17. Ceza Dairesi 2019/802 E. , 2019/1849 K.
"İçtihat Metni"MAHKEME KARARI : Antalya 13. Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Mahkumiyet
SUÇ : Hırsızlık
Sanık ... hakkında katılan ..."e yönelik hırsızlık suçundan yapılan yargılama sonucunda; sanık hakkında, 5237 sayılı TCK’nun 142/1-b ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına ilişkin Antalya 13. Asliye Mahkemesinin 03/02/2014 tarih, 2013/621 Esas ve 2014/63 Karar sayılı kararının sanık ... ve Cumhuriyet Savcısı"nın temyizi üzerine;
Yargıtay 17. Ceza Dairesinin 20/11/2018 tarih, 2016/15252 Esas ve 2018/14748 Karar sayılı kararıyla;
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre, sanık ... ve o yer Cumhuriyet Savcısı’nın temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye aykırı olarak ONANMASINA, karar verilmiştir.
İTİRAZ NEDENLERİ:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 09.01.2019 tarih ve 2014/130921 sayılı yazısı ile;
ANLATIM VE TALEP:
"Sanık ... hakkında Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın iddianamesiyle hırsızlık suçlamasıyla açılan kamu davası sonucunda aynı yer 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/02/2014 tarih, 2013/621 Esas ve 2014/623 Karar sayılı hükmüyle sanığın 5237 sayılı Yasa"nın 142/1-b, 62, 51. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile mahkumiyetine karar verilip bu mahkumiyet hükmü sanık ve o yer Cumhuriyet Savcısı tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmekle Başsavcılığımıza intikal etmiş ve bozma tebliğname ile dosya Yüksek 17.Ceza Dairesine gönderilmiştir.
Dosyanın tevdi edildiği Yüksek 17. Ceza Dairesi, 20/11/2018 gün, 2016/15252 Esas ve 2018/14748 Karar sayılı ilamıyla;
“…Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre, sanık ... ve o yer Cumhuriyet Savcısı’nın temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye aykırı olarak ONANMASINA, 20/11/2018 tarihinde, delil yetersizliği sebebiyle sanığın beraatine karar verilmesi yolundaki Daire üyesi ..."ın karşı görüşü ile ... " oy çokluğuyla karar vermiştir.
Başsavcılığımıza intikal eden ilam üzerine yapılan inceleme sonucunda, onama kararına açıklanacak gerekçelerle sanık lehine itiraz zorunluluğu doğduğu" belirtilmiştir.
İTİRAZ NEDENLERİ:
"İtiraza konu olayda Başsavcılığımız ile Yüksek 17. Ceza Dairesi arasındaki uyuşmazlık konusu, sanığın eyleminin subuta erip ermediği hususuna ilişkin bulunmaktadır.
Yargılamaya ve itiraza konu somut olay incelendiğinde; suç tarihinden öncesinde arkadaş olup il merkezi Muratpaşa semtindeki daireyi birlikte kiralayan sanık ile müştekinin bir süre burada birlikte oturduktan sonra suç gününden önce anlaşmazlık sebebiyle ayrıldıkları, ancak müştekinin bu evde kiracı olarak oturmaya devam ettiği, sanığın ise bir kaç kez bu eve müşteki ile barışmak ve görüşmek niyetiyle gelip gittiği, müşteki olay gününden sonra yaptığı şikayetinde, sanığın elindeki yedek anahtarla kendisi evde yokken eve girip kendisine de eve çağırdığını ancak kendisinin gitmediğini, daha sonra eve gittiğinde ise toshiba marka laptop ve Finepix marka fotoğraf makinasının yerinde olmadığını gördüğünü, sanığın almış olabileceğini söyleyerek şikayetçi olmuştur. Sanık ise alınan savunmalarında, müşteki evde yokken eve gittiğini, ancak suça konu eşyaları almadığını amacının müşteki ile barışmak olduğunu savunduğu, yerel mahkemece mahkumiyet kararı verilmesi üzerine hükmün Yerel Cumhuriyet Savcısı tarafından suçun subuta ermediği gerekçesiyle temyiz edildiği, Başsavcılığımız tebliğnamesinde subutun yeterli görülmeyerek bozma talep edildiği, Yüksek Daire"nin temyiz incelemesi sırasında aynı gerekçeyle bir Sayın Üye"nin mahkumiyet hükmünün onanmasına muhalif kaldığı olayda, sanığın atılı suçlamayı kabul etmemesi, suça konu eşyaların bulunmaması esasında var olduğuna dair dosya içerisinde bir fatura veya tesbit de bulunmaması, sanık ile müşteki arasında telefon mesajlarına da yansıyan husumet bulunması gözetildiğinde soyut iddiadan ve her türlü şüpheden uzak delil bulunmayan olayda benzer suçtan adli sicil kaydı da bulunmayan sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulmasına yasal imkan bulunmamaktadır.
Bu sebeplerle; hükmün bozulması talebiyle "sanık lehine olarak itiraz zorunluluğu doğduğu" belirtilmiştir.
SONUÇ VE İSTEM: Açıklanan gerekçelerle;
"Yüksek Yargıtay 17.Ceza Dairesinin 20/11/2018 gün, 2016/15252 Esas, 2018/14748 Karar sayılı ONAMA kararının kaldırılarak, Antalya 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/02/2014 tarih, 2013/621 Esas ve 2014/63 Karar sayılı hükmünün BOZULMASINA karar verilmesi, itiraz kabul edilmediği takdirde dosyanın itiraz incelemesi yapılmak üzere Yüksek Ceza Genel Kurulu Başkanlığına tevdii itirazen saygıyla arz ve talep olunur." şeklinde istemde bulunulması üzerine dosya dairemize gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü;
İTİRAZIN KAPSAMI;
Sanığın üzerine atılı suçu işlediğinin sabit olmaması nedeniyle beraat etmesi gerektiğinden Dairemizin onama kararının kaldırılması talep edilmiştir.
KARAR;
Sanık ile katılanın ilişkileri nedeniyle daha öncesinde ev kiralayıp aynı evde beraber yaşadıkları, sonrasında ayrılmaları neticesinde katılanın bu evde yaşamaya devam ettiği, sanığın ise evden ayrıldığı ancak evin yedek anahtarının sanıkta bulunduğu, tarafların ayrılmasından sonra sanığın suç tarihi olarak belirtilen tarihe kadar bir kaç kez katılan ile konuşmak için bu eve girip çıktığı, suç tarihi olan 15/04/2013"te sanığın katılan evde yokken kendisinde bulunan yedek anahtarla eve geldiği ve katılanı arayıp, eve geldiğini söyleyip çağırdığı, katılanın ise olumsuz
yanıt vermesi üzerine sanığın katılana sabah saatlerinde mesaj tespit tutanağında belirtilen 2 mesajı attığı, katılanın sanık evden gittikten sonra eve gelip suça konu laptop ve fotoğraf makinasının sanık tarafından çalındığını beyan ettiği, her ne kadar sanık üzerine atılı suçu kabul etmemiş ise de; evin yedek anahtarının sanıkta olması, sanığın o gün eve geldiğini ve o mesajları evden attığını kabul etmesi, suça konu eşyaların sanıkta olup-olmadığına dair bir arama yapılmaması, tarafların daha önceden dosyaya yansımış olan bu tarz bir husumetlerinin olmaması, aralarındaki sorunun özel hayatlarına ilişkin olması, katılanın sanığa iftira attığının kabulü için bunun yeterli bir sebep olamayacağı ve müştekinin tüm aşamalardaki sabit anlatımı nedeniyle sanığın üzerine atılı suçu işlediği kabul edilmiştir.
Dairemizin anılan kararında usul ve Yasa"ya aykırı bir yön bulunmaması nedeniyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 09/01/2019 tarih ve 2014/130921 sayılı itiraz dilekçesinde ileri sürülen düşünce yerinde görülmediğinden REDDİNE,
Dairemizin 20.11.2018 tarih, 2016/15252 Esas ve 2018/14748 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA YER OLMADIĞINA, itirazın incelenmesi için dosyanın 5271 sayılı CMK’nun 308/2. maddesi uyarınca Yargıtay Ceza Genel Kurul Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 18.02.2019 gününde Daire üyeleri Sn. ... ve Sn. ..."ın sanık hakkında beraat kararı verilmesi yönünde karşı oyları ile oy çokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ:
Müşteki ile sanığın daha önceye ilişkin birlikte yaşadıkları, aralarında geçimsizlik ve husumet bulunduğu, suç tarihinde bahse konu eve şüphelinin elinde bulunan anahtarla girdiği ve buradan telefon konuşması yaptıkları hususunda tereddüt bulunmadığı, müşteki katılanın çalındığını iddia ettiği laptop ve fotoğraf makinasının da elde edilemediği, sanığın savunmalarında atılı suçu işlemediği yönünde ısrarlı savunmaları bulunduğu, suçun işlendiği, ve/veya sanık tarafından işlendiği yönünde soyut iddia dışında delil elde edilemediği gerekçeleriyle sayın çoğunluğun görüşüne katılmamaktayım.
MUHALEFET ŞERHİ:
Sanıkla müştekinin söz konusu evi bir süre birlikte kullanmaları, anlaşmazlık sebebiyle ayrılmaları, sanığın müştekiyle barışmak amacıyla eve geldiğinin belirtilmesi, aksine bir delilin bulunmaması, müştekiyle sanık arasında husumet bulunması, sanığın suçu işlediğine ilişkin iddia dışında bir delil bulunmaması nedeniyle sanık hakkında mahkumiyetin onanmasına ilişkin çoğunluk görüşüne katılmıyorum.