15. Hukuk Dairesi 2016/2525 E. , 2017/4285 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemes :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıplı iş nedeniyle ödenen bedelin iadesi talebinden ibarettir. Davacı iş sahibi davalı ise yüklenicidir. Davacı iş sahibi vekili; davacı firma ile davalı arasında 12.10.2010 tarihinde taşeronluk sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme çerçevesinde davalının arsası üzerinde inşa edilecek binaların çatı, sıva, alçı, dış cephe, seramik, izolasyon vs. işlerini üstlendiğini, davalı tarafa avans olarak toplamda 223.000,00 TL"nin çek ile ödeme yapıldığını, daha sonra inşaatın devamı sırasında bir daireyi 175.000,00 TL bedelle cari hesaba borç kaydedilerek davalının oğlunun üzerine kayıt edilmesini talep ettiğini ve tapunun devredildiğini, ancak bedelin ödenmediğini, davalı tarafın kötü niyetli olarak üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediğini, ayıplı işlerin tespit edilebilmesi amacıyla İstanbul ... 6. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2013/40 Değişik iş sayılı dosyası ile delil tespiti yaptırdıklarını fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik edimlerin yerine getirilmemesi nedeniyle 9.000,00 TL"nin, sigorta primlerinin davacı tarafından ödenmesi nedeniyle şimdilik 1.000,00 TL"nin, ayıplı işler nedeniyle İstanbul ... 6. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2013/40 Değişik iş sayılı dosyası ile tespit edilen eksikliklerin giderilmesi için şimdilik 1.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davalının sözleşme kapsamındaki tüm iş kalemlerini yerine getirdiğini, delil tespiti raporunda tespit edilen eksik ve ayıplı iş kalemlerinden dolayı davalının sorumlu olmadığını, tespit edilen eksikliklerin inşaatın imalâtına yönelik peyzaj işlerinden kaynaklandığını, betondan sızan suyun davalı ile ilgisinin olmadığını, davalının verdiği malzeme ile başkaca şahısların yalıtım işini yaptığını, gizli dere işi yapılmadığını, tespit raporunu kabul etmediklerini, davacıdan iş bedeli olarak 223.000,00 TL alındığı, dava dışı ... ... ’ya yapılan konut satışı ile davalının ilgisinin olmadığını, bu yöndeki açıklamaları kabul etmediklerini, sigorta primlerinin davacı tarafından ödenip davalı hakedişinden düşüleceği hususunda anlaşıldığını, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın reddine dair verilen kararı davacı vekilince yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Mahkemece dava konusu taşınmaz başında keşif yapılması için iki kez süre verildiğini ve bu süreye davacı tarafça riayet edilmediği ve verilen sürenin kesin olduğundan bahisle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK"nın 288. maddesinde “Hâkim, uyuşmazlık konusu hakkında bizzat duyu organları yardımıyla bulunduğu yerde veya mahkemede inceleme yaparak bilgi sahibi olmak amacıyla keşif yapılmasına karar verebilir. Hâkim gerektiğinde bilirkişi yardımına başvurur. Keşif kararı, mahkemece sözlü yargılamaya kadar taraflardan birinin talebi üzerine veya re"sen alınır.” hükmü gereğince iddia ve savunmaya göre, hakim, gerekli görüyor ise re"sen de keşif kararı vermek suretiyle uyuşmazlığın esasını çözme hak ve yetkisini haizdir. Mahkeme, taraflarca hazırlanma ilkesinin uygulandığı davalarda da kendiliğinden keşfe karar verebilir. Özellikle hakim, davayı aydınlatma ödevi (HMK"nın 37. maddesi gereği) ilkesi gereği olarak toplanan delillere ve tarafların iddia ve savunmalarına göre keşif yapılması gerekiyor ise keşfe karar vermelidir.
Somut olayda bu kapsamda değerlendirme yapılmak suretiyle mahkemece verilen süre içerisinde keşif giderleri yatırıldığı nazara alınarak gerektiğinde davacı tarafından yatırılan gider avansının araç giderleri açısından eksik kalması halinde, eksik kalan gider avansı tamamlatılarak katılmasalar dahi tarafların yokluğundan keşif icra edilip sonucuna göre karar vermek gerekirken davacı vekilinin keşif için hazır olmadığından bahisle kesin süreye riayetsizlik nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 05.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.