Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/3302
Karar No: 2020/3304

Silahlı terör örgütüne üye olma - Silahlı terör örgütünün propagandasını yapma - 6136 sayılı Kanuna muhalefet - Tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/3302 Esas 2020/3304 Karar Sayılı İlamı

 

 

16. Ceza Dairesi         2019/3302 E.  ,  2020/3304 K.

  •  


"İçtihat Metni"

Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma, Silahlı terör örgütünün propagandasını yapma, 6136 sayılı
Kanuna muhalefet, Tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması
07.08.2016; sanık ... yönünden 11.08.2016; sanık ... yönünden 17.02.2016 - 18.08.2016
Hüküm : 1)Sanık ... hakkında;
a)TCK"nın 314/2, 53, 58/9, 63, 3713 sayılı Kanunun 5/1,
b)3713 sayılı TMK"nın 7/2, 7/2-2. cümle, TCK"nın 43, 31/3,
2)Sanıklar ... ve ... hakkında ayrı ayrı;
TCK"nın 314/2, 53, 58/9, 63, 3713 sayılı Kanunun 5/1,
3)Sanık ... hakkında;
a)6136 sayılı Kanunun 13/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK"nın 52/2-4, 53, 54, 58/9, 63,
b)TCK"nın 174/1, 52/2-4, 53, 54, 58/9, 3713 sayılı Kanunun 5/2,
c)3713 sayılı TMK"nın 7/2, 7/2-2. cümle, TCK"nın 53, 58/9. maddeleri uyarınca mahkumiyet kararlarına


Bölge Adliye Mahkemesince sanıklar ... ile ... hakkında silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçundan kesin olarak verilen hükümler, 24.10.2019 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanunun 29. maddesi ile 5271 sayılı CMK"nın 286. maddesine eklenen üçüncü fıkradaki düzenleme gereğince temyiz yolunun açılması üzerine anılan Kanuna eklenen geçici 5. maddenin 1/f bendinde belirtilen süre içinde temyiz edilmekle sanıklar hakkındaki tüm hükümlere ilişkin olarak;
Temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Sanıklar ... ve ... müdafilerinin duruşmalı inceleme istemlerinin, İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemesinde silahların eşitliği ile çelişmeli yargılama ilkeleri doğrultusunda savunmaya yeterli imkan sağlanıp bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış olması, temyiz denetiminde sınırsız şekilde yazılı savunma imkanının kullanılabilme olanağının bulunması karşısında savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından; sanıklar ... ve ... müdafilerinin duruşmalı inceleme istemlerinin hükmolunan cezaların süresine göre şartları bulunmadığından 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanunun 94. maddesi ile değişik CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca takdiren REDDİNE,
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan ve Bölge Adliye Mahkemesince tefrik edilmiş olan hüküm, Dairemizin 2020/3093 Esas sayılı dosyasında verilen kararla onanmış olduğundan tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak olunmamış; duruşmada dinlenmesinden vazgeçilmesine karar verilen gizli tanıklar Eylül ve Seher"in soruşturma aşamasında alınan beyanlarına İlk Derece Mahkemesinin kabulünde dayanılması suretiyle CMK"nın 217. maddesine aykırı davranılması diğer deliller atılı suçların sübutu için yeterli görüldüğünden bozma sebebi yapılmamış; sanık ... hakkında tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması ve 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından hükmedilen adli para cezalarının yerine getirilmemesi halinde 6545 sayılı Kanunla değişik 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesi uyarınca infaz aşamasında resen uygulama yapılabileceği nazara alındığında hüküm fıkrasındaki TCK"nın 52/4. maddesi gereğince ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğine ilişkin ihtarat sonuca etkili görülmemiştir.
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanıklar müdafileri ile sanık ..."ın temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304/1. maddesi uyarınca dosyanın Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 06.07.2020 tarihinde üye ..."ın sanık ... hakkında örgüt üyeliği suçundan kurulan hükümde TCK"nın 22/4-2. cümle ve TCK"nın 62. maddelerinin uygulanması gerektiği görüşüyle oyçokluğu ile, diğer hükümler yönünden oy birliğiyle karar verildi.
KARŞI OY:
Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesinde sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, örgüt propagandasını yapma, 6136 sayılı Kanuna muhalefet, tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması suçlarından yapılan yargılama sonucunda verilen hükümlerle ilgili olarak istinaf yoluna gidildiği, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesinin 20.11.2018 tarih ve 2018/404 Esas, 2018/39 Karar sayılı ilamıyla istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi üzerine temyizen dosya Dairemize geldiği,
Dairemizce dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda sanıklar ..., ..., ... hakkında temyiz itirazlarının reddine, CMK"nın 302. maddesi gereğince oybirliğiyle hükmün ONANMASINA karar verildiği,
Sanık ... hakkında Dairemizin çoğunluğuyla farklı görüşte olmamızın sebebi, dosyadaki tüm deliller birlikte ele alındığında sanık hakkında TCK"nın 221/4-2 maddesi gereğince etkin pişmanlıktan dolayı cezada indirim yapılması ve sanık hakkında TCK"nın 62. maddesinin uygulanması gerektiği noktasındadır.
Bozma nedenleri;
1-Yerel Mahkemece sanığın kollukta, savcılıkta ve sulh ceza hakimliğinde etkin pişmanlığına yönelik verdiği ifadesinde, aynı dosyada kendi eylemleri ve mahkum olan ..., ... ve ..."la ilgili beyanlarda bulunduğu ve bu beyanların tümü sanıklar ..., ..., ..."ın mahkumiyet hükümlerinde delil olarak kullanıldığı, 24.09.1997 doğumlu olan sanığın örgüte katılım tarihinde 18 yaşından küçük, ancak yakalama tarihi olan 11.08.2016 tarihinde 18 yaşını bitirdiği, örgüte katılım tarihinden itibaren örgüt içerisindeki tüm faaliyetlerini, irtibat kurduğu örgüt üyelerini ve eylemlerini açıkça anlatıp, aynı zamanda teşhiste bulunan sanığın hazırlık aşamasında etkin pişmanlık hakkını kullanmak istediğini beyan etmesi nedeniyle hakkında TCK"nın 221. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmaması kararda tartışılmasız bırakılması Dairemizin istikrarlı olarak tüm kararlarında bu durumun bozma sebebi olarak kabul edildiği, ayrıca sanık hakkında dosya kapsamı itibariyle TCK"nın 221/4-2 maddesinin uygulanmasının gerekip gerekmediğini mahkeme kararında tartışılması gerektiği, gerek yerel mahkeme kararında gerekse Bölge Adliye Mahkemesi kararında etkin pişmanlık konusunun değerlendirilmemesi, eğer uygulanmayacaksa neden uygulanmadığı yönünde yasal bir gerekçe gösterilmesi zorunlu olduğu,
2-Dairemizin çok sayıda kararında belirtildiği gibi; TCK"nın 62. maddesinin uygulanması yönünde ".. Takdiri indirim nedeni olarak; failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususların göz önünde bulundurulması gerektiği gözetilmeden, geçmişte hakkında herhangi bir suç kaydı ve sabıkası bulunmayan, dosyaya yansıyan olumsuz bir davranışı tespit edilemeyen ve soruşturma aşamasında etkin pişmanlıkta bulunmak istediğini söyleyerek hükme esas alınan örgütsel faaliyetlerini ikrar eden, tutuklanmasından sonra ise beyanlarından döndüğü kabul edilerek TCK"nın 221. maddesinden faydalandırılmayan sanık hakkında hukuki ve yeterli olmayan gerekçe ile TCK"nın 62. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verlimesi," (Yargıtay 16. Ceza Dairesi 16.09.2019 tarih, 2019/1116 E. - 2019/5295 K. - 11.10.2018 tarih, 2018/2492 E. - 2018/3271 K.) Kaldı ki; bu dosyada sanığın diğer sanıklar hakkındaki anlatımları samimi ve delil olarak kabul edilip diğer sanıkların mahkumiyet hükümlerinde kullanılmıştır.
Dairemizce yapılan inceleme sırasında sanığın etkin pişmanlıktan vazgeçtiği yönündeki değerlendirme de yapılmadan; yerel mahkeme ve istinaf kararları hukuka uygun bulunmuştur. Oysa ki, mahkeme veya istinaf mahkemesi etkin pişmanlık hakkını kullanan sanığın bu beyanlarından vazgeçmesi durumunda hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmayacağı yönündeki kararlarından bile sanık hakkında TCK"nın 62. maddesinin uygulanması gerektiğinin altını çizmiştir.
3-Sanığın verdiği bilgilere dayanılarak suçun aydınlatıldığı dolayısıyla sanığın verdiği bilgilerin elverişli ve kanunun aradığı anlamındaki bilgi olduğu suçun aydınlatılmasında ve suçlunun cezalandırılmasında kullanıldığı tespit edilmesine
rağmen sanığın içinde bulunduğu konum, yer ve ortam itibariyle harici ve içsel nedenlerle yargılama aşamasında beyanından vazgeçmesi, kendisi ve ismini verdiği kişiler hakkında yargılama yapılıp ve bu bilgilerin cezalandırmada delil olarak kullanılması gözönüne alındığında vazgeçmenin aşağıda ayrıntılı belirtileceği şekilde hakkında TCK"nın 221/4-2 fıkrasının uygulanmasına engel olmadığı, nitekim TCK"nın 221/3. maddesinde yer alan etkin pişmanlık halinin uygulanması şartlarından biri "pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermek" olduğu halde kanun koyucu TCK"nın 221/4. fıkranın 2. cümlesindeki pişmanlık halinin uygulanması şartları arasında sadece "failin örgüt yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermek" şartını aradığı gerekçe ve kanun metninde belirtmiştir.
Devletler örgütlü suçluluk ve terör suçlarıyla mücade etmek için çeşitli stratjiler üretmektedir. Devletler kendi varlıklarını ve Anayasal düzenlerini tehdit edecek boyutlara ulaşan bu suçluluk türlerinin önüne geçmek için örgütün kendisini daha doğrusu mensuplarını kullanma yolunu denemektedir. Gerçekten suç örgütlerinin çökertilmesi mensuplarının yakalanıp cezalandırılmasında en etkili yöntemlerden birisi bizzat örgüt mensuplarıdır. Suç örgütleri ve işledikleri suçlar hakkında bu kişilerden bilgi alınması örgüt ve örgüt mensuplarıyla daha etkin mücadele edilmesi sonucu örgütün dağılması veya zayıflatılması ve örgütün kullandığı yöntemlerinin tespit edilip buna göre önlem alınmasını sağlayacaktır. Çağımızda bilginin kullanılması en etkili yöntemlerden biridir. "Bilgi otoritenin yarısıdır" kavramından hareketle örgüt mensuplarının sadece örgütü ortadan kaldırmaları ya da örgütle irtibatlarını kesmeleri karşılığında bazen de örgüt ya da işlediği suçlar hakkında bilgi vermeleri karşılığında hiç ceza vermeme ya da indirimli ceza verme vaadi ile örgütlerin ortadan kaldırılması ya da zayıflatılması amaçlanmaktadır. Diğer bir bakışla örgüte adım atmakla suç dünyasının içine düşen örgüt mensuplarını yeniden topluma kazandırma şansını tanımak gerekir. Bu açıklamalar ışığında kanunu düzenleme ve dosya kapsamında örgüt ve örgüt adına suç işleyen kişiler hakkında etkin pişmanlık haklarını kullanılarak bilgi veren sanıkların verdikleri bu bilgilerin elverişli olduğu kabul edilerek diğer örgüt mensuplarının mahkumiyetlerinde kullanılmasına rağmen etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandırılmaması hak ve nesafete uygun olmadığı gibi, gelecekte suçluluğa katılan kişilerin suç örgütleri ve örgüt adına suç işleyen kişilerin hakkında bilgi verilmesini engelleyecek nitelikte terörle mücadeleye katkı değil, zarar veren bir anlayış olur.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 08.04.2008 tarih 2009/9-18-78 E-K sayılı kararın gerekçesinde belirttiği gibi "Terör örgütlerinin insan kaynağının kurtulabilmesi, alınabilecek diğer tedbirler ile birlikte bu örgütlerin etkisizleştirilip ortadan kaldırılmaları, geçmişten meydana gelen terör örgütü eylemlerinin aydınlatabilmesi gelecekte işleyebilecekleri suçların engellenmesi ve terör örgütüne üye olanların tekrar topluma kazandırılmaları için örgüt üyelerinin ve yöneticilerinin örgütten ayrılmalarını sağlamak suç ve suçluyla mücadele etmek için pişmanlık yasalarının ve etkin pişmanlık kurumunun bu amaca uygun olarak yorumlaması gerektiğini" belirtmiştir.
Nitekim örgüt mensuplarının örgütten ayrılmaları ya da örgüt hakkında bilgiler vermeleri onların gerek kendilerinin gerekse ailelerinin hayatlarına mâl olabilir ya da farklı istenmeyen sonuçlara mâl olabilir. Bu kişilerin her aşamada; içinde bulundukları ve yaşadıkları ortamlardan dolayı örgüt hakkında her aşamada bilgi vermeleri beklenemez. Zaten kanun koyucu TCK"nın 221. maddesinin düzenlenmesinde pişmanlık halini öngördüğü ve öngörmediği halleri ayrı ayrı düzenlemiştir.
Nitekim, TCK"nın 221. maddesindeki düzenlemenin esas itibarıyla suç ve suçluyla mücadeleyi ön plana çıkarıldığı gönüllü olarak vazgeçenlerin, pişmanlık duyanların yanında suç işleyip yakalandıktan sonra bilgi veren kişiler hakkında da bilginin elverişli olması halinde cezada indirim öngörmüştür.
TCK"nın 220. maddesinde suç işlemek amacıyla örgüt kurmak suçuna ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. TCK"nın 221. maddesinde "etkin pişmanlık" başlığı altında suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek veya bu amaçta kurulmuş örgüte üye olmak ya da üye olmamakla beraber örgüt adına suç işlemek veya örgüte bilerek isteyerek yardım etmek suçlarıyla ilgili etkin pişmanlık hali düzenlenmiştir.
TCK"nın 314/3. maddesinde suç işlemek için örgüt kurmak suçuna ilişkin diğer hükümleri terör suçları aynen uygulanır hükmüne yer verilmiştir.
Bu maddede "etkin pişmanlık" başlığı altında suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek veya bu amaçla kurulmuş örgüte üye olmak ya da olmamakla beraber örgüt adına suç işlemek veya örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçları ile ilgili olarak etkin pişmanlık hali düzenlenmiştir.
Nitekim Türk Ceza Kanunu 221. madde düzenlemesinde 4 fıkra halinde etkin pişmanlık hallerini ve derecelerini düzenlenmiştir.
TCK"nın 221/1. maddesinde suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan; kurucu veya yöneticiler (örgütü dağıtan veya verdiği bilgilerle dağılmasını sağlayan) hakkında etkin pişmanlık hali düzenlendiği,
TCK"nın 221/2. maddede; örgütün faaliyeti çerçevesinde bir suça iştirak etmeksizin gönüllü olarak örgütten ayrılan örgüt üyeleri hakkında etkin pişmanlık hali düzenlendiği,
TCK"nın 221/3. maddede örgütün faaliyeti çerçevesinde bir suçun işlenişine iştirak etmeden yakalanan örgüt üyesinin pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensupların yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermesi hakkın etkin pişmanlık hali düzenlendiği,
TCK"nın 221/4. maddede; suç işlemek amacıyla örgüt kuran, yöneten veya örgüte üye olan (Ek ibare: 29.06.2005-5377 SK. 26. md) ya da üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen, veya örgüte bilerek isteyerek yardım eden kişinin,
a)Gönüllü teslim olması ve örgütün yapısı faliyeti ve örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi halinde cezaya hükmolunmaz.
b)Yakalandıktan sonra örgütün kurucusu, yönetici veya üyenin örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgileri vermesi halinde örgüt kurmak, yönetmek veya üye olmak suçundan dolayı haklarından verilecek cezadan üçte birden dörtte üçe kadar indirim yapılır.
TCK"nın 221/4. madde gerekçesinde; "Kişi, suç işlemek için kurulmuş olan örgütün kurucusu, yöneticisi veya üyesi olmakla birlikte, örgütün ulaştığı yapılanma itibarıyla dağılmasını sağlama imkanından yoksun olabilir. Bu durumda bile, söz konusu sıfatları taşıyan kişilerin belli şartlarda etkin pişmanlıktan yararlanması sağlanabilmelidir. Bu durumda sanık hakında durumuna göre 221/4. maddeye göre indirim yapılacaktır. Bu düşüncelerle maddenin dördüncü fıkrası düzenlenmiştir." Bu açıklamalarla da anlaşılacağı üzere verilen bilginin dağılma veya mensuplarının yakalama sonucunun doğurması değil, bu sonuca elverişli bilgi olması veya suç ve suçlunun tespiti açısından yeterli olmasını aramıştır.
Dava dosyamız açısından önemi itibariyle TCK"nın 221/4. maddesindeki etkin pişmanlık hallerini ayrıntılı olarak incelemek gerekir.
221/4. fıkrasının 1. cümlesinin uygulanma koşulları;
-Fail örgütün kurucusu yöneticisi, örgüt üyesi ya da üye olmakla birlikte örgüt adına suç işleyen veya örgüte bilerek ve istereyek yardım eden olmalı,
-Gönüllü olarak teslim olmalı,
-Örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermelidir.
Bu üç şartın gerçekleşmesi halinde kişi hakkında örgüt kurmak yönetmek veya örgüte üye olmak suçundan dolayı ceza hükmolunmaz.
221. maddenin ikinci fıkrasına örgütten ayrılan faillerin durumu düzenlenmiş iken dördüncü fıkrada teslim olan örgüt üyelerin durumu düzenlenmiştir.
Failin örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak edilmemiş olması ön koşulu bu fıkra da düzenlenmemiştir. Belirtilen koşulların oluşması halinde fail hakkında örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye omak suçundan dolayı cezaya hükmolunmayacağı düzenlenmiştir.
221/4. fıkrasının 2. cümlesinin uygulanma koşulları;
-Sanığın örgütün kurucusu yöneticisi, örgüt üyesi ya da üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen veya örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden olması,
-Örgütün yapısı ve faaliyet çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermeli,
-Yakalanmış olmalı,
Üç şartın da birlikte gerçekleşmesi halinde kişi hakkında örgüt kurmak, yönetmek, örgüte üye olmak suçundan dolayı ya da örgüt adına işlenen suç ve örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçlarından indirim öngörülmüştür. Bu itibarla 4. fıkra kapsamında yakalanan kişileri etkin pişmanlıktan yararlanabilmesi için örgüt yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar hakkında bilgi vermesi yeterlidir. (Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, Yrd. Doç. Dr. Önder Tozman, age.sh. 409)
Burada amaçlanan kişinin örgütün ulaştığı yapılanma itibarıyla dağılmasını sağlama imkanından yoksun olması durumunda bile etkin pişmanlık hakkında yararlanabilmesidir.
Kanun koyucunun TCK"nın 221/2, 3 ve 4. fıkranın 1. cümlesinde pişmanlık ve gönüllülük esas almasına rağmen 221/4-son maddesinde ceza indirimi için sadece örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermek şartını aramıştır. TCK"nın 221/4-son maddesinde aranan şart yeterli bilgi ve belge verip vermediği değerlendirilip, yeterli bilgi ve belge vermişse TCK"nın 221/4-son madde uygulanacak, yeterli bilgi ve belge vermediği mahkeme tarafından takdir edilecetir. Mahkeme bu takdiri objektif kurallar ve dosyadaki bilgi ve belgeleri esas alarak yapacaktır. Nitekim Yargıtay 9. Ceza Dairesi 14.05.2007 tarih 2006/7296 E. 2007/4161 K. Sayılı ilamında "yakalanan sanığın 5237 sayılı TCK"nın 221/4 maddesinde öngördüğü şekilde örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili yeterli bilgi ve belge vermediği, bu nedenle yasada aranan şartların oluşmadığı gözetilmeden..." diyerek kararı aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmıştır. Yine 9. Ceza Dairesi, 05.03.2011 tarih 2012/450 E. 2012/2884 K. sayılı ilamında "dosya kapsamından yakalandığı ve soruşturma aşamasında etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediğini söylediği anlaşılan sanığın, vermiş olduğu bilgiler değerlendirilerek hakkında etkin pişmanlık hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi..." diyerek kararı bozmuştur.
Gerek Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve Daire kararlarında ve gerekse yasal düzenlemeye baktığımızda TCK"nın 221/4. maddesinin 2. cümlesinin uygulanması konusunda TCK"nın 221/2 maddesinde yer alan "gönüllü olarak", 3. fıkrada yer alan "pişmanlık duyarak", 4. fıkranın 1. cümlesinde "gönüllü olarak" kavramlarının bulunmasına rağmen kanun koyucu bilinçli olarak organize suçlarla mücadele konusunda etkin olmak için kişiler yakalandıktan sonra gönüllülük ve pişmanlık şartı aramaksızın örgüt, örgüt üyesi ve örgütsel suç hakkında "elverişli bilgi" verilmesini yeterli görmüştür ve bu durumlarda bu sanıklar hakkında TCK"nın 221/4-2 maddesi gereğince cezada verilen bilginin niteliğine göre miktarsal indirim yapılmasını öngörmüştür.
Kısaca sanığın; örgütte yer alan kişiler ve kendisinin örgüt içerisine girme aşamasından itibaren kimlerle temas kurduğunu, kimlere bağlı olarak çalıştığını, hangi görevleri yerine getirdiğini ve yakalama aşamasına kadar örgütsel görev üstlenen kişilerin hepsini tek tek saymıştır. Bu aşamada verilen bu bilginin 221/4-2 kapsamında elverişli bilgi olduğu, kendisinin yargılamasında ve diğer sanıkların yargılamasında kullanılan bilgi ve deliller olduğu göz önüne alındığında kanun koyucunun TCK"nın 221/4-2 maddesinde yer alan hükmün uygulanması için elverişli bilgiyi yeterli gördüğünden sanığın harici ve içsel duygularından dolayı beyanından vazgeçmesi TCK"nın 221/4-son cümlenin uygulanmasına engel değildir. Zira kanun koyucu burada sadece elverişli bilgi verilmesini arıyor.
Yukarıdaki ayrıntılı açıklamalar ışığında kolluk, savcılık ve sulh ceza mahkemesinde etkin pişmanlık hakkını kullanarak kendi eylemi ve diğer sanıkların eylemleri hakkında bilgi verip teşhis işleminde bulunun sanık ... hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması ve bu konuda bir karar verilmemesi,
Yine Dairemizin çok sayıda kararında belirtildiği gibi; TCK"nın 62. maddesinin uygulanması yönünde ".. Takdiri indirim nedeni olarak; failin geçmişi, sosyal
ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususların göz önünde bulundurulması gerektiği gözetilmeden, geçmişte hakkında herhangi bir suç kaydı ve sabıkası bulunmayan, dosyaya yansıyan olumsuz bir davranışı tespit edilemeyen ve soruşturma aşamasında etkin pişmanlıkta bulunmak istediğini söyleyerek hükme esas alınan örgütsel faaliyetlerini ikrar eden, tutuklanmasından sonra ise beyanlarından döndüğü kabul edilerek TCK"nın 221. maddesinden faydalandırılmayan sanık hakkında hukuki ve yeterli olmayan gerekçe ile TCK"nın 62. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verlimesi," (Yargıtay 16. Ceza Dairesi 16.09.2019 tarih, 2019/1116 E. - 2019/5295 K. - 11.10.2018 tarih, 2018/2492 E. - 2018/3271 K.) şeklindeki çok sayıdaki kararına rağmen sanık hakkında TCK"nın 62. maddesinin uygulanmaması usul ve yasaya aykırı olduğundan çoğunluk görüşüne bu nedenlerle katılmıyorum. Kararın bu nedenlerle BOZULMASI gerektiği düşüncesindeyim.








 

 

 

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi