9. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/39698 Karar No: 2013/3107 Karar Tarihi: 28.01.2013
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2010/39698 Esas 2013/3107 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2010/39698 E. , 2013/3107 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti: Davacı, iş sözleşmesinin emeklilik nedeniyle sona erdiğini belirterek, kıdem tazminatı istemiştir. B) Davalı Cevabının Özeti: Davalı, Dava ve davacının isteminin zamanaşımına uğradığını, davacının emekliliğe ilişkin yazılı ya da sözlü hiçbir başvurusunun olmadığını, devamsızlık sebebiyle iş akdini sona erdirdiğini belirterek davanın reddini istemiştir. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan kanıtlar dayanılarak, davacının 1475 sayılı yasanın 14.maddesinin 5.fıkrası uyarınca yasal şartları 28.03.2007 tarihinde taşıdığı ve bu nedenle emeklilik nedeniyle işten ayrılmasında hukukça bir engelinin bulunmadığı hususu da vuzuha kavuşmuş olmakla ve ayrıca davacının bu süreçte kötüniyetli bir davranışına dosya kapsamı itibariyle tesadüf edilmemiş olması hususu da dikkate alınarak emeklilik nedeniyle kıdem tazminatına hak kazanacağı belirtilip davanın kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz: Kararı davalı taraf temyiz etmiştir. E) Gerekçe: 1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Kıdem tazminatına uygulanması gereken faiz konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. 4857 sayılı İş Kanununun 120 nci maddesi yollamasıyla, halen yürürlükte bulunan 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesinin onbirinci fıkrası hükmüne göre, kıdem tazminatının gününde ödenmemesi durumunda mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilmelidir. Faiz başlangıcı fesih tarihi olmalıdır. İş sözleşmesinin ölüm ya da diğer nedenlerle son bulması faiz başlangıcını değiştirmez. Ancak, yaşlılık, malullük aylığı ya da toptan ödeme almak için işyerinden ayrılma halinde, işçinin bağlı bulunduğu kurum ya da sandığa başvurduğunu ve yaşlılık aylığı bağlandığını belgelemesi şarttır. Bu halde faiz başlangıcı da anılan belgenin işverene verildiği tarihtir. Yaşlılık aylığı bağlandığına ilişkin belge işverene bildirilmemişse, işverence kıdem tazminatı olarak ilk taksitin ödendiği tarih bakiye kıdem tazminatı için faiz başlangıcı sayılmalıdır. Böyle bir taksit ödemesi de olmadığı durumlarda faiz başlangıcı, davanın açıldığı ya da icra takibinin yapıldığı tarihtir. Somut olayda Mahkemece kıdem tazminatına yürütülecek faizin başlangıç tarihi olarak davacının işten ayrılış tarihi olan 25/04/2007 tarihi yazılmış ise de, yukarıdaki ilke kararı doğrultusunda dosya kapsamında yaşlılık aylığı tahsis yazısının işverene bildirildiği yolunda herhangi bir delil bulunmaması karşısında faizin dava tarihinden itibaren yürütülmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bozma nedeni ise de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmemesine göre hükmün kıdem tazminatındaki faiz başlangıcı yönünden HMK nın geçici 3/1. maddesi yollaması ile HUMK.nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. F) Sonuç: Temyize konu kararın hüküm fıkrasının 2 nolu bendinde yazılı "25/04/2007 tarihinden" ibaresinin hüküm fıkrasından çıkartılıp yerine "dava tarihi olan 25/08/2008 tarihinden" ibaresinin yazılmasına, hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 28/01/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.