16. Hukuk Dairesi 2013/7399 E. , 2013/7703 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "sadece 1999 tarihli hava fotoğrafının değerlendirilmesi ile karar verilmesi nedeniyle araştırmanın yetersiz olduğu belirtilerek, önceki bozma ilamında da belirtildiği üzere dava tarihinden geriye doğru 20 yıl ve daha önceki tarihlerde çekilmiş hava fotoğraflarının getirtilerek incelenmesi, taşınmazın aktif dere yatağı ve aksu deresinin etkisinde kalıp kalmadığının ve zilyet edilip edilmediğinin belirlenmesi"" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 40000 ve (C) harfi ile gösterilen 17153,46 metrekare yüzölçümündeki taşınmazların davacı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece Yargıtay bozma ilamına uyulduğuna göre, bozmada işaret edilen hususların eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Bozmaya uyulmakla, taraflar yararına usuli müktesep hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma gereklerinin yerine getirilmesi zorunludur. Bozma ilamında yöntemine uygun şekilde inceleme yapılması belirtilmiş ise de; harita mühendisince ibraz edilen raporda 1952 ve 1985 tarihli hava fotoğraflarının değerlendirildiği belirtildiği halde, taşınmazın konumu hava fotoğraflarında gösterilmemiş, tarihsiz paftadaki gösterimle yetinilmiş, jeolog bilirkişi ve ziraat mühendisi bilirkişileri tarafından ibraz edilen raporda taşınmazın sonuç olarak aktif dere yatağında kalmadığı, özel mülkiyete konu taşınmazlardan olduğu belirtilmiş ancak hava fotoğrafları ve memleket haritasındaki konumu ve dere yatağı olup olmadığı, öncesi aksu çayı yatağı niteliğinde ise yatağın insan eliyle değiştirilip değiştirilmediği, değilse imar-ihyanın tamamlandığı tarihin ne olduğu ve bu tarihten dava tarihine kadar 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı zilyetlik süresinin dolup dolmadığı tartışılıp değerlendirilmemiştir. Hal böyle, olunca jeodezi ve fotogrametri uzmanı harita mühendisinden oluşacak bilirkişi heyeti aracılığıyla hava fotoğrafları üzerinde kadastro paftası teknik yöntemle işaretlenmeli, bu bilirkişilerce taşınmazın her bir hava fotoğrafının tarihi belirtilmek suretiyle o tarihteki niteliği öncesinin dere yatağı olup olmadığı, imar-ihya edilmiş ise tarihi, tarım arazisi olarak kullanılıp kullanılmadığı konusunda rapor alınmalı, bundan sonra fen bilirkişisi ve 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulu, yerel bilirkişi kurulu ve daha önce dinlenen tanıklar aracılığı ile çekişmeli taşınmaz bölümleri başında yeniden keşif yapılarak; bu yerin önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğu, taşınmazın toprak yapısı incelenmek suretiyle dere yatağı olup olmadığı, yatağın insan eliyle değiştirilmiş olup olmadığı, değilse imar-ihyaya ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, imar-ihyanın tamamlanmasından sonra dava tarihine kadar 20 yıla ulaşan malik sıfatıyla zilyetliğinin bulunup bulunmadığı konusunda mahalli bilirkişi ve tanıklardan maddi olaylara dayalı beyan, ziraatçi bilirkişi kurulundan ayrıntılı rapor alınmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bozma gerekleri yerine getirilmeden karar verilmesi isabetsiz olup, davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 03.07.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.