20. Hukuk Dairesi 2011/14973 E. , 2012/2090 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ... ve ark. vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 15.06.2009 gün 2006/16650-2009/9922 sayılı bozma kararında özetle; “Davanın, 59 numaralı Orman Kadastro Komisyonu Başkanı ... ile iki komisyon üyesi tarafından “MAHKEME KARARI UYGULAMA TUTANAĞI” ismi verilerek 31.07.1989 tarihinde yasa ve yönetmeliğe aykırı olarak düzenlenmesi nedeniyle yok hükmünde olan tutanak ile Pendik Tapu Sicil Müdürlüğünün 05.11.1990 gün 2405 sayılı Yazası Kadastro Müdürünün 07.11.1990 tarihli yazısı ve ve Tescil Beyannamesi dayanak gösterilerek 12.11.1990 tarihinde tescil nedeni “Orman kadastrosu” olduğu belirtilerek yolsuz olarak tapuya tescil edilen ... köyü, 238 sayılı taşınmazın tapu kaydının iptal edilerek orman niteliği ile Hazine adına tesciline yönelik olduğu, yürürlükteki yasalarımızda tapu sicillerinin nasıl oluşturulacağı, tapuya tescil işlemlerinin nasıl yapılacağının gösterildiği, bu hükümlere göre;
a) Genel arazi kadastro sonucu düzenlenen Kadastro Tesbit Tutanakları 30 gün askı ilanına çıkartılması ve askı ilanına karşı süresinde dava açılmayarak kesinleşmesi halinde iktisap nedeni ”Kadastro” olduğu belirtilerek, ya da dava açılmışsa bu konuda verilecek mahkeme kararının kesinleşmesi ile iktisap nedeni “hükmen” yazılarak tapu sicil kayıtlarının oluşturulduğu, (3402 sayılı Yasa Mad. 11 ve 12). 3116 ya da 6831 sayılı Yasalar gereğince yapılan orman kadastrosuna karşı hak sahibi gerçek ya da tüzel kişilerin açtıkları orman kadastrosuna itiraz davalarının kabul edilmesi halinde mahkeme “Dava konusu taşınmaz orman sayılmayan yerlerden olduğundan orman kadastro sınırı dışına çıkartılmasına” şeklinde karar vereceği, bu kararın kesinleşmesinden sonra yönetmeliğin 60. maddesi gereğince orman kadastro haritalarında düzeltme yapılacak ve mahkeme kararı ile orman sayılmayan yerin haritası yapılıp kesinleşen orman bölümünden çıkartılarak kalan bölüm 6831 sayılı Yasanın 11/4. maddesi gereğince Hazine adına orman niteliğiyle tescil edileceği, ancak, bu mahkeme kararı ile orman olmadığı belirlenen taşınmazın davacı kişi adına tescil edilemeyeceği, tapu siciline kayıtlı olmayan yerin özel orman olamayacağından, işlem tarihinde yürürlükte bulunan Orman Yasasında ve 1986 tarihli Orman Kadastro Yönetmeliğinde “Özel Ormanların” kişiler adına tescil edileceğine ilişkin hiçbir hüküm bulunmadığı, orman sayılmayan yer olması nedeniyle mahkeme kararı ile orman sınırı dışına çıkartılan yer hakkında hak sahibinin M.Y.’nın 713. (EMY. 639) maddesi gereğince Hazine ve ilgili kamu tüzel kişisine husumet yönelterek açacağı tescil davasının mahkemece kabul edilip kararın kesinleşmesi halinde kişi adına tapu sicilinin oluşturulabileceği,
b) 6831 sayılı Yasanın 7. maddesi gereğince yapılan orman kadastrosuna aynı Yasanın 11/1. maddesi gereğince altı aylık ilan süresi içinde dava açılmaması ya da dava açılmışsa bu davanın ret edilip kesinleşmesiyle yapılan orman kadastro işlemi kesinleşeceğinden, iktisap nedeni “Orman kadastrosu” olduğu belirtilerek aynı maddenin 4. fıkrası gereğince, sınırları belirlenen taşınmazın Devlet Ormanı niteliğiyle Hazine adına tapuya tescil edileceği,
c) Kadastro yapılmayan yerler ile kadastro yapılmış olduğu halde tesbit ve tescil harici bırakılan yerler hakkında hak sahiplerinin Hazine ve ilgili kamu tüzelkişiliği aleyhine M.Y. 713 (E.M.Y. 639) maddesi gereğince açılan tescil kararlarının kesinleşmesi sonucu sicil oluşturulacağı,
d) Sadece Hazineye ait taşınmazların Maliye Bakanlığı tarafından yayınlanan genelge hükümlerine uyularak yapılan idari tahkikat ve buna göre düzenlenecek kroki esas alınarak Hazine adına sicil oluşturulmasının mümkün olduğu,
Sayılan bu haller dışında tapu kütüğüne yapılan tescil işlemlerinin tümünün yolsuz tescil niteliğinde olup, sahibine hiçbir zaman mülkiyet hakkı kazandırmayacağından, ilgilisi tarafından açılacak dava sonucunda her zaman iptal edilebileceği (T.M.Y. md.1025), Orman Kadastro Komisyonları bir yerde işe başlamadan önce Orman Genel Müdürlüğünün kendisine verdiği yetki çerçevesinde görev yapmakla yükümlüdür. 59 numaralı Orman Kadastro Komisyonuna ya da başka bir heyete bu yerde işe başlamadan önce eski mahkeme kararlarını uygulaması konusunda bir görev ve yetki vermediği gibi, bu komisyonun düzenlediği 1 ila 6 nolu işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlandırma tutanaklarında ve 12.04.1990 tarihli “Şekli ve Hukuki Noksanlıkları İnceleme Tutanağında” ve onay için Valiliğe gönderilen evrakta ve Valiliğin onayladığı evrakta keza 14.11.1990 tarihli ilan yazısı ve tutanağında 31.07.1989 tarihli “MAHKEME KARARI UYGULAMA TUTANAĞI”ndan ya da özel orman kadastrosundan hiç söz edilmediği, 31.07.1989 tarihli tutanağın 59 numaralı Komisyon tarafından değil, yetkisini yasa ve yönetmelikten almayan üç kişilik bir heyet tarafından düzenlendiği, H.G.K’nun 03.12.1997 gün 1997/1-655-1003 sayılı kararında kabul edildiği gibi 31.07.1989 tarihli tutanağın hukukun koruyuculuğu altında olmayıp yok hükmünde olduğu, dolayısıyla bu tutanağın dayanak gösterilerek yapılan tescil işlemlerinin de T.M.Y.’nın 1025. (E.M.Y. 933 - İsviçre M.Y.975) maddesi gereğince YOLSUZ TESCİL niteliğinde olduğu, adına sicil oluşturulan kişiye mülkiyet hakkı kazandırmayacağından, hiçbir süreye bağlı kalmadan her zaman açılacak dava ile iptal edilebileceği, dolayısıyla çekişmeli özel orman parseli hakkında oluşturulan sicil kaydının yok hükmünde olan bir işlemle “Yolsuz olarak” oluşturulduğundan davacı ... Yönetiminin davasının kabulüne ve daya konu özel orman parselinin tapu kaydının iptaline ve bitişiğindeki kadastrosu kesinleşerek Hazine adına tescil edilmiş orman parselleri ile birleştirilerek Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra ... köyü 238 sayılı taşınmazın tapu kaydının iptal edilerek bitişiğindeki kadastrosu kesinleşerek Hazine adına tescil edilmiş orman parselleri ile birleştirilerek orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar ... ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 59 numaralı Orman Kadastro Komisyonu üyelerinden bir kısmının ... tarafından kendilerine verilen yetki ve görevin dışına çıkarak; Orman ve Kadastro Yasaları ile 4785 sayılı Yasa karşısında hiçbir geçerliliği bulunmayan eski tapu kayıtlarının ve 1944 tarihli mahkeme kararının uygulanmasından söz edilerek o tarihte yürüklükte bulunan ve 02.09.1986 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan, Orman Kadastro Yönetmeliğinin 60. maddesi dayanak gösterilerek yasa ve yönetmeliğe uygun olarak kurulmadığı için orman kadastro komisyonu niteliğinde olmayan yetkisiz üç kişilik bir heyet tarafından düzenlenen 31.07.1989 tarihli “Mahkeme Kararı Uygulama Tutanağı” esas alınarak özel mülkiyete konu olmayacak Devletin Hüküm ve Tasarrufu altındaki yerlerde yolsuz olarak oluşturulan ve yok hükmünde olan özel orman parsellerine ait tapu kayıtlarının iptali ile Hazine adına tescil istemine ilişkindir.
Mahkemece bozma kararı uyarınca işlem yapılarak karar verildiğinden yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, 19.01.2011 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yayımı tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A maddesinde “ Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehdarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalılar aleyhine vekalet ücreti dahil yargılama giderine hükmolunmaz” ve yine 6099 sayılı Yasanın 17. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen Geçici 11. maddesinde “ Bu Kanununun 36/A maddesi hükmü , henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekalet ücreti dahil yargılama giderleri içinde uygulanır” hükümleri uyarınca çekişmeli taşınmazın tapu maliki olan davalılar aleyhine vekalet ücreti dahil yargılama giderlerine hükmedilemeyeceğinden hükmün vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. Bu sebeple, hükmün yargılama giderlerine ilişkin “ 2, 3 ve 4 rakamlı bölümlerinin" tamamen hükümden çıkarılarak bunların yerine “19.01.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A ve 6099 sayılı Yasanın 17. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen Geçici 11. maddeleri uyarınca davacı ... Yönetimi tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Orman Yönetimi yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına" cümlelerinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi göndermesiyle H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A maddesi gereğince davalılardan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve yatırdıkları peşin temyiz harcının istek halinde iadesine 16/02/2012 günü oybirliği ile karar verildi.