9. Hukuk Dairesi 2020/6528 E. , 2021/3688 K.
"İçtihat Metni"BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ : ... 9. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : MENFİ TESPİT
İLK DERECE MAHKEMESİ : Karşıyaka 2. İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkili ..."ın 01.12.2012 tarihinde davalı şirkette satış pazarlama elemanı olarak işe başladığını ve 05.01.2018 tarihinde iş akdinin tek taraflı sona erdirildiğini, müvekkili işe alınırken teminat olarak ipotek vermesi aksi takdirde iş akdinin başlamayacağının belirtildiğini, bunun üzerine de; kayınpederi olan ve diğer davacılar ..., ... ve ..."in müşterek murisi olan tapu maliki ..."a ait Karşıyaka ... Mahallesi .. Ada, ... Parselde kayıtlı zemin 1 no lu bağımsız bölüm üzerine davalı şirket lehine 150.000,00 TL bedelli teminat ipoteği tesis edildiğini, ipotek resmi senettende anlaşılacağı üzere, ipotek sebebinin müvekkili ..."ın davalı şirket adına yapacağı satışlardan doğabilecek her türlü müspet ya da menfi zararın tazmini olduğunu, ipotekli taşınmaz malikli ..."ın vefat ettiğini, müvekkili işten çıkartıldıktan sonra, taşınmaz üzerine tasarruf etmek isteyen varislerle birlikte ipoteğin fekkinin talep edildiğini, ancak bu iddianameye uyulmadığını, ipoteğin resmi senedinde borca sebep olarak belirtilen herhangibir menfi ya da müspet zararı olmadığı için işverenin ipoteği kaldırmamasının haksız olduğunu iddia ederek ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, menfi tespit davasının şartlarının oluşmadığını, menfi tespit ile ipoteğin fekkinin birlikte açılmaması sebebiyle usülden reddi gerektiğini, müvekkili şirket adına tesis edilen bu ipoteğin, müvekkili şirkette 2012-2018 yılları arasında pazarlama elemanı olarak çalışan ..."ın şirket adına yapacağı satışlardan doğacak zararlara karşılık teminat niteliğinde olduğunu, ..."ın satışlarından sorumlu olduğu bir çok firma ve şahıslara ilişkin alacakların tahsilinin edilememiş olduğunu ve müvekkili şirket açısından zarar oluşturduğunu, ipoteğin kaldırılmasının söz konusu olmadığını, ..."ın satışlarından sorumlu olduğu ve tahsil edilmeyen borçlara ilişkin icra takiplerinin bulunduğu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu :
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı davalı vekilli istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu ve kamu düzenine aykırı bir husus da tespit edilemediği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu :
Kararı yasal süresi içerisinde davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Kararların temyizen denetiminde uyuşmazlığın esasına girilebilmesi için evleviyetle yargılamanın usul hukukuna hakim olan ilkelere göre yapılıp, sonuçlandırılması gereklidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 21.03.2007 tarih ve 2007/8-161 esas 2007/155 karar sayılı kararı ile de belirtildiği üzere adil yargılanma ve dinlenilme hakkının bir gereği olarak hakim, taraflara duruşmalarda hazır bulunmak, iddia ve savunmalarını bildirmek için imkan vermeli, tarafları usulüne uygun bir biçimde duruşmaya davet etmelidir. Fakat tarafların kendilerine tanınan bu imkana rağmen, duruşmaya gelmek zorunluluğu yoktur. Hukuk davalarında duruşmaya gelmemenin müeyyidesi, dava dosyasının işlemden kaldırılması veya yargılamanın gelmeyen tarafın yokluğunda devam edilmesidir.
AİHM"ye göre de, iç hukuktaki duruşmada hazır bulunma hakkını kullanıp kullanmamaya karar verecek olan davanın bir tarafına, duruşmaya katılma imkanı verecek şekilde duruşmanın bildirilmemesi, silahlarda eşitlik ve çekişmeli yargılama ilkelerini özünden yoksun bırakır.
Diğer taraftan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. maddesinde yer bulan “Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkeme, iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir. Bu hak çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir..
Somut uyuşmazlıkta; davalı vekilinin ön inceleme duruşmasına mazeret bildirmesi ve mahkemece bu mazeretin haklı görülerek kabul edilmesi göz önüne alındığında bu halde yeni bir ön inceleme duruşma günü tayin edilerek, ön incelemede yapılması gereken usul işlemlerinin (HMK m.140) yapılması, tarafların anlaştıkları ve anlaşmadıkları hususların tek tek tespit edilmesi, ön inceleme sonuç tutanağı düzenlenip bu tutanağın taraflara imzalatılması ve ön inceleme aşamasında yapılması gereken işlemler yapıldıktan sonra tahkikata geçilmesi gerekirken ön inceleme duruşması usulüne uygun yapılmadan tahkikat aşamasına geçilerek davanın esası hakkında karar verilmesi savunma hakkının ihlali niteliğinde olup, usule aykırıdır.
SONUÇ:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının sair yönler incelenmeksizin BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgilisine iadesine 15/02/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.