Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/2104 Esas 2015/864 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/2104
Karar No: 2015/864
Karar Tarihi: 22.04.2015

Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/2104 Esas 2015/864 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanıkların, yetim maaşı alabilmek için muvazaalı olarak boşandıktan sonra aynı evde yaşayarak SGK'dan maaş almak suretiyle kamu kurumunu dolandırdıkları iddia edilmiştir. Ancak mahkeme, Türk Medeni Kanunu'nun 166/3 maddesi gereğince açılan boşanma davalarında yasa, boşanma gerekçesinin doğruluğunu araştırma hususunda boşanma kararını verecek hakime araştırma yetkisi vermediğinden, maaş almak amacıyla yapılan boşanmaların dahi hileli davranış olarak nitelendirilemeyeceğine ve suçun yasal unsurlarının oluşmadığına hükmetmiştir. Kararda, 5510 sayılı Kanunun 56. maddesinde bu durumu tespit edilen kimselerin gelir ve aylığının kesileceği ve ödenmiş tutarların geri alınacağı düzenlemesi olduğu ancak cezai düzenlemeye yer verilmediği de belirtilmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 166/3 maddesi ise evliliğin en az bir yıl sürmesi ve eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılacağını ve boşanmaya hükmolunacağını belirlemektedir.
23. Ceza Dairesi         2015/2104 E.  ,  2015/864 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
    HÜKÜM : Beraat

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Evli olan sanıkların, sanık ...’ın vefat eden babasından kalan yetim maaşını alabilmek için 26.03.2004 tarihinde muvazaalı olarak boşandıkları halde aynı evde birlikte yaşamaya devam edip, SGK"dan maaş almak suretiyle haksız menfaat temin etmek suretiyle kamu kurumunu dolandırdıkları iddia edilmiş ise de;
    Herhangi bir mahkeme tarafından mutlak butlanla malul bir karar olduğuna hükmedilmediği sürece hukuken geçerli olan boşanma kararlarından sonra eski eşlerin bir arada yaşamasını yasaklayan kanuni bir düzenleme bulunmadığından; boşanmanın hileli davranış olarak kabul edilmesi mümkün değildir.
    Kaldı ki, Türk Medeni Kanunu"nun 166/3 maddesinde, evliliğin en az bir yıl sürmesi ve eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılacağı; hakimin, tarafların iradelerini serbestçe açıkladıklarına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması halinde de boşanmaya hükmolunacağı vurgulanmaktadır. Olaya bu açıdan bakıldığında zikredilen maddeye göre açılan boşanma davalarında yasa, boşanma gerekçesinin doğruluğunu araştırma hususunda boşanma kararını verecek hakime araştırma yetkisi vermediğinden, maaş almak amacı ile yapılan boşanmalar dahi hileli davranış olarak vasıflandırılamaz.
    Üstelik 5510 sayılı Kanunun 56. maddesinde bu durumu tespit edilen kimselerin gelir ve aylığının kesileceği ve ödenmiş tutarların geri alınacağı düzenlenmesine karşın bu hususta cezai düzenlemeye yer verilmemiştir.
    Bu açıklamalar çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; suçun yasal unsurlarının oluşmadığına yönelik kabulde, bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 22.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.