22. Hukuk Dairesi 2015/7471 E. , 2015/12008 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, iki tarafın yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davacıya yükletilmesine, 30.03.2015 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Somut olayda davacı dava dilekçesinde, 2005 yılında Kamu İhale Kanunu"na göre yapılan alt işverenlik sözleşmesi kapsamında, alt işveren işçisi olarak T.C. Karayolları Genel Müdürlüğünün 12. Bölge Müdürlüğüne bağlı 123. Şube Şefliğinde (Ağrı) işe başladığını, çalışma dönemi boyunca alt işverenlerin değişmesine rağmen, iş sözleşmesinin feshedildiği 28.03.2013 tarihine kadar aynı işyerinde çalışmasını sürdürdüğünü, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında hizmet alımı yapılan firmaların çalışanı olarak göründüğünü ancak gerçekte Karayolları Genel Müdürlüğünün çalışanı olduğunu, bu nedenle Kurum aleyhine açtığı Ankara 9. İş Mahkemesi"nin 2010/1021 esas sayılı davası neticesinde, davalı ... ile hizmet alımı yapılan firmalar arasındaki hukuki ilişkilerin muvazaalı olduğunun ve ilk işe başlatıldığı tarihten itibaren davalı ... Müdürlüğünün işçisi olduğunun tespit edildiğini, söz konusu kararın kesinleştiğini, çalışmasına bu şekilde ./..
devam ederken davalı ... Müdürlüğünün 123. Şube Şefliğinin amir personeli tarafından 28.03.2013 tarihinde kendisiyle birlikte çalışan 23 işçinin işine haksız şekilde son verildiğini beyanla, feshin geçersizliğine, Kurum nezdinde işe iadesine karar verilmesini ve işe iadenin mali sonuçlarının da hüküm altına alınması istemiştir.
Davalı ... cevaben, davacının iş akdinin yüklenici firma tarafından feshedildiğini, davanın sadece asıl işverene açılamayacağını, davacının idare tarafından yapılan ihaleler sonucu sözleşme imzalanan yüklenici firmalar bünyesinde çalıştığını, idare ile davacı arasında yapılmış bir hizmet akdinin bulunmadığını, bu nedenle idareye husumet yöneltilmesinin hukuken mümkün olmadığını, davacının davalı idarenin işçisi olduğunun Ankara 9. İş Mahkemesi"nin 2010/1021 esas sayılı davası sabit olduğunun belirtildiğini, ancak kabul manasına gelmemek kaydı ile zikrolunan dosyanın işbu davaya dayanak teşkil etmesinin hukuken mümkün olmadığını, kamu kurum ve kuruluşlarında işçi istihdamının ancak kadro ihdasıyla mümkün olabileceğini, ancak kadro ihdası konusunun idarenin yetki ve tasarrufu dahilinde bulunmadığını beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İhbar olunan Güven Ltd. "Şti. ise cevap dilekçesinde, davacının şirket bünyesinde 01.04.2013 tarihinde işe başladığını 05.04.2013 tarihinde kendi isteğiyle işten ayrıldığını, işçinin tekrar 10.05.2013 tarihinde işe başladığını, 14.08.2013 tarihinde işin sona ermesi nedeniyle iş akdinin sona erdiğini, işçinin haklarının ödendiğini, davacının 4 aylık kıdeminin bulunduğunu, işe iade koşulların olmadığını, davacı ile Güven Ltd. Şti."nin 01.04.2013 tarihine kadar hiçbir ilişkisinin bulunmadığını ileri sürmüştür.
Yerel mahkemece yapılan yargılama sonunda, “Davacıya ait Sosyal Güvenlik Kurumu ve işyeri şahsi sicil dosyası, tanık anlatımları, mahkememizce aldırılan 13.05.2014 tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından; iş akdinin feshedildiği iddia olunan 18.03.2013 tarihinde davacının iş akdinin feshedilmediği, 18.03.2013 ve devamında davacının çalışmasını sürdürdüğü anlaşılmakla, aşağıda belirtilen şekilde karar verildi.” şeklindeki gerekçeyle dava reddedilmiş ise de mahkemenin gerekçesi, dosya kapsamına ve hükme dayanak yapılan bilirkişi raporundaki anlatım ve bulgulara uygun düşmemektedir.
Davalı Kurum, mahkemenin kabulünün aksine 18.03.2013 tarihinde herhangi bir fesih yapılmadığı olgusuna dayanmadığı gibi, dosya kapsamından diğer davalı şirketin de 01.04.2013 tarihinde ihaleyi alan yeni alt işveren olduğu anlaşılmaktadır. Gerek davacının gerekse davalı Kurumun belirtilen tarihteki fesih konusunda iradeleri uyuştuğuna göre, elinde baştan beri Karayolları işçisi olduğuna ilişkin temyiz aşamasından geçerek kesinleşmiş karar bulunan davacının, fesihten sonra yeni bir alt işveren nezdinde işe başladığından bahisle işe iade davasının reddi doğru değildir. Bu itibarla davanın kabulü ile davacının işe iadesine karar verilmesi ve işe iadenin mali sonuçlarının da hüküm altına alınması gerektiği kanaatiyle çoğunluk görüşüne katılmamaktayım. 30.03.2015