16. Hukuk Dairesi 2017/861 E. , 2020/4102 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU: TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... Köyü çalışma alanında bulunan yüzölçümleri tutanaklarında yazılı 123 ada 31 ve 127 ada 12 parsel sayılı taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına; 123 ada 17 parsel sayılı taşınmaz ise, aynı nedenle eşit hisselerle ölü olduğu belirtilerek .... ve ... adına tescil edilmiştir. Davacı ..., irsen intikal, taksim, satınalma, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, 127 ada 12 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, 123 ada 17 ve 31 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin açılan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1- 127 ada 12 ve 123 ada 17 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
2- 123 ada 31 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazına gelince; Mahkemece; davacının davasını ispat edemediği gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, dava konusu taşınmaz üzerinde kimin, hangi süreden beri ve hangi sıfatla zilyet olduğu, kesin olarak belirlenmemiş, Mahkemece, dava konusu taşınmazın taksime konu olmadığı, mirasçıların kullanımında olduğu şeklindeki beyanlarla dava konusu taşınmaz içerisinde bir alanın Mustafa’ya bırakıldığına dair beyanlar arasındaki çelişki giderilmeden ve taşınmaz içerisinde davacıya bırakılan herhangi bir yer olup olmadığı kesin olarak belirlenmeden hüküm kurulmuş olması nedeniyle yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca doğru sonuca varılabilmesi için; mahkemece mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve fen bilirkişisinin katılımıyla keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, kim tarafından, ne zamandan beri hangi hakka dayalı olarak kullanıldığı, müşterek murisin sağlığında taşınmazı hibe edip etmediği, çocukları arasında paylaştırıp paylaştırmadığı, paylaştırdıysa hangi taşınmazın kime düştüğü, zilyetliğinin devredilip devredilmediği, devredilmiş ise ne zaman devredildiği hususlarında somut olaylara dayalı olarak bilgi alınmalı, beyanlar arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli; teknik bilirkişiden, keşfi takibe imkan verir ayrıntılı rapor alınmalı; bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen hususlar yerine getirilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.