
Esas No: 2022/669
Karar No: 2022/2259
Karar Tarihi: 15.03.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/669 Esas 2022/2259 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2022/669 E. , 2022/2259 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki muarazanın giderilmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; eczacı olduğunu, davalı kurum tarafından muayene katılım payı atlatılmış reçetelerin kuruma fatura edildiği gerekçesiyle 2012 protokolünün 5.3.15. maddesi uyarınca hakkında 62.500 TL cezai şart uygulandığını, işlemin hukuka aykırı olduğunu, katılım payının ertelenmesi için reçete girilip silinmesinin o anda işlemi yapılan hasta için mali yükün geçici hafifletilmesi niteliğinde bulunduğunu, eczanelerin muayene ücreti işlemlerinde aracılık ettiğini, kendilerinin menfaati olmadığını ileri sürerek; 02/10/2014 tarihli işlemin protokole aykırı olduğunun tespiti ile muarazanın giderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; dava konusu işlemin hukuka ve sözleşme hükümlerine uygun olduğunu, cezai şart alacağının büyük bölümünün tahsil edildiğini, 25/11/2014 tarihi itibariyle 4.002,04 TL borcu kaldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; 2016 yılı protokolü dikkate alınarak yapılan değerlendirmede, protokolün 5.13.14. maddesine göre cezai şart miktarlarında değişikliğe gidildiği ve yapılan hesaplamaya göre 250 adet işlem sebebiyle her birisi için 100 TL cezai şart uygulanmasına göre, davacıya toplamda 25.000 TL tutarında cezai şart işlemi uygulanması gerektiği, davacının davalı kurumdan olan alacaklarından yapılan 58.497,96 TL tahsil işlemi sebebiyle fazladan 33.497,96 TL'nin tahsil edilmiş olacağı, fazladan olan 4.002,04 TL tutar için davacı hakkında kesinti işlemi uygulanmadığı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, davacıdan yapılan 33.497,96 TL'lik cezai şart kesinti işleminin haksız ve hukuka aykırı olduğunun tespitine ve iptaline, muarazanın bu şekilde giderilmesine; davacının fazlaya ilişkin 29.002,04 TL cezai şart tahsil işleminin hükümsüzlüğü ve bu miktardan sorumlu olunmamasına ilişkin talebin reddine karar verilmiş; karar, taraflarca temyiz edilmiştir.
1) Bilindiği üzere, mahkemece verilen kısa karar (hüküm), bir davayı esastan çözümleyen ve uyuşmazlığı sona erdiren nihai kararlardandır. Bu kararla, mahkeme davadan elini çeker ve davayı sona erdirmiş olur. Bu aşamada yapılması zorunlu iş; gerekçeli kararı, kısa karar doğrultusunda ve yasal gerekçeleriyle birlikte hakimin yazmasından ibarettir. Eş söyleyişle, kararın asli unsurlarından olan gerekçenin de hüküm fıkrasına uygun biçimde kararda yer alması gerekir. Esasen, ilamın tefhim edilen kısa karara uygun yazılması ve gerekçe taşıması, kamu düzeni ile doğrudan ilgili temel kurallardan olup, bu kurala yasa koyucu HMK'nın 297 nci maddesiyle varlık kazandırmıştır.
Yine Anayasamızın "Duruşmaların açık ve kararların gerekçeli olması" başlıklı 141 inci maddesinin üçüncü fıkrasında; "Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır." hükmüne yer verilmiştir.
Buna göre, gerekçe, hükümle çelişik olamaz. Aksinin kabulü, mahkemelere güveni sarsacağı gibi Anayasa ve yasalarda yer alan açık kurallara aykırılık oluşturur.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; eldeki davada davacı talebi, 62.500 TL cezai şarta yönelik davalı kurum işleminin hukuka aykırı olduğunun tespiti ile muarazanın giderilmesine yöneliktir. Mahkeme, davacıya toplamda 25.000 TL tutarında cezai şart işlemi uygulanması gerektiği yönünde gerekçe oluşturulmasına rağmen, hüküm kısmında davalı kurum tarafından davacıdan tahsil edilen ve edilmeyen miktarlar da esas alınarak, 29.002,04 TL cezai şart tahsil işlemine yönelik talebin reddine karar verilmek suretiyle, gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılmış olması, usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma nedenine göre, tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nın 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440 ncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.