19. Hukuk Dairesi 2016/19443 E. , 2018/6251 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde her ne kadar davacı vekili tarafından duruşmalı, davalı vekili tarafından duruşmasız olarak olarak temyiz edilmiş ise de miktar itibariyle davacı vekilinin duruşma istemin reddi ile incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davacı ile davalı arasında kumaş satışına ilişkin sözleşme imzalandığını, davacı tarafından satışa konu kumaşın süresi içerisinde ve eksiksiz olarak davalıya teslim edildiğini ancak davalının vade tarihi geçmesine rağmen davacıya hiçbir ödeme yapmadığını, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, satış bedeli talep edilen malın ayıplı olduğunu, ayıbın niteliği itibariyle gizli ayıp olduğunu, ayıbın kumaşla dikilen ürünlerin tamamlanması ve yıkanması aşamasında anlaşıldığını, davacıya ayıplı malı geri alması ihtar edildiği, davacı tarafın ayıplı malı geri almadığı gibi malı tamir de etmediğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının usulüne uygun tutulan ticari defter ve kayıtlarında davacının kumaş satışı nedeniyle davalıdan toplamda 2013 yılı sonu itibariyle 18.950,96-TL alacaklı olduğu, davalı defterlerinde ise 10.674,39-TL bedelli faturanın kayıtlı olmasına karşın bedelin ödenmediği, kumaşta basit bir yıkama testi ile anlaşılacak ölçüde açık ayıp bulunduğu, davalı alıcının süresinde ayıp ihbarında bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 10.674,39 TL üzerinden takibin devamına, icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Mahkemece davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş olup reddedilen miktar 828,14 TL olup AAÜT’nin 13/2. maddesi uyarınca kendisini vekille temsil ettiren davalı vekili lehine hükmedilecek vekalet ücretinin reddedilen miktarı geçemeyeceği gözetilmeksizin 1.800 TL vekalet ücreti hükmedilmesi doğru görülmeyip bozmayı gerektirir ise de bu husus yeniden yargılamayı gerektirmeyeceğinden 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi ve 5236 sayılı Kanunun geçici 2. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nın 5236 sayılı Kanunun 16. maddesiyle değiştirilmeden önceki 438/7 maddesi gereğince mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte belirtildiği üzere davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte belirtildiği üzere hüküm fıkrasının 4 nolu bendinin kaldırılarak yerine “Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT’nin 13/2. maddesi uyarınca 828,14 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine” cümlesinin yazılarak, hükmün düzeltilen bu şekliyle ONANMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 03/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.