20. Hukuk Dairesi 2012/1461 E. , 2012/2023 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine, ... köyü 804 ve 819 parsel sayılı sırasıyla 1781 m2 ve 2437 m2 yüzölçümündeki taşınmazların tapuda davalılar adına kayıtlı olduğunu, taşınmazların kısmen yörede 1992 yılında yapılan ve kesinleşen 2/B madde uygulama sınırları içinde kaldığını belirtelerek davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescili ve elatmanın önlenmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece davanın kabulüne ve dava konusu 804 parselin (A)= 1222 m2 ve 819 m2 parselin (B)= 1479 m2 bölümlerinin tapu kaydının iptaline, 2/B niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline, davalı tarafın elatmasının önlenmesine karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 2/B madde uygulama sahasında kalan taşınmazların tapu kaydının iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 1953 yılında 3116 sayılı Yasaya göre yapılan ve kesinleşen orman kadastrosunda dava konusu taşınmazlar kısmen orman sınırları içinde bırakılmış, 1992 yılında yapılan ve 03.03.1993 tarihinde ilan edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması sırasında orman niteliğini yitirmesi nedeniyle kısmen 2/B alanında gösterilmiş, 1972 yılında yapılan arazi kadastrosunda ise daha önce yapılan orman kadastrosu sınırları içinde olduğu gözönünde bulundurulmadan, hata sonucu ikinci kere kadastrosu yapılarak kişiler adlarına özel mülk olarak tespit ve yolsuz olarak tescil edilmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, uzman orman bilirkişi tarafından yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazların bir bölümünün kesinleşen 2/B madde sahasında kaldığı belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A maddesi ve 17. maddesi ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri gereğince davalı aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de; bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün 3, 4 ve 5. bentlerinin
kaldırılarak, yerine “6099 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A maddesi gereğince yargılama giderlerinin davacı Hazine üzerinde bırakılmasına, davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına” sözlerinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı yasanın geçici 3. maddesi göndermesiyle H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A maddesi gereğince davalılardan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve yatırdıkları peşin temyiz harcının istek halinde iadesine 15.02.2012 günü oybirliğiyle karar verildi.