Esas No: 2021/4189
Karar No: 2022/1143
Karar Tarihi: 15.02.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/4189 Esas 2022/1143 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Silifke'de bir araç sürücüsünün bir yayaya çarparak yaralanmasına neden olması olayında, kovuşturmaya yer olmadığına dair verilen karar itiraz edildi. Ancak yapılan soruşturmanın yeterli olmadığı ve tarafların kusur oranının \"açık bir şekilde\" belirlenmesini sağlamak amacıyla trafik bilirkişisi raporu düzenlenmesi gerektiği belirtilerek, itirazın reddine karar verildiği açıklandı. Yargıtay 12. Ceza Dairesi'nin benzer bir olayda verdiği karar da göz önüne alındığında, kaza tespit tutanağına dayanarak verilen kararların etkin ve tam bir soruşturma olmadığı için yasaya uygun olmadığı vurgulandı. Kararda, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 160, 170/2, 172 ve 173/3 maddeleri açıklayıcı olarak yer aldı.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Sulh Ceza Hakimliği
Taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda, Silifke Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 04/02/2019 tarihli ve 2019/674 soruşturma, 2019/655 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Silifke Sulh Ceza Hâkimliğinin 21/10/2020 tarihli ve 2019/382 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanunun 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanunun 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanunun 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla soruşturmanın genişletilmesine karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 01/10/2019 tarihli ve 2019/12752 esas, 2019/9695 karar sayılı ilâmında yer alan "Şüphelinin idaresindeki otomobil ile gündüz vakti meskun mahalde tek yönlü iki şeritli yolda sol şeritte seyir halindeyken seyrine göre sağından karşıya geçmek üzere kaplamaya giren yayaya aracının sağ ön kesimi ile çarpması şeklinde gerçekleşen olayda; kaza tespit tutanağı ve bilirkişi raporuna göre sanığın kusuru olmadığına ilişkin tespitlerin dosya kapsamı ve oluşa uygun olduğu, şüpheliye yüklenilecek bir kusur bulunmadığı, şüpheli hakkında düzenlenen 2019/1658 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik yapılan itirazın reddine...kararına yönelik kanun yararına bozma talebinin...REDDİNE" şeklindeki açıklamalardan anlaşılacağı üzere, her ne kadar kaza tespit tutanağı ile bilirkişi raporunun dosyada mevcut olması ve her ikisinin birbiri ile tutarlı olması halinde Adli Tıp Kurumundan bir rapor alınmadan da kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilebileceği anlaşılmakta ise de, kaza tespit tutanağının yanında ayrıca trafik bilirkişisinden tarafların kusur durumuna ilişkin bir rapor alınması gerektiği, yalnızca kaza tespit tutanağına itibar edilerek bir karar verilmesi durumunda ise etkin ve tam incelemeye dayalı bir soruşturmadan söz edilemeyeceği nazara alındığında;
Somut olayda, şüphelinin aracı ile seyir halindeyken yolun sağ şeridinde bir minibüsün durduğunu görmesi üzerine sol şeride geçtiği, bu sırada yoldaki cam parçalarını toplamaya çalışan müştekiye çarparak yaralanmasına sebep olduğu olay nedeniyle Silifke Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma neticesinde, müştekinin kural ihlalinde bulunduğuna, şüpheli sürücünün ise kazaya etken bir kural ihlalinin olmadığına ilişkin 25/12/2018 tarihli kaza tespit tutanağı dikkate alınarak, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmış ise de, tarafların kusur oranının "açık bir şekilde" belirlenmesini sağlamak amacıyla trafik bilirkişisince de bir rapor düzenlendikten sonra sonucuna göre tarafların hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden, soruşturmanın genişletilmesi kararı verilmesi yerine, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde, isabet görülmemiş olup, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 04/05/2021 gün ve 94660652-105-33-1847-2021-Kyb sayılı ihbarnamesi ile ihbar ve dava tevdi kılınmakla;
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen ihbarnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, Silifke Sulh Ceza Hakimliğinin 21/10/2020 tarihli ve 2019/382 değişik iş sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma talebinin kabulü ile, kararın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 15/02/20222 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.