6. Ceza Dairesi 2017/4005 E. , 2018/1641 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Yağmaya teşebbüs, Nitelikli yağmaya kalkışma, Mala zarar verme
HÜKÜM : Sanığın müştekilere karşı yağma eyleminden dolayı TCK"nun 149/1-a-d, 35/2, 53.maddelerinin uygulanması sonucu ayrı ayrı 2 kez 8 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına; ayrıca mala zarar verme suçundan dolayı TCK"nun 151/1, 167/1-b, CMK"nın 223/4-b maddeleri gereğince ceza verilmesine yer olmadığına dair hükümlere ilişkin istinaf başvurusunun reddine Bursa 6.Ağır Ceza Mahkemesinin 05/04/2017 gün 2015/363 Esas ve 2017/133 Karar sayılı ilamı ile sanık hakkında nitelikli yağma ve mala zarar verme suçlarından verilen hükümlere karşı, ... vekili ve sanık ... savunmanının, CMK"nın 272 ve müteakip maddeleri uyarınca İstinaf kanun yoluna başvurması üzerine; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesince dosya üzerinde inceleme sonucu verilen 06.10.2017 gün, 2017/1379 Esas ve 2017/1291 Karar sayılı “istinaf başvurusunun esastan reddine” dair kararına karşı, sanık....ve savunmanı tarafından usulüne uygun olarak açılan temyiz davası üzerine, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen hukuka aykırılıklar CMK"nın 288 ve 289. maddeleri kapsamında incelenip görüşüldü;
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesi’nin başkan ve üyelerinin isim ve soyisimleri karar yerinde gösterilmemesi suretiyle CMK"nın 220/1-c maddesine aykırı davranılması kanuna aykırı ise de; bu husus mahalinde ikmali olanaklı görülmekle bozma nedeni yapılmamıştır.
I-) Sanık ... hakkında mala zarar verme ve yağmaya teşebbüs suçundan verilen ceza verilmesine yer olmadığına kararına yönelik temyiz incelemesinde;
Mağdur hukuk düzenince korunan hakkı ihlal edilen tabi veya hukuki kişidir. 5271 sayılı CMK"nunda mağdurların hakları konusunda yasal düzenlemeler getirilmiş. Mağdura bir takım haklar verilmiş. Bunlar ayrıcalıklı değil sadece daha önce sanığa tanınan haklardan mağdurların da yararlandırılması olgusudur. Mağdur kovuşturma ve soruşturma aşamalarının her birinde ve/veya tamamında kendisine barodan bir avukat atanmasını isteyebilir.
Suçtan zarar görmekle mağdurun davaya katılma hakkı doğmuştur. Davaya katılma hakkı olanın dava açma mecburiyeti olmadığı gibi davayı yürütme mecburiyeti olmaması neticesi katılma davasını her zaman geri alabilir.
Mağdur davaya katılma talebinde bulunup kamu davasına katıldığında talebi halinde yine barodan kendisine bir Avukat görevlendirilir.
Mağdur; çocuk, sağır ve dilsiz, kendisini savunamayacak derecede akıl hastası olması halinde Avukat görevlendirilmesi için istemi de aranmaz.(CMK. 239. madde)
Aile içi şiddet; genelde ”fiziksel şiddet”, “cinsel şiddet”, “duygusal şiddet”; “ekonomik istismar” olarak kategorilere ayrılır. Anayasanın 41. maddesi ailenin korunmasına yer verdiği gibi ailenin korunmasına Uluslararası belgeler ve mevzuat düzenlemeler vardır. Ailenin korunmasına dair kanun, Türk Medeni Kanununun ve TCK"da yer almıştır. TCK"da aile içi şiddet 82/1-d, 86/3-a, 102/3(c), 109/3(e) maddelerinde yer almıştır. Ailenin korunması kanunuyla bir takım tedbirler alınmıştır. Önlemler arasında “şiddete son verme”, “ortamdan uzaklaştırma”, “şiddet uygulayan aile bireylerini yaklaştırmama”, “diğer aile bireylerinin eşyaların zarar vermeme”, “rahatsız etmemek” için koruyucu tedbirler ön görülmüştür.
Mal varlığına karşı işlenen suçlar içinde yer alan yağma ve mala zarar verme suçları; 5237 sayılı TCK"nın 148, 149, 150. ve 151,152. maddelerinde düzenlenmiştir.
Yağma taşınabilir malı sahibinin rızası olmadan cebir ve tehdit kullanmak suretiyle almasıdır. Yağma suçunda bir çok hukuki değer korunmaktadır. Amaç suç; faydalanmak için malın alınması, araç suçlar ise cebir, tehdittir.
Yağma suçunda, suçtan yara aldığı düşünülen kamu yararından ziyade asıl zarar gören kişilerdir. Kanun koyucu bu nedenle yağma suçunun aile içi işlenmesi ile ilgili özel bir düzenlemeye yer vermemiştir.
6284 sayılı kanun gereği ayırt etme gücüne sahip bireyin lehine koruyucu ve/veya önleyici herhangi bir tedbir alınmayan durumlarda; Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının aile içi işlenen yağma suçunda ve mala zarar verme suçlarında doğrudan ve/veya dolaylı bir zarar gören konumunda kabulü olanaklı bulunmadığı dikkate alınarak,
Somut dosyamıza dönecek olursak;
Sanık hakkında yakınanlar annesi ..., babası ...’a yönelik nitelikli yağma ve mala zarar verme suçlarından hükümden sonra ...’nın 21.07.2017 tarihli temyiz dilekçesi ile birlikte katılma talebinde bulunduğu; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14.Ceza Dairesinin istinaf kanun yolu incelemesinde, suçun aile içi şiddet mahiyetinde olduğu, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine dair kanun çervevesinde katılan olarak kabulüne karar verilip anılan suçlara yönelik katılan vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmış isede, Ayırt etme gücüne sahip Baysal hakkında Aile Koruması ve kadına şiddetin önlenmesi kanunu kapsamında haklarında alınmış bir koruma kararı olmayan yakınanlara karşı işlenen sanık tarafından işlenen yağmaya teşebbüs ve mala zarar verme suçlarında; idarenin doğrudan ve/veya dolaylı olarak zarar gören sıfatı bulunmadığı;
Hal böyle olunca;
Katılma hakkı somut olayda bulunmayan Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü"nün davaya katılma taleplerinin kabulü ile katılma kararı verilmesinin bu bağlamda hukuken geçerli olmadığı adı geçen kurum ve avukatına temyiz etme hak ve yetkisini vermeyeceğinden, ... vekilinin vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi gereğince tebliğnameye aykırı olarak REDDİNE,
II-) Sanık ... hakkında yakınanlar ... ve ...’a yönelik nitelikli yağmaya kalkışma suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin temyiz incelemelerine gelince;
Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Sanığın olay tarihinde konutta elinde bıçakla anne ve babası olan yakınanların üzerine yürüyüp “Bana uyuşturucu bulun, bana para verin, yoksa sizi öldürürüm" demek suretiyle tehdit ederek yakınanları basit tıbbi müdahale ile giderilebilece
şekilde darp ettiği olayda; sanığın suç işleme kastı ve iradesinin aynı malvarlığına yönelik paraya özgülendiği ve bir bütün halinde tek bir yağma suçunu oluşturduğu düşünülmeden yazılı şekilde uygulama yapılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, açıklanan nedenle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesince 06.10.2017 gün, 2017/1379 Esas ve 2017/1291 Karar sayılı dosya üzerinde inceleme sonucu verilen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 302/1. madde ve fıkrası uyarınca, isteme uygun olarak BOZULMASINA, 21.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.