
Esas No: 2012/15230
Karar No: 2013/8215
Karar Tarihi: 30.05.2013
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/15230 Esas 2013/8215 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 03.03.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 19.10.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine vekili, mera niteliğindeki 43 parsel sayılı taşınmazın ifrazı ile oluşan 295 ada 209 ve 210 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece,davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden 07.10.1970 tarihinde yapılan tapulama sırasında 7.878.398 metrekare yüzölçümündeki 295 ada 43 parsel sayılı taşınmazın mera vasfı ile ... Belediyesi adına tescil edildiği, ... Valiliğinin 08.01.1986 tarihli oluruna istinaden ifraz edildiği ve 6600 metrekare kısmının ağıl niteliği ile davalı adına tapuya kayıt edildiği, ifrazen oluşan 295 ada 194 parselin yeniden ifrazı ile 295 ada 209 ve 210 parsel sayılı taşınmazların oluştuğu ve bunların da Belediye adına tescil edildiği anlaşılmaktadır.
Görülüyor ki taşınmaz 43 sayılı mera parselinden gelmektedir. İmar planı içindeki meralar planın onayıyla birlikte hukuki bakımdan mera vasfını yitireceğinden, bu yerlerden genel hizmete ayrılanların (yol, park, yeşil saha, gibi) belediye veya özel idareye bedelsiz terkini gerekir. İmar planında genel
hizmetler dışında özel mülkiyete konu olabilecek konut, sanayi ve ticaret alanı olarak belirlenmiş alanlarda kalan meralar bu vasıflarını yitirmeleri halinde Hazine adına tescili gerekir. (Danıştay 1. Dairesinin 1988/328 E, 1989/19 K. sayılı mütalaası) Belediye adına tescili gerekmeyen yerler belediye veya gerçek ve özel hukuk tüzel kişileri adına tescil edilmiş ise "yolsuz tescil" olacağından Hazine her zaman bu iddia ile dava açabilir. Ne var ki, başlangıçtaki tescil işlemi yolsuz tescil olsa da 4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3. maddesinde belirtilen koşulların oluşması halinde tescilin belediye veya gerçek ya da özel hukuk tüzel kişileri adına devam etmesi olanağı doğacağından artık burada 4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3. maddesi şartları üzerinde durulması gerekir.
Anılan madde uyarıca işlem yapabilmesi için;
a)Mera, 4342 sayılı kanunun geçici 3. maddesinde yapılan değişikliğin yürürlüğe girdiği 03.05.2005 tarihi itibariyle Belediye ve mücavir alan sınırları içersinde bulunmalıdır. Zira bu tarih itibariyle köy sınırları içerisinde bulunan veya bu tarihten sonra Belediye ve mücavir alan sınırları içersine alınan meralarda bu madde hükümlerinin uygulanma olanağı yoktur.
b)Mera, 01.01.2003 tarihinden önce kesinleşmiş imar planı içerisinde kalmalıdır. Bu tarihten sonra imar planı içerisine alınan veya imar planı bulunmayan yerlerdeki meralarda bu madde hükmü uygulanmaz. Yasa hükmünde geçen "imar planından" maksat ise, her türlü ölçekteki plan yani nazım, uygulama veya mevzi imar planıdır.
c)Meranın, yerleşim yeri olarak işgal edilmesi, yani bu şekilde kullanılması, yerleşim ve işgal durumunun da 01.01.2003 tarihinden önce var olması gerekir. Bu tarihten sonra işgal edilerek yerleşim yeri olarak kullanılan meralarda bu madde hükmü uygulanamaz. Bu maddenin uygulanmasında "yerleşim yeri" kavramı konut, konaklama, turizm, sanayi, askeri ve benzeri amaçlar için kullanılmak üzere planlanarak yapılaşmış veya eskiden beri bu amaçlarla kullanılan şehir, kasaba ve beldelerin üzerinde yapılaşma bulunan yerleşik alanlarını ifade etmektedir.
d)Diğer bir koşul da; meranın, mera niteliği ile kullanılmasının teknik açıdan mümkün bulunmamasıdır.
Yukarıda belirtilen şartların varlığı duraksamasız saptanmadan Belediye ve diğer kamu ve kuruluşları adına tescil edilmiş meraların mülkiyeti bu kurum ve kuruluşlara bırakılamaz.
Somut olayda, ... Belediye Başkanlığının 15.11.2011 tarihli yazısından dava konusu taşınmazların 01.01.2003 tarihinden önce kesinleşen imar planı kapsamında kalmadığı anlaşıldığından 4342 sayılı Mera Kanununun
geçici 3. maddesinde yazılı koşulların gerçekleştiğinden söz edilemez. Açıklanan bu nedenle davanın kabulüne karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 30.05.2013 tarihinde oy birliği ile karar verildi.