5. Ceza Dairesi Esas No: 2017/3585 Karar No: 2018/328 Karar Tarihi: 01.02.2018
Görevi kötüye kullanma - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2017/3585 Esas 2018/328 Karar Sayılı İlamı
5. Ceza Dairesi 2017/3585 E. , 2018/328 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Görevi kötüye kullanma HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: 12/10/2009 gün, 2008/339 Esas ve 2009/709 sayılı sanığın mahkumiyetine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ilk karar sonrası sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemesi nedeniyle dosyanın tekrar ele alındığı, mahkemenin verdiği yeni hükmün Yargıtay incelemesine tabi ve kesinleşmesi halinde infaza verilecek hüküm olacağı gözetilerek kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma, tanık anlatımları ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eyleminin ve yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçeyle hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması ve bu şekilde cezanın şahsileştirilmesi gerekirken, açıklanan ilkelere uyulmadan, gerekçeli kararda sadece önceki kararın ortadan kaldırılma ve yeni hüküm kurma nedenleri ile hüküm kısmına yer verilmek suretiyle Anayasanın 141 ve 5271 sayılı CMK"nın 34, 223, 230 ve 289/1-g maddelerine aykırı davranılması, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/11. fıkrasında yer alan "Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkumiyet hükmü kurabilir." şeklindeki düzenleme karşısında; herhangi bir yükümlülüğe tabi tutulmayan sanık hakkında mahkemenin hükmü aynen açıklaması ile yetinilmesi gerekirken hapis cezasının TCK 50/1-a maddesi gereğince adli para cezasına çevrilmesi, Kabule göre; Sanığın sübut bulan eyleminin ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu ve TCK"nın 257/2. maddesinin uygulanması gerektiği gözetilmeden aynı Kanunun 257/1. maddesi uyarınca icrai davranışla görevi kötüye kullanma suçundan hüküm kurulması, İlk hükümden sonra 19/12/2010 tarihinde yürürlüğe giren 6086 sayılı Yasanın 1. maddesi ile TCK"nın 257/1-2. madde-fıkralarında yer alan “kazanç” sözcüğünün “menfaat” olarak değiştirilmesi, bu fıkralarda öngörülen cezaların alt ve üst sınırlarının indirilmesi karşısında, TCK"nın 7/2. madde-fıkrasındaki "suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur" hükmü gözetilerek sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu, Yüklenen suçu TCK"nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle işleyen ve adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilen sanık hakkında, 53/5. maddesi gereğince hükümde belirtilen gün sayısının yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin dikkate alınmaması, Kanunu aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün açıklanan nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK"nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 01/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.