20. Hukuk Dairesi 2011/15552 E. , 2012/2093 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2009/9164-11341 sayılı 07.07.2009 günlü bozma kararında özetle: “1) İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve özellikle keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda taşınmazın (B) harfi ile işaretli bölümünün % 12"den fazla eğimli, orman ağaç filizleri ve alt florası ile kaplı, tarımda kullanılmayan ve eylemli biçimde orman niteliği taşıyan yerlerden olduğu saptandığına göre, davacı gerçek kişinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2) Hazine ve Orman Yönetiminin bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 1867.75 m2"lik bölümle ilgili temyiz itirazlarına gelince; Davacı çekişmeli yerin kendisi adına tespit gören ... Mahallesi 106 ada 95 parsele uygulanan 1771 Sayılı Yasa gereğince oluşturulmuş, Ağustos 1934 tarih, 124 numaralı, 4596 m2 yüzölçümlü kaydın kapsamında kaldığını ileri sürerek dava açmıştır. Mahkemece (A) harfi ile işaretli bölümün orman sayılmayan yerlerden olduğu ve davacının tapusu kapsamında kaldığı gerekçesi ile hüküm kurulmuşsa da delillerin değerlendirilmesinde hataya düşüldüğü gibi, yapılan araştırma da hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Davacının dayandığı tapu Doğusu: ..., Batısı: ..., Kuzeyi: hali, Güneyi: dere sınırları itibarıyla her yere uyabilecek türden bir kayıt olduğundan çekişmeli yere ait olduğu düşünülemez. Bu nedenle bu bölümün orman sayılan yerlerden olup olmadığının duraksama yaratmayacak bir biçimde saptanması, orman sayılmayan yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde de zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının davacı yararına oluşup oluşmadığının araştırılması gereklidir. Orman yüksek mühendisi ... ve fen bilirkişisi İbrahim Arslan tarafından düzenlenen 17/03/2008 tarihli ek raporla taşınmazın konumu gösterilmiştir. Yöreye ait en eski tarihli, orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de gösterecek şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın çevre parsellerle birlikte konumunun gösterildiği bu haritada taşınmazın (A) harfli bölümünün doğuda büyük bir kesiminin yeşil renkli orman alanında kaldığı gözlenmektedir. Bu bölüm konumu itibarıyla taşınmazın (B) harfli bölümü ile benzer özellikler göstermektedir.
Dosya arasında bulunan belgelerden, özellikle pafta örneği ile fen bilirkişi krokisinden davacı adına tespit gören 95 parselin güneyinde hangi taşınmazların bulunduğu anlaşılamamaktadır. Bu yönü de gösterir biçimde pafta örneği ile 95 parsel ve çekişmeli 102 ada 116 sayılı orman parselinin (A) bölümüne sınırı bulunan tüm komşu parsellere ait kesinleşme şerhi de bulunan tutanak örnekleri ile varsa dayanakları, davalı olmaları halinde ilgili dava
dosyaları getirtilerek denetlenmemiş, çekişmeli yer ve 95 parselin 6831 sayılı Yasanın 17/2 maddesi gereğince orman içi açıklık niteliği taşıyıp taşımadığı tartışılmamıştır. Dava dışı 95 parsel ve çekişmeli 102 ada 116 parselin (A) harfli bölümünün dört yönden ormanla çevrili olması durumunda, Hazine tarafından 95 parselle ilgili olarak her zaman orman iddiası ile dava açılabileceğinden davanın reddi yolunda hüküm kurulması gerektiği düşünülmelidir.
Orman içi açıklık niteliği taşımadığının saptanması halinde ise (A) bölümünün yeşil alanda kalan kesimini belirlemek açısından fen bilirkişiden ek rapor alınmalı, bu bölüm hakkındaki davanın da reddine karar verilmeli, açık alanda kalan bölüm varsa zilyetlik koşulları araştırılmalıdır.
Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte tarım uzman bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar (gerçek kişiler) yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Yasanın 14. maddesi uyarınca, davacılar yanında, (murisler) yönünden kısıtlama araştırması yapılarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulması” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davacının ... aleyhine açtığı davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, Orman Yönetimi ve Hazine aleyhine açtığı davanın kısmen kabulüne ve dava konusu ... köyü 102 ada 95 sayılı taşınmazın 2585,47 m² yüzölçümüyle tespit gibi davacı adına tapuya tesciline, 102 ada 116 sayılı taşınmazın 07.06.2011 günlü bilirkişi ek raporunda (a1) ile gösterilen 789,08 m²"lik kısmının kadastro tespitinin iptali ile tarla niteliğiyle davacı adına tespit gören 102 ada 95 nolu taşınmaza eklenerek davacı adına tapuya tesciline, 102 ada 116 nolu taşınmazın geri kalan kısmının tespit gibi orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalılardan Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı içinde bırakılmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 16.02.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.