Esas No: 2022/584
Karar No: 2022/2180
Karar Tarihi: 14.03.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/584 Esas 2022/2180 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2022/584 E. , 2022/2180 K."İçtihat Metni"
Davacı ..., ... ile davalı ... arasındaki cezai işlemin iptali davasına dair İstanbul Anadolu 11. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 01.12.2020 günlü ve 2020/66 Esas – 2020/244 Karar sayılı hükmün onanması hakkında Dairemizce verilen 20.10.2021 günlü ve 2021/5937 Esas – 2021/10405 Karar sayılı ilama karşı davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, ... sahibi olduğunu, davalı Kurum tarafından hastalara teslim edilmeyen ilaçlara ilişkin reçetelerin kuruma fatura edilmesi nedeni ile hakkında 2009 Protokolünün 6.3.10 ve 4.3.6 maddeleri gereğince cezai işlem uygulandığını ve ilaç bedelinin de talep edildiğini ancak reçetelerin ve raporların sahte olup sahteliklerinin kendilerince anlaşılmasının mümkün olmadığını, kastı bulunmadığını bu şekilde aynı semtte 19 eczanenin dolandırıldığını ileri sürerek, uygulanan ceza ve ilaç bedelinden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine ve muarazanın menine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesi’nin 04.04.2018 tarihli 2015/30305 Esas ve 2018/4138 Karar sayılı ilamıyla “... Somut olayda reçete ve raporların doktorun elinden çıkmadığı, hastanın ifadelerine göre ilaçların kurum sigortalısı tarafından teslim alınmadığı, reçetenin de raporu düzenleyenlerce eczaneye teslim edildiği mahkemenin de kabulünde olup olayda davacının bir kusuru ve kastı olduğundan bahsedilemez. Bu durumda, 2009 yılı protokolünün 6.3.10 maddesinin ve bu madde gereği ceza-i işlemin olayda uygulanması mümkün değildir. Ancak, karşılığı bulunmayan reçetedeki ilaç bedelinin davalı Kuruma yüklenmesi sonucunu doğurur şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Mahkemece, alınan 20.02.2015 tarihli bilirkişi raporunda da kurum zararı olan 4.209,66 TL reçete tutarının davalı kuruma iadesi gerektiği yönünde kanaat bildirilmiş olup, mahkemece, bu yön göz ardı edilerek hüküm tesis edilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma sebebidir...” gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulü ile, davacının 21.048,30 TL cezai şart alacağı nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, 4.209,66 TL reçete bedeli (kurum zararı) yönünden açılan menfi tespit davasının reddine, karar verilmiş, davalı tarafından temyiz edilen hüküm, Dairemizin 20.10.2021 günlü ve 2021/5937 Esas – 2021/10405 Karar sayılı ilamıyla davalının tüm temyiz itirazları reddedilerek onanmasına karar verilmiş; davalı bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1-Düzeltilmesi istenilen Yargıtay ilamında benimsenen mahkeme kararındaki gerekçelere göre, düzeltme dileğinde ileri sürülen sebepler HUMK’nun 440 ıncı maddesindeki yazılı hallerden hiç birisine uymadığından, davalının sair karar düzeltme isteminin reddi gerekir.
2-Davalının mahkemece aleyhine hükmedilen harca yönelik karar düzeltme istemine yönünden;
Harç konusu kamu düzenine ilişkin olup yargı mercilerince res'en dikkate alınır ve yargı harcından muafiyet 492 sayılı Harçlar Kanunu ile kurum veya kuruluşlarla ilgili yasal mevzuata göre belirlenir. 492 sayılı Harçlar Kanunu 13. maddesinde harçtan muafiyet kapsamında olan işlemler sayılırken (j) bendinde Genel Bütçeye dahil idarelerin bu Kanunun (1) ve (3) sayılı tarifelerine giren bütün işlemlerinin harçtan muaf olduğu sayılmış olup, belirtilen Harçlar Kanunu (1) sayılı tarifede yargı harçları düzenlenmiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere davalı kurum açık yasa hükmü gereği yargı harçlarından muaf olup, Mahkemece açıklanan bu düzenlemeye aykırı olarak, harcın davalıdan tahsiline karar verilmiş olması, usule aykırıdır.
Ne var ki, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün, HUMK'nın 438/7 maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
Bu itibarla da verilen kararın zuhulen onandığı, yeniden yapılan inceleme sonucunda anlaşıldığından, davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile, Dairemizin 20.10.2021 günlü ve 2021/5937 Esas – 2021/10405 Karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına ve belirtilen gerekçeyle hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair karar düzeltme isteminin reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle Dairemizin 20.10.2021 günlü ve 2021/5937 Esas – 2021/10405 Karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına, gerekçeli kararın hüküm fıkrasının (2.) ve (5.) bendinin hükümden çıkartılarak yerine “Harçlar Kanunu gereğince davalı taraf harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacı tarafından yatırılan 25,20-TL başvuru harcı, 431,35-TL peşin/nisbi harç olmak üzere toplam 456,55-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davalıya iadesine” ifadesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 14.03.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.