
Esas No: 2022/696
Karar No: 2022/2408
Karar Tarihi: 16.03.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/696 Esas 2022/2408 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2022/696 E. , 2022/2408 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, davacılar vekili tarafından duruşmasız, davalılar ... ve ... vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; daha önceden belirlenen 14/12/2021 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davalılar ... ve ... vekili yetki belgesine istinaden Av. ... ve davacılar vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra eksikliğin giderilmesi için mahkemesine geri çevrilen dava dosyası yeniden gelmekle dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar asıl davada, ..., ile ...’nın kızları, ..., ..., ... ve ...’ın kardeşleri olan ...’nın mide ve sindirim sistemi şikayeti nedeniyle 03/02/2009 tarihinde davalı hastaneye gittiğini, randevu tarihi olan 06/02/2009 tarihinde endoskopi için tekrar gittiğini, davacı ...'la dışarıda beklediğini,
genel anestezi verilmek suretiyle başlatılan endoskopi işleminin yaklaşık 30 dakika geçmesine rağmen bitmediğini, endoskopi odasından normal olmayan sesler çıktığını, odaya birçok doktor ve görevli hemşirelerin girerek kalp masajı yapıldığını, yoğun bakıma alındığını, aynı gün ... Hastanesi’ne sevk edildiğini, bu hastanede de yoğun bakım servisine alındığını, kendine gelemediğini, bilincinin kapalı kaldığını, 15/02/2009 tarihinde vefat ettiğini, riski az bir işlem sonucu hayatını kaybetmesinde davalıların kusurunun bulunduğunu, zira anestezi işlemi uygulanmadan önce gerekli muayenelerin yapılmadığını, anestezi riskinin saptanmadığını, gerekli takibin yapılmayarak monitöre bağlanmadığını, Konya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/115 E sayılı dosyasında alınan 08/09/2015 tarihli rapora göre davalı ...’in %40, davalı ...’in %30 ve davalı ...,ın %20 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiğini ileri sürerek; müteveffanın babası ... ile annesi ... lehine 150.000,00'er TL olmak üzere toplam 300.000,00 TL manevi tazminat, müteveffanın kardeşleri olan ..., ..., ... ve ...'ın her biri lehine 75.000,00'er TL olmak üzere toplam 300.000,00 TL manevi tazminat, müteveffanın babası ... ile annesi ... lehine şimdilik 5.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatına karar verilmesini istemişler, birleşen davada ise; alınan bilirkişi raporuna göre ...ve Nefize’nin toplamda 61.559,90 TL destekten yoksun kalma zararına uğradıklarının tespit edildiğini ileri sürerek; bu miktarın olay tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile dosyanın 2017/817 E sayılı dosya ile birleştirilmesine karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar; davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece; görevsizlik kararı üzerine dava ve birleşen dosyalarda talep edilen maddi tazminat yönünden açılan davanın kabulüne, davacılardan ... için 22.875,64 TL ve davacılardan ... için 38.684,26 TL maddi tazminatların 06/02/2009 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak adı geçen davacılara ayrı ayrı verilmesine, asıl dosyadaki manevi tazminat istemi yönündeki davanın kısmen kabulüne, ... için 30.000,00 TL, ... için 30.000,00 TL, ... için 15.000,00 TL, ... için 15.000,00 TL, ... için 15.000,00 TL, ... için 15.000,00 TL manevi tazminatların 06/02/2009 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak adı geçen davacılara ayrı ayrı verilmesine, karar verilmiş, karar davacılar ve davalılar Arif ve Hacı Mehmet tarafından temyiz edilmiştir.
1- Eldeki dava; davacıların müteveffa ...’nın davalılar tarafından yapılan endoskopi işlemi sonrasında vefat etmesi nedeniyle uğranılan maddi ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir. Davacılar ...ve ...için asıl davada dava dilekçesi ile 5.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesini, birleşen davada ise ...ve Nefize’nin toplamda 61.559,90 TL destekten yoksun kalma zararına uğradıklarının tespit edildiğini ileri sürerek; bu miktarın olay tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemişlerdir. Mahkemece destekten yoksun kalma tazminatına yönelik olarak asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki; asıl dava dilekçesinde dava değeri 5.000,00 TL ve yine birleşen dava dilekçesinde dava değeri 61.559,90 TL olarak gösterilmesine rağmen ne kadarının hangi davacı için istenildiği gösterilmediği gibi mahkemece, davacı tarafa bu yönde bir açıklama da yaptırılmamıştır. HMK'nın 26/1. maddesinde “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha .
azına karar verebilir.” ve yine Hâkimin davayı aydınlatma ödevi başlıklı HMK'nın 31/1. maddesinde “Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.” düzenlemesi mevcuttur. HMK 119/ğ. maddesinde de talep sonucunun açık bir şekilde yazılması gerektiğine değinilmiştir. Söz konusu düzenlemelere göre, hakim tarafından öncelikle davacı tarafa talep sonucu açıklattırılmalıdır. Mahkemece, dava değerinin hangi davacı için ne miktarda talep edildiği açıklatılmaksızın hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2- HMK'nın 166. maddesine göre, ayrı ayrı açılmış davaların aralarında bağlantı bulunmaları koşulu ile birleştirilerek bakılabilmeleri mümkündür.
Ancak birleştirme kararı, taraflar arasındaki uyuşmazlığı esastan çözümleyen bir karar değildir. Bu karar, sadece birleştirilen davaların tahkikat safhalarının müşterek cereyan etmesi sonucunu doğurmaktadır. Diğer bir anlatımla, asıl ve birleşen davalar birbirinden bağımsız, müstakil davalardır. Bu nedenle, asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı karara bağlanması, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin de ayrı ayrı tayin edilmesi gerekmektedir
HMK'nın 297 ve devamı maddeleri gereğince bir davada istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenilen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli olup, davaların birleştirilmesi durumunda da, asıl ve birleşen davaların birbirinden bağımsız, müstakil davalar olması nedeniyle, hüküm kısmında her bir dava hakkında o davaya ilişkin vekalet ücretleri ve mahkeme masraflarıyla birlikte ayrı ayrı hüküm kurulması zorunludur. Somut olayda ise; asıl ve birleşen davalar hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmamış, yargılama giderleri ve vekalet ücretleri de ayrı ayrı tayin edilmemiştir. Buna göre, ilk derece mahkemesince; asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı karara bağlanması gerekirken, bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
3- Bozma nedenlerine göre davacılar ve davalılar ...sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 ve 2 nolu bentte açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, 3 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz eden tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 3.815 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin yekdiğerinden alınıp yekdiğerine verilmesine,
peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz eden davalılar ... ve ...' iadesine, 6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.