20. Hukuk Dairesi 2012/795 E. , 2012/2053 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki TAPU İPTALİ TESCİL davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 31/05/2007 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... VE ARKADAŞLARI vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 07/04/2009 günü için yapılan tebligat üzerine, duruşmalı temyiz eden davalı ... VE ARKADAŞLARI vekili Avukat ... ile karşı taraftan davacı HAZİNE vekili Avukat ...geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı.
K A R A R
Davaya konu ... mahallesi 41 ada 13 parsel sayılı 40394 m² yüzölçümündeki taşınmaz, yörede yapılan tapulama çalışması ile 09.04.1956 tarihinde ...adına tapuya tescil edilmiş halen aynı kişi adına tapuda kayıtlıdır.
Davacı Hazine çekişmeli taşınmazın tapuda davalıların miras bırakanı adına kayıtlı olduğunu, 18 Numaralı Orman Kadastro Komisyonunca yapılan tespit ve tahdit çalışmaları sırasında orman sınırı içine alındığını ve özel mülkiyete konu olamayacağını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile Hazine adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece davanın KABULÜNE, ... Güney mahallesi, 41 ada 13 parsel sayılı taşınmazın tapusunun iptaline, orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescile ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 16/9/1973 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişi raporlarına göre çekişmeli taşınmazla birlikte dava dışı 41 ada 14 ila 29, 30 ada 24, 25, 26 ve 27, 33 ada 71 parsele de uygulanan T.Evvel 1323 tarih 12 numaralı sicilden gelen (40 dönüm) Nisan 1939 tarih 9,10,11 numaralı tapu kaydı yöntemince uygulanmamışsa da, miktarından da fazla olarak dava dışı taşınmazlara revizyon görerek tespitlerinin gerçek kişiler adına kesinleştiği, kaldı ki eski tarihli resmi belgelerde taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu, bu durumda 4785 sayılı Yasa karşısında tapunun hukuki değerinin bulunmadığı, eylemli olarak da taşınmazın güneyinde bir bölümünün kayın, meşe ağaçlarıyla kaplı olduğu, diğer bölümlerinde ise fındık ve meyva ağaçları olmakla birlikte, ziraat uzmanı tarafından tarımda kullanılmadığı, toprağının orman toprağı olduğu ve 50-60 yıl önce ormandan açıldığının bildirildiği, bu
durumda taşınmaz tapu kayıt kapsamında kalsa bile 3402 sayılı Yasanın 20/B maddesi gereğince hak sahibi tarafından niteliğine uygun olarak kullanılmayan yerlerde tapu kaydına değer verilemeyeceği, taşınmazın 1973 yılında yapılan orman kadastrosunda “4785 sayılı Yasanın yürürlük tarihi olan 1945 yılında kısmen orman örtüsü mevcut olmakla birlikte,1955 yılında kadastroca şahıslar adına tescil edildiği, kaydın adli yönden hükümsüzlüğü belirlendikten sonra tahdit içine alınmak kaydıyla tahdit dışında bırakılmasına” karar verildiği, bu durumda çekişmeli taşınmaz yönünden usulünce yapılıp kesinleşmiş bir orman kadastrosundan sözedilemeyeceği gözönünde bulundurularak taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki
36/A maddesi ve 17. maddesi ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri gereğince davalılar aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün 2, 3 ve 4 . bentlerinin kaldırılarak, yerine “6099 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A maddesi gereğince yargılama giderlerinin davacı Hazine üzerinde bırakılmasına, davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına” sözlerinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi göndermesiyle H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA ve Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 650.00.-TL. vekalet ücretinin davalı ... Yaylalar ve arkadaşlarından alınarak davalı Hazine’ye verilmesine, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A maddesi gereğince, davalılardan onama harcının alınmasına yer olmadığına ve yatırdıkları peşin temyiz harcının istek halinde iadesine 15.02.2012 günü oybirliğiyle karar verildi.