ait iki adet bapımsız bölüm ile dava konusu payın trampa edildiğini, bu durumda önalım hakkının kullanılamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve özellikle taşınmazların değerleri arasındaki fahiş fiyat farkı birlikte değerlendirildiğinde tapuda trampa olarak gösterilen işlemin gerçekte satış olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya toplanan delillere ve dosya içeriğine, tapuda trampa olarak gösterilen işlemin gerçekte satış olduğunun kanıtlanmasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin önalım bedeline ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın üçüncü şahsa satılması halinde, diğer paydaşlara o payı öncelikle satın alma yetkisini veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve payın üçüncü kişiye satılması ile de kullanılabilir hale gelir.
Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım hakkını kullanan paydaş bu payı satın almak isterken tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masraflar toplamından ibaret olan önalım bedelini depo etmesi gerekir. Ancak davacı, tapuda yapılan satış sözleşmesinin tarafı olmadığından tapuda yapılan temliki işlemin muvazaalı olduğu iddiasında bulunabilir ve bu iddiasını her türlü delille kanıtlayabilir. İşlemin gerçekte trampa olmayıp satış olduğunun belirlenmesi halinde şayet satış bedeli kanıtlanabilirse bu bedel, yoksa keşfen bilirkişi aracılığı ile tapudaki işlem tarihinde saptanan bedel önalım bedeli olur.
Somut olaya gelince; önalım hakkına konu edilen payın ilişkin bulunduğu 33022 ada 2 parsel sayılı taşınmazın paydaşı ..., 450.000,00TL bedelli 277/862 payını davalıya ait 46473 ada 1 parselde bulunan 450.000,00TL bedelli 21 ve 22 no"lu bağımsız bölümler ile 11.05.2010 tarihinde bedel farkı gözetmeksizin davalı ile trampa etmiştir Davacı ise tapuda yapılan temlikin muvazaalı olduğunu her ne kadar trampa yapılmış gibi gösterilse de davaya konu payların aslında davalıya satıldığı iddiasında bulunmuştur. Bu iddia üzerine mahkemece yerinde yapılan keşif sonucu alınan 06.06.2012 tarihli bilirkişi raporunda trampa işleminin yapıldığı tarih itibariyle dava konusu payın değerinin 941.800,00TL olduğu belirtilmiştir.Mahkemece toplanan deliller çerçevesinde yapılan temlikin muvazaalı olduğu, payların aslında davalıya satıldığı sonucuna varıldığına göre yukarda açıklanan esaslar çerçevesinde gerçek satış bedeli belirlenemediğine göre keşfen saptanan değer üzerinden önalım hakkının tanınmasına karar verilmesi gerekirken işlemin taraflarınca tapuda beyan edilen değer esas alınarak önalım hakkının tanınması yerinde değildir.
Bu durumda mahkemece temlik tarihi esas alınarak keşfen belirlenen bedel üzerinden önalım hakkını kullanıp kullanmayacağının davacıdan sorulması, kabul etmesi halinde önalım bedelini depo etmesi için uygun bir süre tanınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine 31.05.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.