Esas No: 2021/5302
Karar No: 2022/1090
Karar Tarihi: 15.02.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/5302 Esas 2022/1090 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Aliağa 1. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 179/3. maddesi gereği trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan açılan davada sanık hakkında 9 ay hapis cezası verilmiştir. Ancak dosya incelendiğinde, sanık hakkında basit yargılama usulünün uygulanıp uygulanmayacağına yönelik bir takdirde bulunulmadığı görülmüştür. Hem Anayasa Mahkemesinin hem de CMK'de yapılan değişikliklerin sonrasında, sanığın hakkında uygulanması gereken usulün belirlenmesi gerektiği belirtilerek, kararın kanun yararına bozulması talep edilmiştir. Ancak yapılan incelemede, bozma talebinin yerinde görülmediği ve kararda bir isabetsizlik bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Kanunlar: 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 179/3. maddesi, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 251. maddesi, 252. maddesi, Geçici 5. madde.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : Kanun Yararına Bozma Bürosu
Trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçundan sanık ...'ün, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 179/3. maddesi delaletiyle aynı Kanunun 179/2. maddesi uyarınca 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Aliağa 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/10/2020 tarihli ve 2019/930 esas, 2020/702 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 251. maddesinde yer alan, "Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir" şeklindeki,
Geçici 5. maddesinde yer alan, "(1) Bu maddeyi ihdas eden Kanunla; ...c) 250. nci maddede düzenlenen seri muhakeme usulü ile 251 ve 252 nci maddelerde düzenlenen basit yargılama usulüne ilişkin hükümler, 1/1/2020 tarihinden itibaren uygulanır. d) 1/1/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz" şeklindeki düzenlemeler ile,
Anayasa Mahkemesinin 25/06/2020 tarihli ve 2020/16 esas, 2020/33 sayılı kararı ile geçici 5. maddenin d bendinde yer alan “…kovuşturma evresine geçilmiş,…” ibaresinin aynı bentte yer alan “…basit yargılama usulü…” yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, söz konusu iptal kararının 5271 sayılı Kanunun 251. maddesinde işaret edilen hakkında basit yargılama yapılması mümkün görülen ancak 01/01/2020 tarihinden önce kovuşturma aşamasına geçildiği için basit yargılama yapılmayan suçlara ilişkin görülmekte olan davalarda gözetilmesinin gerektiği,
Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 15/10/2020 tarihli ve 2020/8330 esas, 2020/13766 karar sayılı ilamında ''...17/10/2019 tarih ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile yeniden düzenlenen 5271 sayılı CMK’nın 251/1. maddesine göre, “Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki hükme, 7188 sayılı Kanunun 31. maddesinde yer alan geçici 5/1-d. maddesi ile “01/01/2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklinde sınırlama getirilmiş ise de, Anayasa Mahkemesinin, 19/08/2020 tarih ve 31218 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, 25/06/2020 tarihli, 2020/16 Esas ve 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile “...kovuşturma evresine geçilmiş...” ibaresine ilişkin esas incelemenin aynı bentte yer alan “...basit yargılama usulü...” yönünden Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği, böylece “kovuşturma evresine geçilmiş basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden iptal kararı” verildiği anlaşılmakla; her ne kadar Anayasa Mahkemesi kararları geriye yürümez ise de, CMK’de yapılan değişikliklerin derhal uygulanması ilkesi geçerli olsa da, iptal kararının sonuçları itibariyle Maddi Ceza Hukukuna ilişkin olduğu, zira CMK’nın 251/3. maddesinde “Basit yargılama usulü uygulanan dosyalarda sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir” şeklindeki düzenleme gereği maddi ceza hukuku anlamında sanık lehine sonuç doğurmaya elverişli olduğundan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Dairesinin (Scoppola v İtalya (No: 3 – GC), No: 126/05, 22 Mayıs 2012) kararında belirtildiği üzere, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “Kanunsuz ceza olmaz” başlıklı 7. maddesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın “Suç ve cezalara ilişkin esaslar” başlıklı 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK'nin 7. ve 5271 sayılı CMK’nın 251. maddeleri uyarınca dosyanın “Basit Yargılama Usulü” yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu nedenlerle 6723 sayılı Kanunun 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,'' şeklinde belirtildiği üzere, sanığın mahkumiyetine konu suçun, 5271 sayılı Kanununun 251. maddesi gereğince basit yargılama usulüne tabi olduğu, kararın ise 07/10/2020 tarihinde verildiği anlaşılmakla, karar tarihi itibariyle belirtilen iptal kararı sonrasında sanık hakkında basit yargılama usulünün uygulanıp uygulanmayacağı hususunda Mahkemesince bir değerlendirme yapılması gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığının 22.06.2021 gün ve 94660652-105-35-3937-2021-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06.07.2021 gün ve 2021/84195 sayılı ihbarnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan açılan davanın yargılaması sonunda, Aliağa 1. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 07.10.2020 tarih, 2019/930 esas. 2020/702 sayılı kararı ile TCK’nın 179/3-2. maddesi uyarınca sanık hakkında 9 ay hapis cezası verildiği, hükmün usulüne uygun olarak sanığa tebliğ edildiği ve istinaf edilmeyerek 01.01.2021 tarihinde kesinleştiği, 5271 sayılı CMK’nın 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi yeniden düzenlenmiş olan “Basit Yargılama Usulü” başlıklı 251. maddenin 1. fıkrasında yer alan “Asliye Ceza Mahkemesince iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve / veya üst sınırı 2 yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki düzenlemeye göre basit yargılama usulünün uygulanıp uygulanmama takdirinin mahkemeye bırakıldığı, kanun yararına bozma konusu yapılan kararda mahkemece genel hükümlere göre yargılamaya devam edilip karar verildiği gözetildiğinde mahkemenin uygulama yapılmayacağına yönelik takdirde bulunduğu görülmekle yapılan incelemede;
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen ihbarname bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görülmediğinden, kanun yararına bozmaya konu kararda bir isabetsizlik görülmemesi nedeniyle Aliağa 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/10/2020 tarihli ve 2019/930 esas, 2020/702 sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 15.02.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.