Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/9641
Karar No: 2020/3314
Karar Tarihi: 07.07.2020

Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/9641 Esas 2020/3314 Karar Sayılı İlamı

16. Ceza Dairesi         2019/9641 E.  ,  2020/3314 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ceza Dairesi
    Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
    Hüküm : 1-Sanıklar ..., .un ayrı ayrı
    TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK"nın 62,
    53, 58/6-7-9, 63, 5275 sayılı Kanunun 108/4
    maddeleri;
    2-Sanık ..., ..."nin ayrı ayrı
    TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK"nın 53,
    58/6-7-9, 63, 5275 sayılı Kanunun 108/4 maddeleri;
    3-Sanık ..."nın TCK"nın 314/2, 3713 sayılı
    Kanunun 5/1, TCK"nın 221/4-5, 62, 53, 58/6-7-9, 63,
    5275 sayılı Kanunun 108/4 maddeleri gereğince
    mahkumiyetlerine dair istinaf başvurularının esastan
    reddi

    Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
    Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
    Sanıklar ... ve ... müdafilerinin duruşmalı inceleme istemlerinin İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemesinde, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkesi doğrultusunda, savunmaya yeterli imkanın sağlanması ve bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış olması, temyiz denetiminde sınırsız şekilde yazılı savunma imkanının kullanılabilme olanağının bulunması karşısında savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından takdiren; sanıklar ..., ..., ..., ... müdafileri ile sanıklar ... ve ...’un duruşmalı inceleme istemlerinin ise ceza süresi yönünden yasal şartlar bulunmadığından 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanunun 94. maddesi ile değişik CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca REDDİNE,
    Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre;
    I-Sanıklar ..., ... ve ... hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
    Diğer delillerin atılı suçun sübut ve vasfının tayini için yeterli olduğu görülmekle, sanıkların ByLock kullanıcısı olduğunu bildiren ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının dosyaya gelmesi beklenilmeden karar verilmesi ve sanık ... hakkında Bölge Adliye Mahkemesi kararında duruşmada okunarak tartışılmayan delillerin hükme esas alınarak CMK’nın 217. maddesine muhalefet edilmesi, sonuca etkili bulunmamıştır.
    Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık ... ve sanıklar müdafilerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davalarının esastan reddine, ancak;
    Örgüt mensubu olduğu kabul edilen sanıklar hakkında verilen cezanın, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilirken uygulama maddesi olarak karar yerinde sadece TCK’nın 58/9. maddesinin gösterilmesi ve mükerrir olan sanıklar hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesiyle yetinilmesi yerine yazılı şekilde karar verilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5275 sayılı CMK"nın 303/1-c maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılması gerektirmeyen bu hususun 5271 sayılı CMK"nın 303/1-c maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan hükmün II-7, XVI-7 ve XVIII-7 bentlerinin tümüyle çıkartılarak yerlerine ayrı ayrı "Örgüt mensubu olan sanık hakkında hükmedilen hapis cezasının TCK"nın 58/9. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına," yazılması suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    II-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
    1-)Sanıklar ..., ... ve ... açısından, sair yönleri incelenmeyen hükümler yönünden;
    a-)Ayrıntıları Dairemizin 18.06.2019 tarih ve 2019/41 Esas, 2019/4315 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere; sanıklar ... yönünden silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yargılanan, kovuşturma aşamasında kendilerinin seçtiği bir müdafileri bulunmadığı gibi CMK"nın 156. maddesi uyarınca da re"sen müdafi görevlendirilmeyen sanıklara, Anayasanın 36 ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddelerinde teminat altına alınan adil yargılanma ilkesinin zorunlu sonucu olarak CMK"nın 150. maddesinin 2 ve 3. fıkraları uyarınca müdafi görevlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, sanık ... yönünden ise yakalanmasından sonra her ne kadar baro tarafından bir müdafi atandığı görülmekte ise de müdafiin hüküm celsesi dahil olmak üzere başka hiçbir celseye katılmadığı gibi kanun yollarına da başvurmadığının anlaşılmasına ve sanığın temyiz dilekçesinde müdafi yardımından etkin biçimde faydalanamadığını belirtmesine, gerek İlk Derece gerekse Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının atanan müdafiye tebliğ edilmediğinin görülmesine nazaran CMK’nın 151/1. maddesi uyarınca gereğine tevessül edilmeden savunma hakkının kısıtlanmasını netice verecek biçimde müdafi hazır bulundurulmaksızın mahkumiyet hükmü kurulmak suretiyle CMK"nın 150/3, 188/1, 197/1 ve 289/1-a-e maddelerine muhalefet edilmesi,
    b-)Hakkındaki yakalama emrinin yerine getirilmesi üzerine mahkemede hazır bulundurulan ve daha evvel iddianame tebliğ edilmeyen sanık ...’ye, savunma hazırlamak üzere duruşmaya ara verilmesini isteme hakkı bulunduğu bildirilmeksizin savunması alınarak 5271 sayılı CMK"nın 176/4 ve 190/2. maddelerine muhalefet edilmesi,
    2-)Sanık ... açısından, sair yönleri incelenmeyen hüküm yönünden;
    Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesince esastan reddine karar verilen Eskişehir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin gerekçeli kararında sanık hakkında temel cezasının belirlenmesinde alt sınırdan ceza tayin edildiğinin ve sanığa verilen cezanın geleceği üzerindeki olası etkisi dikkate alınarak hakkında TCK"nın 62. maddesi kapsamında takdiri indirim uygulandığının belirtilmesine karşın hükümde alt sınırdan uzaklaşılmak ve TCK’nın 62. maddesi uyarınca takdiri indirim uygulanmamak suretiyle, hükmün esasını oluşturan kısa karar ile gerekçe arasında çelişki oluşturularak 5271 sayılı CMK"nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,
    3-)Sanık ... yönünden,
    Diğer delillerin atılı suçun sübut ve vasfının tayini için yeterli olduğu görülmekle, sanığın ByLock kullanıcısı olduğunu bildiren ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının dosyaya gelmesi beklenilmeden karar verilmesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararında duruşmada okunarak tartışılmayan delillerin hükme esas alınarak CMK’nın 217. maddesine muhalefet edilmesi, sonuca etkili bulunmamıştır.
    Sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    Anayasanın 138/1. maddesi hükmü, TCK"nın 61. maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle 3/1. maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesi çerçevesinde; suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, işlendiği zaman ve yer, konusunun önem ve değeri, meydana getirdiği tehlike ile sanığın kasta dayalı kusurunun ağırlığı, güttüğü amaç ve saik de göz önünde bulundurularak; hukuka, vicdana, dosya kapsamına uygun şekilde alt sınırdan makul düzeyde uzaklaşılarak bir cezaya hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden teşdidin derecesinde yanılgıya düşülmek suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
    4-)Sanıklar ..., ..., ..., ... yönünden;
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas ve 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Dairemizin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 esas, 2017/3 sayılı kararında; “Bylock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bir suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağı"nın kabul edildiği gözetilmekle,
    ByLock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanıkların, ByLock uygulamasını kullandığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde teknik verilerle tespiti halinde, bu delilin suçun sübutu/vasfının tayini açısından belirleyici nitelikte olması karşısında, safahatta tespit ve değerlendirme tutanağı gelmeyen sanıklar yönünden ilgili birimlerden ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme tutanakları yeniden istenip hükümden sonra gelen tutanaklarla birlikte, ayrıca ..., ... ..., ...’ın beyanlarının ve dijital inceleme raporunun CMK’nın 217. maddesi gereğince duruşmada sanıklar ve müdafilerine okunup diyecekleri sorulduktan sonra bir karar verilmesi gerekirken, sanıkların ByLock kullanıcısı olduğuna dair yetersiz belgelere dayanılarak eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
    5-)Sanıklar ... ve ... yönünden,
    Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 08.04.2008 tarih ve 9-18-78 sayılı kararında açıklandığı üzere; etkin pişmanlık hükümlerinin amacı, bir yandan terör ve örgütlü suçlarla mücadale bakımından stratejik önemi nedeniyle en etkili bilgi edinme ve mücadele araçlarından olan örgütün kendi mensuplarını kullanmak, diğer taraftan da suç işlemeyi önlemek, mensup olduğu yasa dışı örgütün amaçladığı suçun işlenmesine engel olanları ve işlediği suçtan pişmanlık duyanları cezalandırmayarak ya da cezalarında belli oranlarda indirim yaparak yeniden topluma kazandırmaktır.
    TCK"nın 221/4. fıkrasının 2. cümlesinden yararlanabilmek için; failin yakalandıktan sonra bilgisi ölçüsünde örgüt içerisindeki konumuyla uyumlu şekilde kendisinin ve diğer örgüt üyelerinin eylemleri, örgütün yapısı ve faaliyetleriyle ilgili yeterli ve samimi bilgi vererek suçtan pişmanlığını söz ve davranışlarıyla göstermesi gerekmektedir. Bu bilgi maddenin üçüncü fıkrasında aranan, örgütü çökertecek nitelikteki bilgi değildir. Verilen bilginin önemi cezanın belirlenmesinde dikkate alınmalıdır (Dairemizin 12.05.2015 tarih, 2015/1426 E. 2015/1292 K. 26.10.2015 tarih, 2015/1565-3464 K.).
    TCK"nın 221/4. fıkrasının 2. cümlesi kapsamında etkin pişmanlıkta bulunduğunun kabulü halinde bu suçtan dolayı verilecek cezada 1/3"ten 3/4"e kadar bir indirim yapılacağı öngörülmektedir. Buna göre belirlenen cezadan en az 1/3, en fazla 3/4 oranında bir indirim yapılacaktır. Bu iki sınır arasında yapılacak indirim, verilen bilginin niteliği, örgütün yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ya da diğer örgüt mensuplarının tespiti ile ilgili olmak üzere elverişlilik derecesi, ceza soruşturması ya da kovuşturmasının hangi aşamasında etkin pişmanlıkta bulunulduğu gibi kıstaslar nazara alınarak mahkeme tarafından takdir ve tayin edilecektir.
    Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; yerinde görülmeyen sair temyiz sebeplerinin reddine, ancak;
    a-)Sanık ... yönünden;
    Gerek örgütsel faaliyetler gerekse diğer örgüt mensupları ile ilgili olarak verdiği bilgilerin sanığın örgütte kaldığı süre ve konumuna uygun olduğunun kabul edilmesine ve hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına karar verilen sanık hakkında özellikle verdiği bilgilerin nitelik ve faydalılık derecesi de dikkate alındığında belirlenen temel cezadan TCK’nın 221/4-2. cümlesinde öngörülen indirim oranının azami hadde yakın bir indirim uygulanmak suretiyle dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun bir cezaya hükmedilmesi gerekirken yetersiz gerekçelerle yazılı şekilde fazla ceza tayini,

    b-)Sanık ... yönünden,
    Özellikle soruşturma aşamasında etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediğini beyan ederek örgütsel faaliyetler ve birtakım örgüt mensupları hakkında bilgi verdiği anlaşılan ve hüküm tarihine kadar bu beyanlarından dönmeyen sanık hakkında verdiği bilgilerin örgüt içerisindeki kaldığı süre, örgütsel faaliyet ve konumuna uygun faydalı bilgiler olup olmadığı, eldeki bilgilerle örtüşüp örtüşmediği ilgili birimlerden sorulup değerlendirilerek sonucuna göre hakkında TCK"nın 221/4-2. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmasında zorunluluk bulunması;
    Ayrıca sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... yönünden, kabul ve uygulamaya göre de;
    Örgüt mensubu olduğu kabul edilen sanıklar hakkında verilen cezanın, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilirken uygulama maddesi olarak karar yerinde sadece TCK’nın 58/9. maddesinin gösterilmesi ve mükerrir olan sanıklar hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesiyle yetinilmesi yerine yazılı şekilde karar verilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... müdafileri ile sanıklar ..., ..., ..., ...’ün temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan bu sebeplerden dolayı hükümlerin BOZULMASINA, sanıklar ... ve ...’nin tutuklulukta geçirdiği süre, bozma nedeni, mevcut delil durumu, atılı suç için kanun maddelerinde öngörülen ceza miktarı gözetilerek tutukluluk hallerinin devamına, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Eskişehir 2. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 07.07.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi