20. Hukuk Dairesi 2016/13910 E. , 2019/2795 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, 17/11/2014 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin ... ilçesi, ... mahallesi, 427 parsel sayılı, 5200 m2 yüzölçümlü taşınmazın 1/2’şer hisse ile malikleri olduğunu, Kadastro Müdürlüğünün 28.11.2013 tarih ve 11201 yevmiye numaralı işlemi ile taşınmazın yüzölçümünün 4.958,98 m2 olarak düzeltilerek yüzölçümünün 241,02 m2 azaltıldığını, müvekkillerinin zararının doğduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 12.04.2016 havale tarihli dilekçe ile de 26.572,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece davanın kabulü ile davacı ... bakımından 13.286,00 TL"nin ve davacı ... bakımından 13.286,00 TL"nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 4721 sayılı Medenî Kanunun 1007. maddesi gereğince tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece verilen karar usul ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davalar nisbi harca tabi davalardandır.
492 sayılı Harçlar Kanununun 32. maddesinin birinci cümlesinde “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır.” hükmüne yer verilmiştir.
Harçlar Kanununda, harç alınması veya tamamlanması yanların isteğine bırakılmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re"sen) gözetilmesi hükme bağlanmış ve yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmıştır. Nitekim bu ilkeler, Hukuk Genel Kurulunun 12.10.2011 gün ve E: 2011/3-629, K: 2011/613 ile 23.10.2013 gün ve E: 2013/7-31, K: 2013/1481, 24.12.2013 gün ve 2013/21- 445 E. - 2013/1625 K. sayılı ilâmlarında da benimsenmiştir.
Yargılama aşamasında taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir. Kural olarak ıslah işlemi harca tabi bir işlem olup; ıslah edilen husus, değer artırımı ise nispi tarifeye göre hesap edilen harç, değilse maktu harç yatırılmalıdır. Davacı taraf, 492 sayılı Kanun kapsamında kendisi harçtan muaf olmadığı gibi, işlemi de yargı
harçlarından müstesna değildir. Davacının yargı harçlarını ödeme yükümü altında olduğu anlaşıldığına göre, ıslah edilen dava değeri üzerinden nisbi tarifeye göre ıslah harcı ödenmedikçe eldeki davaya devam etme olanağı bulunmamaktadır. Davalı taraf harçtan muaf olsa dahi ıslah harcının alınması gerekir. Islah edilen miktar yönünden bakiye nispi karar ve ilam harcı ödenmeksizin sonraki işlemlerin yapılmasına olanak bulunmamaktadır.
Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde 1.000.-TL tazminat talebinde bulunmuş, dava niteliği itibariyle nisbi harca tâbi olmasına rağmen, hiç harç yatırmamış, sonra da ıslah dilekçesi ile dava değerini arttırmış ancak ıslah harcını da yatırmamıştır.
Mahkemece, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ortaya konulan ilkeler gözardı edilerek, başvurma ve peşin nisbi harç ve ıslah harcı tamamlanmadan yargılamaya devamla işin esası hakkında hüküm kurulmuştur.
Bu durumda mahkemece; yürürlükteki harçlar tarifesi uyarınca başvurma ve peşin nisbi harç ile ıslah edilen dava değeri üzerinden ıslah harcını ödemesi konusunda davacılara usulünce süre verilip harcı tamamlanan miktar üzerinden hüküm kurulması gerekirken, harcı yatırılmayan dava ve ıslah dilekçesine değer verilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 18/04/2019 günü oy birliği ile karar verildi.