Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/17827
Karar No: 2020/4118
Karar Tarihi: 08.10.2020

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/17827 Esas 2020/4118 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, kök murisi Ramazan'dan intikal eden ve terekenin taksim edilmediği iddia edilen taşınmazın miras payı oranında adına tescili için dava açmıştır. Ancak, davalı 3. kişi konumundadır ve elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli payları olmayıp, hakları terekenin tamamını kapsar. Bu nedenle, davacının diğer mirasçıların paylarına karşı açtığı davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmektedir.
Ayrıca, 114 ada 80, 101, 119 ve 120 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükümde ise, Yargıtay bozma ilamına uyulduğu halde taksim konusu edilen taşınmazlar için yeterli inceleme yapılmamıştır. Keşif yapılması ve yerel bilirkişiler ile tanıkların katılımıyla her bir taşınmazın ayrı ayrı incelenerek terekenin taksim edilip edilmediği konusunda araştırma yapılması gerekmektedir.
Kanun maddeleri: Türk Medeni Kanunu'nun 702. maddesi.
16. Hukuk Dairesi         2016/17827 E.  ,  2020/4118 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
    KANUN YOLU: TEMYİZ

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Yargıtay bozma ilamında özetle; "yapılan inceleme ve araştırmanın yetersiz olduğu belirtilerek, doğru sonuca varılabilmesi için, miras bırakan ..."un ölüm gününde terekesine dahil olan tüm taşınmaz mallar belirlenip, kadastro tutanaklarının örnekleri dosya içine getirtilerek mahallinde yeniden keşif yapılması; keşfe katılacak yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların öncesinin kime ait olduğu, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve ne şekilde kullanıldığı, miras bırakan ..."un tüm mirasçılarının katılımıyla geçerli bir taksim yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise her bir mirasçının payına hangi taşınmazların düştüğü, bu taşınmazların akibetlerinin ne olduğu, kadastro sırasında kimler adına tespit edildikleri, taşınmaz almayan mirasçısı varsa miras payına karşılık ne aldığı gibi hususların tek tek sorulup saptanması, bilirkişi ve tanık sözlerinin, dosyaya getirtilecek parsel tutanaklarının içerikleri ile denetlenmesi, davalı ... adına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tescil edilen dava konusu olan taşınmazların terekeye dahil olup olmadığının belirlenmesi ve davalılarca taksim tarihi olarak belirtilen 1974 yılından tespit tarihine kadar 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği süresinin dolduğunun ve taksimde eşitliğin zorunlu bulunmadığının göz önünde tutulması ve sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Dava konusu 114 ada 121 parsel sayılı taşınmaza ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde; Davacı ..., çekişmeli taşınmazın kök muris Ramazan"dan intikal ettiğini ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediğini ileri sürerek, taşınmazın miras payı oranında adına tescili istemiyle dava açmıştır. Çekişmeli taşınmaz kök muris ..."un mirasçısı ... adına tespit ve tescil edildikten sonra, eşi ... adına kayden tescil edilmiş olduğuna ve Ramazan mirasçısı ... sağ olduğuna göre, tapu kayıt maliki olan davalı ..."un, muris ... terekesine göre 3. kişi konumunda bulunduğu anlaşılmaktadır. Terekeye dahil bir taşınmaz hakkında bir mirasçı, diğer mirasçılar aleyhine tek başına miras payı oranında adına tescil istemi ile dava açabilirsede, 3. kişiye karşı miras payının adına tescili istemiyle dava açması hukuken mümkün değildir. Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay veya payları olmayıp, haklarının terekenin tamamını kapsadığı, TMK"nın 702. maddesine göre topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerektiği açıktır. Mirasçılardan birinin terekeye karşı 3. kişi konumunda olan birisi aleyhine kendi payı hakkında açtığı dava, diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına açılmadığından, davaya diğer mirasçıların katılması (icazet vermesi) veya terekeye temsilci atanması suretiyle devam edilmesine olanak yoktur. Bu durumda davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekir.
    Hal böyle olunca; Mahkemece, yukarıda belirtilen gerekçe ile usulden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasa girilmek suretiyle davanın reddedimesi isabetsiz ise de, ret kararı sonucu itibariyle doğru olduğundan, dava konusu 114 ada 121 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki hükmün, gerekçesi açıklanan şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    2- Dava konusu 114 ada 80, 101, 119 ve 120 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece, mirasçılar arasında terekenin taksim edildiği kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmadığı gibi, Yargıtay bozma ilamına uyulduğu halde bozma gerekleri de tam olarak yerine getirilmemiştir. Yargıtay bozma ilamına uyulmakla taraflar yararına usuli müktesep hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma ilamında işaret edilen hususların eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Hükmüne uyulan bozma ilamında, tarafların mirasbırakanı Ramazan"ın ölüm günü itibariyle terekesine dahil olan tüm taşınmaz mallar belirlenip, usulünce taksim yapılıp yapılmadığı konusunda araştırma yapılması gereğine değinilmiş olmasına ve davalı tarafça ölüm günü itibariyle Ramazan"ın terekesine dahil olan ve taksime tabi tutulan dava dışı taşınmazlardan bahsedilmiş olmasına rağmen, bu konuda araştırma yapılmamış, taşınmazın aynına ilişkin iş bu davada iddia ve savunmanın tespiti bakımından her bir taşınmaz başında ayrı ayrı keşif yapılması zorunlu olduğu halde, bu kurala riayet edilmeksizin keşif yapılmış ve bozma öncesi ve sonrasında dinlenen tanık Cezmi Fışkır"ın birbiriyle çelişen ifadeleri bulunduğu halde bu çelişki giderilmeksizin hüküm kurulması cihetine gidilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmemektedir.
    Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece, davalı tarafça kök muristen intikal ettiği ve mirasçılar arasında taksime konu edildiği bildirilen taşınmazlara ait kadastro tutanakları, kadastro tespitleri kesinleşmiş ise, kadastro sonucu oluşan tapu kayıt örnekleri getirtilmek suretiyle dosya ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile teknik bilirkişinin katılımıyla her bir taşınmaz başında ayrı ayrı keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, kök murisin terekesinin tüm mirasçıların katılımı ile taksim edilip edilmediği, taksim edilmiş ise her bir mirasçının miras payı olarak ne aldığı, temyiz konusu taşınmazların davalıların miras payına isabet edip etmediği, taraflara birlikte ya da ayrı ayrı isabet edip etmediği, taşınmazların kim tarafından, ne zamandan beri ve ne şekilde kullanıldığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri terekeye dahil taşınmazların tespit tutanakları ve kadastro tespitleri kesinleşmiş ise, kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları ile denetlenmeli, yerel bilirkişi ve tanık sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeye çalışılmalı; teknik bilirkişiden, keşfi takibe, bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye imkan verir rapor alınmalı ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi