14. Hukuk Dairesi 2019/4456 E. , 2020/4729 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 27.08.2014 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 10.09.2019 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, 22.03.2008 tarihinde vefat eden ..."in terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... Mal Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde, dava şartlarının oluşup oluşmadığının mahkemece araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... Bankası T.A.O. vekili cevap dilekçesinde, ölüm tarihinin üzerinden 6 yıl geçtikten sonra açılan davada davacıların kötüniyetli olduklarını, murisin ortağı olduğu şirketin gelirlerinden davacılrın yararlandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı SGK vekili cvap dilekçesinde, davacıların iyiniyetli olmadıklarını, davanın süresinde açılmadığını, dava şartlarının oluşup oluşmadığının mahkemece araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, davacıların muirisinin şirket ortağı olduğunu, ticaretle uğraştığını, terekenin borca batık olmadığını, dava şartlarının oluşup oluşmadığının mahkemece araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece ilk hükümde, "...19.03.2015 tarihli celsede bilirkişi ücretlerini mahkeme veznesine depo etmek üzere davacılar vekiline usulüne uygun şekilde kesin süre verilerek ihtarat yapıldığı, davacılar vekilinin kesin süreye uymadığı, kesin süreden sonra bilirkişi ücretini yatırdığı, davalılar lehine usuli kazanılmış hak doğduğu için davalılar vekillerine muvafakatları bulunup bulunmadığının sorulduğu, davalılar vekillerinin muvafakat etmediği, bu nedenle 09.06.2015 tarihli celsede, davacıların bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılmalarına karar verildiği, bilirkişi incelemesi yapılmadan terekenin aktifi ve pasifi belirlenemeyeceği, dolayısıyla terekenin borca batık olup olmadığı tespit edilemeyeceği gerekçesiyle" davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün davacılar vekilince temyizi üzerine, Dairemizce; ""Mahkemece, kesin süreye uyulmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de, kesin sürenin geçerli olabilmesi için davacıların davada usulüne uygun temsil edilmesi gerekir. Davacı Sümeyye Keskin kendi adına asaleten, 24.02.1999 doğumlu ... ve 12.08.2005 doğumlu ..."e velayeten mirasın reddi için bu davayı açmıştır. Annenin hukuki yararı ile çocukların hukuki yararı çatışmaktadır. Mahkemece Medeni Kanunun 426/2. maddesi uyarınca 12.08.2005 doğumlu ... için kayyım tayin ettirilmesi, davanın kayyım tarafından devam ettirilmesi ve gösterdiği takdirde delilleri toplanması, yargılama aşamasında ... reşit olduğundan ..."in davaya ve yapılan işlemlere muvafakati sağlanması gerekir.
Ayrıca, davacı Sümeyye Keskin"in kendi adına asaleten ... ve ... adına Av. ..."a verdiği vekaletnamede mirasın reddini içeren özel yetki bulunmadığından davacı vekiline özel yetkiyi içeren vekaletname sunması için süre verilmesi ve bu eksikliğin tamamlattırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir."" şeklindeki gerekçeyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda terekenin borca batık olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin murisin ölüm tarihinde borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının ölüm tarihi esas alınarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi, mirasçının mirası kabul anlamına gelen davranışlarda bulunup bulunmadığının araştırılması gerekir.
Somut olayda; mahkemece davanın reddine karar verilmişse de; yapılan araştırma ve incelemeler hüküm kurmaya yeterli değildir. Murisin ölüm tarihi itibariyle borç miktarının araştırılmadığı görülmektedir.
Mahkemece; terekenin pasifinin belirlenmesi amacıyla murisin ölüm tarihi itibarıyla borçlarının tespiti sağlanmalıdır. Ayrıca, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 610/2. maddesine göre terekeyi sahiplenen mirasçıların mirası reddetme hakkı bulunmadığından davacı mirasçıların mirası kabul anlamına gelen davranışlarda bulunup bulunmadıkları da araştırılmalıdır. Terekenin ve davacıların durumu net olarak tespit edildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar ver
ilmesi doğru görülmemiş hükmün bu nedenle bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.09.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.