Esas No: 2021/1625
Karar No: 2022/2357
Karar Tarihi: 16.03.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/1625 Esas 2022/2357 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2021/1625 E. , 2022/2357 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen ipoteğin fekki davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne yönelik olarak verilen karar, davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 18/01/2022 tarihinde davacı vekili Av. ...geldi. Davalı adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekilin sözlü açıklaması dinlenildikten sonra işin daha derinlemesine incelenmesi ve bu konuda bir araştırma yapılması gerektiği heyetçe zorunlu görüldüğünden, Yargıtay Kanununun 24/1 ve Yargıtay İç Yönetmeliğinin 21/3 maddeleri uyarınca görüşmenin başka bir güne bırakılması uygun görüldüğünden, belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, ...... Mahallesi 3086 ada 15 parselde bulunan taşınmazın alımı konusunda taşınmazın ilk maliki olan ... ile anlaştığını, taşınmazın 160.000,00-TL borcu olduğunu ve konut kredisinden kaynaklı bu borç nedeniyle taşınmaz üzerinde ipotek bulunduğunu öğrendiğini, konut kredisi borcunun tamamını 07/01/2015 tarihinde ödeyerek kapattığını, ipoteğin fek edilmesi için defaatle davalı bankaya müracaat ettiğini, bankanın cevabi yazısı ile taşınmazın ilk maliki ve borçlusu olan ...'ün ortağı olduğu İleri Kimya San. ve Tic. Ltd. Şti.'nin devam eden borçları olduğu ve bu borçların ödenmemesi nedeniyle ipoteğin fek edilemeyeceğinin bildirildiğini, iyi niyetli üçüncü şahıs olarak tüketici sıfatıyla bu taşınmazı satın aldığını, borç yükümlülüğünün sadece konut kredisi borcu ile sınırlı olduğunu, konut kredi borcunun sona ermesi ile davalı bankanın başka hiçbir
ihtara gerek kalmadan taşınmaz üzerindeki ipoteği fek etmek zorunda olduğunu beyanla, konut kredisi borcunun kapatılması nedeniyle dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekkine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının taşınmazı satın aldığı ...'ün bankaya kredi borcunun olduğunu, davacının ipotek devam ederken ipotekten haberdar olarak taşınmazı satın aldığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince, ipoteğin üst sınır ipoteği olduğu, ipotek sözleşmesi resmi şekilde yapılmış olup ipotek sözleşmesine göre de doğmuş, doğacak tüm kredi kartı ve kredi sözleşmelerinin kapsam dahilinde bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, taraflarca istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; davacının satın aldığı esnada taşınmazın ipotekli olduğunu bildiği, dava dışı satıcının henüz konut kredisi kapanmadan bir başka ticari kredi sözleşmesine kefil olduğu, zaman içinde kefaletin miktarının arttığı, henüz bu borcun kapanmadığı, ipoteğin fekki talebinin yerinde olmadığı, vekalet ücretinin ipotek bedeli üzerinden karar tarihindeki AAÜT’ne göre nispi olarak belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle davalının istinaf isteminin bu yönden kabulüne, davacının isteminin reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 5. maddesi ile sözleşmelerdeki haksız şart düzenlenmiş olup, anılan kanun maddesinde; "Haksız şart; tüketiciyle müzakere edilmeden sözleşmeye dâhil edilen ve tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde dürüstlük kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme şartlarıdır. Tüketiciyle akdedilen sözleşmelerde yer alan haksız şartlar kesin olarak hükümsüzdür. Sözleşmenin haksız şartlar dışındaki hükümleri geçerliliğini korur. Bu durumda sözleşmeyi düzenleyen, kesin olarak hükümsüz sayılan şartlar olmasaydı diğer hükümlerle sözleşmeyi yapmayacak olduğunu ileri süremez. Bir sözleşme şartı önceden hazırlanmış ve standart sözleşmede yer alması nedeniyle tüketici içeriğine etki edememişse, o sözleşme şartının tüketiciyle müzakere edilmediği kabul edilir. Sözleşmeyi düzenleyen, bir standart şartın münferiden müzakere edildiğini iddia ediyorsa bunu ispatla yükümlüdür" denilmiştir.
Dava konusu dayanak kredi sözleşmesinin konut kredisinden kaynaklandığı sabittir. Tapu müdürlüğünce düzenlenmiş olan 26/04/2011 tarihli ve 12982 yevmiye numaralı ipotek senedinin ''Şartlar'' başlıklı bölümün 1. maddesinde yer alan “….. kısa, orta ve uzun vadeli kredi işlemlerinden ve sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, kanun gibi diğer her türlü sebepten doğmuş ve doğacak borçlarını; a) Anapara olan 320.000 TL (yalnız üç yüz yirmi bin TL) ve buna ek olarak ...., karşılamak üzere maliki bulunduğu yukarıda yazılı gayrimenkulünü banka lehine birinci dereceden ve fekki bankaca bildirilinceye kadar hüküm ifade etmek üzere süresiz olarak ipotek etmeyi kabul ettiğini ....” düzenlemesi, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ışığında haksız şart niteliğindedir.
Bu itibarla; bölge adliye mahkemesince, dava dışı ... ile banka arasındaki ipotek şartlarına ilişkin düzenlemenin haksız şart olduğu, davacının dava konusu ipoteğin üzerinde bulunduğu taşınmaza ilişkin, dava dışı ... tarafından davalı bankadan çekilen konut kredisine ait borcu ödemek suretiyle kapatarak ...'ün halefi olduğu, taşınmazın bedelin aşan şekilde "doğmuş ve doğacak tüm borçları karşılaması" ifadesi haksız şart olduğu gibi hakkaniyete de aykırı bulunduğu nazara alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 371. maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, 3.815 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
HMK'nın 373/2 maddesi uyarınca dosyanın kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 16/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.