Esas No: 2021/9106
Karar No: 2022/2193
Karar Tarihi: 14.03.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/9106 Esas 2022/2193 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2021/9106 E. , 2022/2193 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : İZMİR 14. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; hayvancılık faaliyeti ile uğraştığını, davalıya 15/11/2013 tarihli ve 036269 sayılı 40.997,97 TL'lik fatura ve 15/11/2013 tarihli ve 026869 sayılı 39.997,98 TL'lik fatura ile toplam 14 adet inek sattığını, satılan hayvanların kimlik devirlerinin davalı adına yapılmasına rağmen bedellerinin ödenmediğini, bu bedellerin tahsili için yaptığı icra takibine davalının itiraz ettiğini ve takibin durduğunu ileri sürerek; dava konusu iki fatura bedelinin toplamından oluşan 80.997 TL'nin 15/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; davacı şirket ile arasında hayvan alım satımına ilişkin yazılı veya sözlü anlaşma bulunmadığını, hayvanları dava dışı ...'dan aldığını ve bedelini bu kişiye ödediğini, davaya dayanak faturaları kabul etmediğini, bunların taraflar arasındaki ilişkiyi ispata yetmeyeceğini, hayvan pasaportları incelendiğinde gerçek alıcının tespit edilebileceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; davalı tarafın davacı işletmeden satın aldığı ortaya çıkan hayvan bedellerini ödenmesi gerektiği, bu nedenle davacının davalıdan faturalar bedeli olan 80.997 TL alacaklı olduğu, davalının davacı tarafça başlatılan ve davalının itirazı sonucu duran ve devam ettirilemeyen takip tarihi olan 05/02/2014 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü ve davalının tacir olmaması nedeniyle ticari faiz değil, yasal faiz ile sorumlu tutulabileceği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 80.997 TL'nin davalının temerrüde düştüğü 05/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; karara karşı, davalı tarafça istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; davalının akdi ilişkiyi inkar ettiği, ispat yükünün davacıda olduğu, davacı tarafından tek taraflı olarak düzenlenen faturanın tek başına akdi ilişkiyi kanıtlamaya yeterli olmadığı, faturayla birlikte fatura konusu malların teslim edildiğinin de ispatlanması gerektiği, yine tarım müdürlüklerince düzenlenen belgelerin davacı beyanı esas alınarak düzenlendiği için davalı aleyhine delil teşkil edemeyeceği, davalının hayvanları dava dışı 3. kişi ...’dan alarak bedelini ona ödediğini savunduğu, davacının ise dava dışı ...’nın kendilerinin yetkili temsilcisi olduğunu iddia ve ispat edemediği, ispat yükü kendisine düşen davacının yemin deliline de dayanmadığı gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, hayvan alım satımından kaynaklı alacak istemine ilişkindir.
HMK’nın ispat yükünü düzenleyen 190. maddesine göre; ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesi gereğince de, kural olarak, herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür.
Somut olayda; dosya kapsamında yer alan veteriner sağlık raporu, veteriner sağlık raporu hayvan listesi ve ilgili diğer kayıt ve belgeler de incelendiğinde görüldüğü üzere, dava konusu edilen 14 baş sığırın 15/11/2013 tarihinde davacıya ait işletmeden ayrıldığı, bu ayrılışı gösterir 02/12/2013 tarihli raporun bulunduğu, bu 14 baş sığırın davalıya ait işletmeye 19/11/2013 tarihinde nakil yapılmak suretiyle katıldığına dair belgenin bulunduğu, dava konusu bu hayvanların davalı işletmesine nakledilmesi sonucu varış kaydının 19/11/2013 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Yine, dava konusu hayvanların dava dışı ... tarafından davalıya ait işletmeye nakillerinin yapıldığı da davalının kabulündedir.
Bu durumda; davacı şirketçe davalı adına kesilen 2 adet fatura, veteriner sağlık raporu, hayvanların nakil belgeleri ve özellikle davalının dava konusu edilen hayvanların nakledilmesinde işletmesinin kullanıldığı yönündeki beyanı da dikkate alındığında, dava konusu hayvanların davalı işletmesinde olup davalı uhdesine geçtiği anlaşılmakla, bu durumda bu hayvanların bedeline ilişkin dava konusu faturaları ödediğini ispat yükü davalı taraftadır.
Hal böyle olunca, bölge adliye mahkemesince; davalının söz konusu fatura bedellerini ödediğini ispat edemediğini gözetilerek, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırarak davanın reddine dair hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Buna göre bölge adliye mahkemesince yapılacak iş, yeniden davanın esası hakkında karar vermek olmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 371inci maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, HMK’nın 373üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca dava dosyasının kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 14/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.