Esas No: 2021/8743
Karar No: 2022/1101
Karar Tarihi: 15.02.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/8743 Esas 2022/1101 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan mahkum edilmekle birlikte, mahkeme tarafından hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiştir. Ancak Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun belirttiği gibi, suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın tamamen giderilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, müştekinin zararının tespit edilmesi ve giderilmesi için sanığa makul bir süre verilmesi gerekmektedir. Bu koşullar sağlandıktan sonra, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilir. İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 15/02/2021 tarihli ve 2021/113 sayılı kararı, bu nedenle bozulmuştur. Kararda geçen kanun maddeleri 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5, 6. fıkrasının (c) bendi ve 309. maddeleridir. Bu maddelerin açıklaması, suç işleyen kişilerin cezalandırılması ve zararın tazminiyle ilgilidir.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan sanık ...'ın mahkûmiyetine, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair İstanbul 23. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/07/2020 tarihli ve 2020/149 esas, 2020/445 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesinin 15/02/2021 tarihli ve 2021/113 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22/01/2013 tarihli ve 2012/10-534 esas, 2013/15 sayılı kararında yer alan “İtiraz mercii, O Yer Cumhuriyet Savcısının suç vasfına yönelik aleyhe başvurusu üzerine incelemesini sadece şekli olarak değil, hem maddi olay hem de hukuki yönden yapmalı, gerekli gördüğünde cevap vermesi için itirazı sanık müdafiine tebliğ etmeli ve Cumhuriyet Savcısı ile sanık müdafiini dinlemeli, yine ihtiyaç duyduğu konular varsa gerekli araştırma ve incelemeyi yapmalı ya da bunların yapılmasını sağlamalı ve bunun sonucunda da TCK'nın 191/2. maddesi gereğince verilen tedavi ve denetimli serbestlik kararının isabetli olup olmadığına karar vermelidir.” şeklinde yer alan gerekçesine nazaran, itiraz merciince itirazın hem maddi hem hukuki yönden ele alınması ve her yönden hukuka uygunluğunun denetlenmesinin gerektiği gözetilerek yapılan incelemede;
Dosya kapsamına göre; sanığın sevk ve idaresi altında bulunan ... plaka sayılı araç ile Vatan Caddesi üzerinde seyir halinde iken karşıdan karşıya geçmekte olan müşteki Şükrü Mehmet Kızılırmak'a çarparak müştekinin basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaralanmasına neden olduğu olay nedeniyle yapılan yargılama neticesinde mahkemesince suçtan kaynaklı parasal zarar olduğuna dair beyan ve dosyaya yansıyan bir delil bulunmadığı belirtilerek sanık hakkında kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ise de; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03/02/2009 tarihli ve 2008/11-250 esas, 2009/13 sayılı kararında da belirtildiği üzere, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 6. fıkrasının (c) bendinde belirtilen zararın, maddi zarar olduğu, manevi zararı kapsamadığı, ancak söz konusu maddi zararın da hâkimin basit bir araştırma ile saptayabileceği zarardan ibaret bulunduğu ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının sanık hakkında uygulanabilmesi için, diğer koşulların varlığının yanında, “Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi” gerektiğinin anlaşılması karşısında, yaralanma ile sonuçlanan olay nedeniyle mahkemece kusurlu kabul edilen sanık hakkında, hâkimin müştekinin zararının tespitini sağlaması ve müştekinin zararının tespitini takiben de zararı gidermesi amacıyla sanığa makul bir süre verilmesi gerektiği, bu hususlar yerine getirildikten sonra sonucuna göre 5271 sayılı Kanunun 231. maddesindeki koşullar dahilinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması hususunda sanığın hukuki durumun takdir ve tayin edilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 12/07/2021 gün ve 94660652-105-34-6694-2021-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 23/09/2021 gün ve 2021/95697 sayılı ihbarnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dosya kapsamına göre; sanığın sevk ve idaresi altında bulunan ... plaka sayılı araç ile Vatan Caddesi üzerinde seyir halinde iken yaya geçidinde, gidiş yönüne göre soldan sağa doğru orta refüje geçmekte olan müştekiye çarparak müştekinin basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaralanmasına tam kusuruyla neden olduğu olayda, mahkemece, sanık hakkında suçtan kaynaklı parasal zarar olduğuna dair beyan ve dosyaya yansıyan bir delil bulunmadığı belirtilerek hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmişse de; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03/02/2009 tarihli ve 2008/11-250 esas, 2009/13 sayılı kararında da belirtildiği üzere, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 6. fıkrasının (c) bendinde belirtilen zararın, maddi zarar olduğu, manevi zararı kapsamadığı, ancak söz konusu maddi zararın da hâkimin basit bir araştırma ile saptayabileceği zarardan ibaret bulunduğu ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının sanık hakkında uygulanabilmesi için, diğer koşulların varlığının yanında, “Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi” gerektiği, kovuşturma aşamasında müştekiye ifadesinin tespiti sırasında bildirdiği adrese de usulüne uygun tebliğin yapılmadığı gibi dosyada bulunan 04/10/2019 tarihinde usulüne uygun sunulan vekaletname değerlendirildiğinde bu tarihten beri müştekinin vekilinin bulunmasına ve 7201 sayılı Tebligat Kanununun 11.maddesinde vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması gerektiğinin düzenlenmesine karşın kovuşturma aşamasında hüküm verilene değin müşteki vekile de usulüne uygun bir tebligatın yapılmadığı dolayısıyla müştekinin zararına ilişkin herhangi bir bilginin dosyaya yansıtılmadığının anlaşılması karşısında oluşa uygun şekilde kusurlu olduğu tayin edilen sanığa, müştekinin veya vekilinin dinlenilerek zararının tespitini sağlamasını müteakip zararın giderilmesi amacıyla makul bir süre verilmesinden sonra sonucuna göre 5271 sayılı Kanun'un 231. maddesindeki koşullar dahilinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması hususunda sanığın hukuki durumun takdir ve tayin edilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden,
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen ihbarnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, İstanbul 19.Ağır Ceza Mahkemesinin 15/02/2021 tarihli ve 2021/113 sayılı değişik iş kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE; 15/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.